banner564

Siyasette dik duruş

  Kıbrıs’ta siyasete girdiniz...

  Alacağınız her karar, atacağınız her adım, söyleyeceğiniz her söz, devletin ve halkın çıkarlarını korumaya yönelik olmalıdır...
  Bunun tersini yapan ve geçici çıkarlar uğruna halkına ve ülkesine zarar verenler için, siyasetten ayrıldıktan sonra iyi şeyler söylenmez...
  Ciddi kararların altına imza atarak, sorumluluklarını yerine getirenler, bir süreliğine tepki görseler bile, yapılan işin doğruluğu ortaya çıkınca halktan yine büyük destek görürler...
  Rum lideri Nikos Anastasiadis, halkın mevduatlarından yüzde 40 oranında ‘traşlama’ yaptığı için tarihe geçecek bir lider oldu...
  Ancak; tarih ondan kötü bir lider olarak bahsetmeyecek...
  Mecbur olduğu için siyasi geleceğini tehlikeye atarak, ülkesini kısa sürede iflastan çıkaran bir liderden söz edilecek...
  Anastasiadis, halkın mevduatlarını tıraşlarken, diğer yandan ‘yapanların yanına kalacak’ bir siyaset izlemedi...
  Geriye dönük yolsuzluk olaylarının araştırılması için hem savcılığı harekete geçirdi, hem de özel komiteler oluşturdu...
  Kuşkusuz; bu komiteler bizdeki Başbakanlık Denetleme Kurulu’na benzemiyor...
  Bizdeki kurul; 10’un üzerinde yolsuzluk ve suistimal dosyası hazırlamakla birlikte, bunları sonuca götüremedi...
  Siyaset buna engel oldu...
  Küçük çıkarlar, polisi de yargıyı da engellediği için; tek bir dosya dahi sonuçlanmadı...
  Ama Rum tarafında 2 belediye başkanı hapse atıldı...
  İçişleri eski bakanı da öyle...
  Anastasiadis, 3 yıllık hükümet icraatlarını anlatırken, yolsuzluk ve suistimal olaylarının üzerine gitmeye devam edeceklerini söyledi...
  Halka bu konuda bir kez daha güvence verdi...
  İşte o nedenle Kıbrıs siyasetini kaleme alanlar, ondan övgüyle söz edeceklerdir...

 Benzerimiz yok

  Ama Kuzey Kıbrıs çok farklı bir ülkedir...
  Rumlara veya Avrupa’ya benzer bir yanımız yoktur...
  Yolsuzluk ve suistimal olaylarının giderek artmasına karşın, doğru dürüst soruşturma yapamazsınız...
  Yapmaya kalkışanların anında saldırıya uğradıkları bu ülkede, siyasetin içine düştüğü batağı görmezden gelemeyiz...
  Kendi yandaşlarını ilgilendiren konularda yasaları, hukukun üstünlüğünü, devletin çıkarlarını kesinlikle düşünmezler...
  Arada bir ‘hesap sorulacağı’ yönünde mesaj verenler çıksa bile; ilerleyen süreçte onu da etkisiz hale getirirler...
  İşte bu yüzdendir ki; geçmişte yaşanan birçok olay aydınlığa kavuşturulamadı...
  Milyonlarca Euro’luk yolsuzluk ve suistimal olayının yargıya havale edilmesini engelleyenler karşısında hiçbir şey yapılmadı...
  Bunun ana nedeni ‘siyasette devam’ hastalığıdır...
  Birilerine dokunmadıkça veya yandaşları korudukça siyasi geleceklerinin ipotek altına alınacağını düşünerek hareket edenlerin sayısı çok fazladır...
  Türkiye’nin akıttığı milyarlara ve elde edilen paha biçilmez ganimete karşın, küçük bir ülkenin bugün sorunlarla boğuşmasının temelinde kötü siyaset vardır...
  Devlete ve millete yönelik hizmetlerin, kişisel veya partisel menfaatlerin gerisinde kalması nedeniyle önümüzdeki süreçte sıkıntıların daha da artması söz konusudur...
  Ne var ki; hiç olmazsa yolsuzluk ve suistimal olaylarında Rum tarafını örnek alarak bir şeyler yapmalıyız...
  Bunu yapanlar belki kısa sürede makamını kaybedecek, hatta saldırıya uğrayacak...
  Ama vicdanı rahat, başı dik duracak...
  Uzun vadede saygıyla anılır bir siyasetçi olacak...

YORUM EKLE

banner608

banner474