banner564

Siyasi baskı ile faizler düşüyor. Bizim faizleri nasıl etkiler?

 Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın bankalara faiz oranlarını indirmesi çağrısı üzerine birçok banka konut kredilerinde yıllık bazda % 1 civarında indirim yaptı. Akabinde Başbakan Binali Yıldırım’ın bankaların temsilcileri ile gerçekleştirdiği toplantı öncesinde faiz indirimi yarışları başladı. Bu çerçevede birçok banka konut kredileri dışında kalan tüketici ve araç kredilerinde de yıllık bazda % 1 civarında indirim yönüne gittiler. Başbakan Yıldırım 1 Kasım 2016 tarihinde Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın başkanlığında bankacılık heyetini Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Bankaların üst düzey yöneticilerinden beklentilerinin ekonomiyi canlı tutma adına bankaların müşterilerini desteklemelerini ve finanse ederek yatırımları artırmaları olduğu hususuna vurgu yapıldı. IMF’nin Çarşamba günü yayımlanan büyüme tahminleri raporunda Türkiye ekonomisinin 2016 yılında % 3.3, 2017 yılında ise % 3 oranında büyümesinin beklendiğini açıkladı. Bu bağlamda Başbakan toplantıda ülke ekonomisinin yeniden % 5 oranında büyüyecek şekilde  ivme kazanmasını arzuladıklarını belirtti. Bankacılar ise sektörün işleyişini ilgilendiren bazı düzenlemelerle ilgili beklentilerini Başbakana sundular ve hükümetin gerekenleri yapmaya devam edeceği taahhüdünü almış oldular.
   Hükümetin piyasalarda düşük faiz oranlarıyla borçlanma maliyetlerinin azaltılarak yatırımın önünü açma stratejisi olduğu barizdir. Ancak bankaların merkez bankası faizleri indirmeden önce kredi faizlerini daha da geriye taşıyarak aşağıya çekmeleri mevduat faizlerini de indirmeden pek mümkün görünmemektedir. Zira bankaların mevduat ve diğer kaynaklara ödediği faizlerle kredilerden alınan faizler arasında bir marj söz konusudur ve bankalar maliyetlerini azaltmadan faiz gelirlerini indirdikçe karlılıkta başa baş noktasına yaklaşırlar. Mevduat faizlerini azaltmak ise merkez bankasının belirlediği faiz oranlarına, faiz oranları ise enflasyona bağlı durumdadır. Keza mevduat faizleri hayat pahalılığı oranının altında kalırsa kişi tasarruf yapmaktan vazgeçerek başka alanlara yönelebilir. Türkiye’de bize yakın sayılan yıllık enflasyon oranı ekim ayında azalan yönde % 7,16’dır. Merkez Bankasının bankalara sağladığı haftalık faiz oranı ise % 7.50’dir. Bankacılık sektöründe ise Türk lirası vadeli mevduatlara ağırlıklı ortalama olarak % 9 civarında faiz verilmektedir. Dolayısı ile kredilerdeki faiz indirimlerinde bu üç belirleyici faktörün dengesi gözetilecektir. Bazı bankalar kredi faiz indirimlerine müteakip olarak bahse konu marjı sabit düzeyde korumak adına mevduat faizlerini de indirmeye başlamışlardır. Ancak bu indirim mevcut hayat pahalılığı ve merkez bankası faizleri göz önünde tutulduğunda % 1.50 – % 2 bandının altına çekilmesi mümkün gözükmediğinden sınırlı kalacaktır. Buna ek olarak hızla yükselen döviz kurları hayat pahalılığını artırarak enflasyon üzerinde baskı  kuracak ve merkez bankasının faiz indirimini zorlaştıracaktır. 
   Türkiye’deki faiz oranları K.K.T.C.’yi de yakından ilgilendirmektedir. Bunun sebebi ise Merkez Bankamızın faizleri T.C. Merkez Bankası’nın para politikasına paralel olarak şekillendirmesidir. Kendi para birimimiz olmadığından dolayı paranın değerini fiyatlamada haliyle bize düşmemektedir. Örneğin Euro para biriminin faizleri Frankfurt’taki Avrupa Merkez Bankası’nda kararlaştırılmakta ve diğer üye ülkelerde belirlenen ortak para politikası üzerinden stratejiler üretmektedir. Dolayısı ile T.C. Merkez Bankası enflasyon oranlarındaki azalma trendinden faydalanarak esas arzu edilen faiz indirimine gitmesini müteakip olarak bizde de faizler eş zamanlı olarak düşmeye başlayacak ve bankalardaki faizler de direk olarak etkilenerek faiz indirimleri uygulanacaktır. Böylelikle tasarruf döneminden ziyade yatırım döneminin başlayacağı öngörülmektedir.
Tüm değerli okurlara iyi bir iş haftası diler, kazançlı işler temenni ederim.
YORUM EKLE

banner608

banner473