banner564

Siyasette iz bırakabilmek                       

   Küçük ülkemizde ‘çelişkilerle dolu’ bir yaşam tarzımız vardır...
   Lüks araba kullanımında nüfusa göre dünya şampiyonuyuz...
   Ancak yollarımızın tamamı çökmüş durumda…
   Dıştan bakanlar ‘acınacak halde olduğumuzu’ görmekte zorlanmıyor…
   Zavallı Kıbrıslılar…
   Veya KKTC vatandaşları…
   Bu nasıl bir yaşam düzeyi?..
   Bu nasıl bir yönetim tarzı?.. 
   İş yapmayan bakanlıklarda gereğinden 4-5 kat fazla memur...
   İş yapan ve en fazla gelir toplayanlarda ise eleman eksikliği...
   Üniversitelerde öğrenci sayısı 100 bini aşmış diye övünmeler...
   Adli suçlarda patlama ve polis kadrosunun yetersizliği...
   Eğitim kalitesinde dibe vuruş...
   Eğitim dışında her eylemin içinde yer alan sendika bolluğu...
   Kanser hastalıklarında patlama...
   Tarımda zehir kullanımı denetimsiz...
   Ve çok daha önemlisi, nüfusa göre ‘Birlik-Dernek-Cemiyet’ sayısında duble dünya şampiyonluğu...
   Bunların önemli bir kısmı, mesleki amaç doğrultusunda değil, siyasi amaçlar için kullanılıyor...
   Engelliler dahi siyasiler tarafından parçalara ayrılmış…
   Bir düzine basın örgütü var…
   Kadın örgütlerinin sayısı 50’yi aşmış durumda…
   Yirmi dolayında çevre örgütü var ama, çevre talanı artarak sürüyor…
   Bu nasıl bir dünya?..
   Nasıl bir kültür?..

Böyle mi devam edecek?

   İlerleyen aylarda “yetti artık” diyerek ‘herhangi bir çözüme’ razı mı olacağız?..
   Yoksa kendi evimizi toparlayıp da mı çözüme gideceğiz?..
   Şimdiki hükümet mensuplarının ‘Teslim’ siyasetinden yana olduklarını söyleyemeyiz...
   Tüm halkı kucaklayan bir icraat sözü verdiklerine göre; halkı parçalara ayıran tüm uygulamaları sonlandırmalıdırlar...
   Mensubu oldukları partilerin bazı üyeleri tarafından eleştiri görebilirler...
   Siyasette yaşam süreleri kısalabilir...
   Ancak; önemli olan uzun yıllar siyasette boy gösterip de ülkeyi enkaz tarlasına çevirmek değildir...
   Kısa süreli de olsa şerefli bir hizmetin gururunu yaşamak çok daha önemlidir...
   Bugün en önemli kurumlarımız dahi siyasete bulaşmış durumdadır...
   Görmezler, kadınlar, çevreciler, medya, sağlık elemanları,  trafik örgütleri ve diğerleri ‘birden çok daha fazla’ isim altında bölünmüş durumdadır...
   Bunun en önemli nedeni; siyasetin bu kurumlarımıza el atmış olmasıdır...
   “Onu da partimize çekelim, bunu da bizden yapalım” diyerek, örgütlerin iç işlerine müdahale ederek, tümünü etkisiz duruma getirdiler...
   Büyük bir kısmını siyasi amaçlar için kullandılar...
   Bundan cesaret alan örgüt yöneticileri de, ilgi alanlarına girmeyen her eylemin içinde yer almaya başladı...
   Buna derhal dur denmeli...
   Aynı amaç için onlarca dernek kurulmasını önleyici adımlar atılmalı...
   Aynı şekilde siyasi partilerin üye listeleri gözden geçirilmeli ve birden fazla partide üye olanlar derhal ortaya çıkarılıp, gereken uygulamalar yapılmalıdır...
   Parti, sendika ve dernek kurabilmenin koşulları yeniden düzenlenmelidir...
   Öyle 15 imza toplayıp da dernek kurmak, sonra bunu amaçları doğrultusunda değil de siyasi amaçlı kullanmak ‘demokratik hak’ değil, demokrasiyi yozlaştırmaktır...
   Seçim sonrasındaki hükümet bu hayati soruna derhal el atmalı ve gerekeni yapmalıdır...
   Kısa süreli de olsa siyasette doğru iş yaparak, gönül rahatlığı içinde noktayı koyabilmektir önemli olan...
   Hayırlı Cumalar...  

YORUM EKLE

banner471

banner473