Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşananlarla ilgili çarpıcı itiraflar farklı şekillerde değerlendiriliyor…
   Bir kısım insan tek kurtuluşun Federal Çözüm ve Avrupa Birliği olduğunu iddia ediyor…
   Kıbrıs’ın Kuzeyinin birçok açıdan kirlendiği, hatta batağa gömüldüğü bir gerçektir…
   Ancak; AB üyesi olan Kıbrıs’ın güneyinin de temiz olmadığını görebilmek lazım…
   Özellikle ‘Altın pasaportlar’ konusunda yaşanan rüşvet ve kara para olaylarını görmezden gelemeyiz…
   Bunun yanı sıra son 6 ayda sadece Larnaka Havaalanı üzerinden Kıbrıs’ın Güneyine 6 ton uyuşturucu sevkiyatı yapıldığını da görmezden gelemeyiz…
   Yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında Rum Ordusu’nda mecburi askerlik görevini yapan gençlerin yüzde 70’inin uyuşturucu ile tanıştığı sonucunu değerlendirmek de gereklidir…
   Kuşkusuz; Kıbrıs’ın güneyinde bizden farklı olan bazı gerçekler de vardır… 
   Mesela savcılığın ve yargının bağımsız hareket etmesi gibi…
   ‘Altın Pasaport’ skandalının ardından Rum Meclis Başkanı Şilluris ile AKEL milletvekilinin istifaya zorlanması ve konunun yargı aşamasına gelmesi son derece önemli ve ibret vericidir.
   Yargı sürecinde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Rum Başpiskoposu Hrisostomos’un da üç saat süreyle ‘bağımsız komisyon’ tarafından sorgulandığını unutmayalım…
   İşte Kıbrıs’ın Kuzeyinde eksik olan budur…
   Yolsuzluk, suistimal, rüşvet, uyuşturucu, sahtekarlık ve dolandırıcılık gibi olaylar Güney’deki gibi sorgulanmıyor, iddialar ciddiye alınmıyor ve yargı aşamasına götürülüp gerekli ceza kuralları uygulanmıyor… 
  Ortaya konan iddialar yeterince soruşturulup, sorgulanmıyor…
   Sorumlu makam sahipleri, iddiaları görmezden, duymazdan geliyor…
   Peki neden böyle?
   Çünkü basın kirlendi, siyaset kirlendi ve halkımız da bu kirlenmiş düzene alıştırıldı…
   Yaşadıklarımızın özeti budur…
  Başka nedenler aramamıza gerek yoktur…
   Bu tür sorunları çok konuşarak veya çok yazarak çözemeyiz…
   Mevcut siyasi partileri defalarca deneyerek de çözemeyiz…
   Değişmesi gereken zihniyetlerdir…
   Hemen tüm yasaların da değişmesi gereklidir…
   ‘Temiz toplum’ istiyorsak…
   Temiz siyaset ve temiz yayıncılık yapmalıyız…
   Bilmem anlatabildim mi?