banner564

Stewart, Mitçotakis, Tatar- Tahsin ve NATO

Bin bir çeşit dertle yoğunuz. Ancak, Sayın Tatar’ın, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Temsilcisi Sayın Colin  Stewart’la yaptığı görüşmede ifade edilenleri de ele almak gerekir. Çünkü bu görüşmeden sonra; “ Güney Kıbrıs’tan Türkiye’deki deprem mağdurları için toplanan 6 kamyonluk destek malzemesini, Türkiye’ ye iletmek için Kuzeydeki Koordinasyon merkezine ilettiklerini “ Sayın Stewart açıkladı. Biz bunu, Sayın Stewart’ın açıklamasından öğrendik. Yani KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanı bu bilgiyi kendi toplumuna vermedi.. Bu, Tatar- Tahsin ikilisinin takip ettiği bağnaz siyasetin çöküşüdür. Çünkü deprem sonrası, Güneyin duyarlı insanları, mağdurlar için yardım kampanyaları açmıştı. Yardımları da Türkiye’ye iletmek için Lidra Palace sınır kapısında teslim etmek istemişlerdi. Ama hey hat. Tatar – Tahsin ikilisi engellemek için her yolu denedi. Ancak bu tavır, Kıbrıs Türk Toplumundan büyük tepki aldı. Bunun üzerine bu tavrı eleştirenleri; Hain, Rumcu ilan  ederek   ve Kuzeyden kovmakla da ifade ettikleri galiz sözlerle ağır saldırılar altına alıp susturmak istediler. Şimdi ise BM Temsilcisi Sayın Stewart’ın açıklaması ile o bağnaz tavırlarının, deyim yerinde ise “ yatsı namazına” kadar sürmediğini gördük.. 6 kamyon yardım malzemesini, Türkiye’ye iletmek için teslim aldılar. Doğrusu bu idi. Ne acıdır ki bu doğruya,  kendi yurttaşlarına yaptıkları ağır saldırılar ve bağnaz engelleme adımlarından sonra, BM nin ve tüm insanlığın ilkeli tutumu nedeni ile medazori geldiler.
Yunanistan Başbakanı Sayın Mitçotakis, yaptığı açıklamada, Türkiye’deki deprem ve Yunanistan’daki tren kazası nedeni ile Türkiye ve Yunanistan arasında önemli yumuşama geliştiğini ifade etti. Bunu tren kazası nedeni ile iç kamuoyundan ciddi tepkiler aldığı, seçim öncesi yaptı.. Bu nedenle Sayın Mitsotakis’in bu ifadeleri önemlidir. Ayni şekilde Yunanistan Dışişleri Bakanı Türkiye’ye geldi ve mevkidaşı Sayın Çavuşoğlu ile görüşmeler yaptı, birlikte çok güzel mesajlar verdiler. Bu nedenlerle de Tatar- Tahsin ikilisinin o tavrı, tüm bu gelişmeler karşısında da sırıtan bir çirkinlikti.
Sayın Tatar, Sayın Stewart’la yaptığı görüşmeden sonra basına, “iki devletli çözümden başka bir şeyi görüşmeyeceğini “ açıkladı. Ancak Sayın Tatar ve müttefiki Sayın Tahsin bir diğer konuda ise hiç ses çıkartmadı. Bu ise, en önemli konulardan biridir. Çünkü, 10 Ocak 2023’te NATO Genel Sekreteri Sayın Jens Stolbenger ile AB Konsey Başkanı Sayın Michel ve AB Komisyon Başkanı Sayın Ursula vonder Leyen arasında, AB- NATO İşbirliği Deklerasyonu imzalandı. Bu, 2018 de atılan adımla, NATO ve Güney arasında kurulan köprübaşlarından sonra, oluşan asma köprünün sağlamlaşması demektir. Çünkü 2018’de oluşan o asma köprüden, Fransa’nın Güneyde deniz üssü kurması  ve ABD’  nin Güneye uyguladığı silah ambargosunu kaldırması geçti.   Bu deklerasyon ise, NATO ile Kıbrıs’ın ilişkilerini asma köprü olgusundan çıkartıp, daha da sağlam bir köprü olma yolunu açıyor. Buna Tatar- Tahsin ikilisi gık etmedi. Bunun böyle gelişmesinin nedeni ise Sayın Tatar’ın, ‘iki devletli çözüm’ diyerek, BM zemininden, AB  ve uluslararası siyaset alanından uzaklaşmasıdır. . Bu gelişmeler bana, yıllarca süren ve “ Kıbrıs, üç garantör ülkenin üye olmadığı uluslararası örgütlere üye olamaz” diyerek, AB’ye sırt dönen, ama 1999 AB Helsinki Zirve sonuçlarını Türkiye ve Kuzeyin kabul etmesi ile çözüm olmadan da Kıbrıs’ın AB üyesi olmasına kapı açan tarihi hatayı hatırlatıyor. Çünkü, “ tarih tekerrürden ibarettir” diyen bir söz var. Bundan dolayı, yaşadığımız hay huy içinde, bu konuya değinmek istedim. 
 

YORUM EKLE

banner471

banner473