Çözüm isteyen ve bu amaçla karşılıklı suçlamaların dozunu artıranlar vardır…
   Elbette halkımızın ezici bir çoğunluğu ‘garantilerin devam edeceği’ ve ‘siyasi eşitliğimizin tanınacağı’ bir çözüm istiyor…
   Ayrıca; daha düzgün bir yaşam için AB kurallarının uygulanacağı bir düzene destek veriyor…   
   AB kurallarının uygulanması halinde yargıya taşınabilecek suçların sayısı oldukça fazladır…
   Tam gün eğitime geçmemek, 3 saatlik eğitim ile çocukların geleceğini karartmak suçtur…
   Sendikaların yanı sıra birlik, dernek ve cemiyetlerin ‘meslek sınırlarının’ dışına çıkarak her konuda eyleme yönelmesi suçtur…
   Devlet memuru olup da devletin içini oymak suçtur…
   Devletin bakanı olup, halkın parasını sendikalaşma uğruna dağıtmak suçtur…
   İhtiyacın üzerinde kamu görevlisi veya belediye memuru istihdam etmek ve tümünü batırmak suçtur…
   Çukur yolları tamir etmemek, tehlikeli yollarda insanları ölüme sevk etmek suçtur…
   Ölümlü trafik kazalarında ‘çürümüş yasalara göre’ ceza vermek suçtur…
   Kentlerde yaya geçitlerinin yetersiz olması veya var olan yaya geçitlerinde sürücülerin durmaması kadar, gerekli önlemlerin alınmaması suçtur…
   Yüz bin Sterlinlik Jeep kullanan ve siyasilere diş geçirebilecek kuvvette olanların bir yılda sadece 4 bin TL vergi ödemesi karşısında önlem almamak suçtur…
   Meyhane masalarında karar verip, bütçede yeri olmadığı halde sağa, sola para dağıtılması yönünde karar almak ve bunu daha sonra uygulamaya koymak suçtur…
   Bakanlar Kurulu’nda alınan bu tür kararların içeriklerinin boş olması ve istismara açık bırakılması suçtur…
   Dört günlük bayram tatilinin 10 kişinin kararı ile 10 güne çıkarılması ve devlet çarkının durdurulması suçtur…
   Devlet araçlarının düğün, dernek ve cenazelerde kullanılması suçtur…
   Yolsuzluk veya suistimal olaylarına karışmış kişilerin devlet kurumlarında üst düzey görevlere getirilmesi suçtur…
   Veteriner kontrolü olmadan hayvan kesimi yapılması suçtur…
   Kanalizasyon alt yapısının tamam olduğu bölgelerde hala yüzlerce konutun devre dışı bırakılmasına göz yummak ve yasal tedbir almamak suçtur…
   Çocuklar için oyun alanları, yaşlılar için yeşil parklar yaratmamak ve yerel gelirlerin tümünü maaşlara veya festivallere harcamak suçtur…
   Devlet kurumlarına ihalesiz yüz milyonlarca liralık mal alımı suçtur…
   Bir saatlik konferans davetini gerekçe gösterip, yurt dışında devlet parasıyla günlerce tatil yapmak suçtur…
   Geçerliliğini yitirmiş yasaları güncellemeyip, ağır suçlara hafif cezaların öngörülmesi suçtur…
   Dere yatağına inşaat yapmak da, buna göz yummak da suçtur…
   Gördüğünüz gibi bizim ülkemizde suçların sayısı çoktur…
   Bunları daha da uzatabiliriz…
   Bu kadar suçun ve suçlunun olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve iyi bir gelecek düşlüyoruz…
   Ne mutlu bizlere…