banner564

Sorumluluk onlarındır

   Kıbrıs sorununun neden çözümsüz kaldığını anlamak için Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın son açıklamalarına bakmak yeterlidir...

   Akıncı; 10 aylık bir aradan sonra görüştüğü Rum lideri Nikos Anastasiadis’in tavrında herhangi bir değişikliğin olmadığını açıkladı…
   Ayrıca doğal gaz konusunda ‘birlikte hareket etme’ önerisine olumsuz yanıt aldığını belirtti…
   Peki Rum tarafının tavrı olumsuz olduğuna göre ne yapmalı?..
   Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu sorununun yanıtını Cumhurbaşkanı Akıncı ile siyasi parti liderlerine bıraktı…
   Saatlerce devam eden toplantıda gerek Akıncı, gerekse parti liderleri Anastasiadis’le uzlaşma olamayacağı konusunda tek ses oldu…
Fakat iş ‘Yeni yol haritasına’ gelince, ortaya çatlak bir ses çıktı…
   UBP, CTP, HP, DP, YDP ‘İki devletli çözüm’ formülünün gündeme gelmesine tepki göstermezken, TDP bu konuyu parti meclisine götüreceğini açıkladı…
   Tıpkı; 80’li yıllarda merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a yaptıkları gibi…
   Özal, yıllar öncesinde Kuzey Kıbrıs’ın tümüyle serbest bölge olmasını önermiş, bu şekilde ambargoların bertaraf edileceğini belirtmiş ve ilk yıllarda ortaya çıkacak mali kaybın tamamını karşılayacağını belirtmişti…
   O zaman ki adıyla TKP yine koalisyonun küçük ortağıydı ve bir bakan “Konuyu parti meclisine götürüp tartışacağız.” deyince, Cumhurbaşkanı Özal toplantının sona erdiğini söyleyerek, masayı terk etmişti…
   Şimdiki adıyla TDP’nin bu tavrının Kıbrıslı Türk’lere maliyeti çok ağır oldu…
   Bugün pamuk ipliğine bağlı bir ekonomik yapıda olmamızın ana nedeni, her şeyi devletin yapması mantığıyla yürütülen kötü siyasettir…
   Aynı parti, şimdi Kıbrıs konusunda ‘tam mutabakat ile’ bir karar alınmasını, parti meclisine gidileceği iddiasıyla engellemiş oldu…
   Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı da bundan rahatsız olmadı…
   Hatta “Ben halkıma bu işin bittiğini söylemem” dedi…
   Herkes bunları bir yerlere not etmeli ve dersler çıkarmalıdır…

Gerçekler görmezden gelinemez

   Kıbrıslı Türkler’in ve Türkiye’nin artık uyanması ve gerçekleri anlaması gerekiyor...
   Rumlar; anavatanları Yunanistan’dan aldıkları destekle Kıbrıs’ı uzun vadeli bir programla ele geçirebileceklerini hesap ediyor...
   Bizimle ortaklığı kabul etmiyor...
   Kilise maddi ve manevi desteğiyle Türk aleyhtarı gençler yetiştiriyor...
   Bunu güneyde yaşayan tüm yabancı diplomatlar ve Birleşmiş Milletler yetkilileri de biliyor...
   Öyleyse; iki toplumu yeniden ateşin içine atmak yerine, mevcut düzeni korumaktan başka çare yoktur...
   Yıllardan beri çözüm olması için direniyoruz...
   Ama tek yanlı istekle bunu başaramadığımız için, mevcut durumu iyileştirerek yolumuza devam etmeliyiz...
   Bunun için de KKTC’yi yönetenlere büyük sorumluluklar düşüyor...
   Halkı mutlu edecek, geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak acil önlemler alınmalıdır...
   Sağlıkta ve eğitimde, kamu kuruluşlarında yeniden düzenlemeye gidilmelidir...
   Trafik konusu ciddiye alınmalıdır...
   Kötü yollar çok hızlı bir şekilde düzeltilmeli, ehliyet sınavları ‘AB düzeyine’ getirilmeli, araç muayeneleri yılda bir kez yapılmalı, trafik denetimleri artırılmalıdır...
   Bir başka önemli sorunumuz ise gittikçe kirlenen çevredir...
   Dağların oyulması derhal durdurulmalıdır...
   Kirlilik yaratanlara yönelik caydırıcı cezalar yürürlüğe girmelidir...
   Tüm bölgelerde kanalizasyon sorunu çözülmelidir...
   Kuşkusuz bunları lafla başaramayız...
   Plan, program ve kararlılık gerekiyor...
   İyi pazarlar...  

YORUM EKLE

banner608

banner473