banner564

Sükûnet içinde kurallara uymak önemlidir!

Silahlar sustu, çıkar kavgaları raflara kaldırıldı, bilinçli insanlar kendiliğinden evlerine çekildi, misafirlikler bitti, çekirdek aileler bile teklifsiz görüşmeleri kesti. 
Tarihte görülmemiş şekilde kâbus gibi bir döneme girildi!
Kepenkler ve de ülkeler arasındaki sınırlar kendiliğinden kapandı. Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışan, bu uğurda her türlü eziyete razı olan insanlarla artık ilgilenen yok, onlar da Türkiye’nin başına kaldı. 
Suriye sınırındaki silahlar sustu, terörist haberleri eski sıklıkta gelmiyor.
İlgililerin, konunun uzmanlarının açıklamalarını dinliyorum. 
Bir taraftan vatandaşı sükûnete davet ediyorlar ve de kurallara uymaya çağırıyorlar, diğer taraftan Coronavirüs’ün ölümcül olduğu başlıkları sayıyorlar. Yaş sınırını bile koymuşlar.
65 yaşın üzerindekiler, kalp, koah, zatürre, tansiyon, şeker hastaları namlunun ucunda. 
Sağ olsunlar bu konumda olanlara büyük moral veriyorlar, “Corona ilk sizi götürecek” demeye getiriyorlar. Hele İngiltere hükümeti ortaya koyduğu tutumla nüfusun yenilenmesini adeta teşvik ediyor. 
Bırakın önlem almayı, “Genç insanlar Coronavirüsü’ne bağışıklık kazansın, biz yolumuza devam edelim“ denilerek belli yaş guruplarından adeta kurtulmaya çalışılıyor.
Eskilerin bir deyişi vardı, o aklıma geliyor, gülümsüyorum.
“Papaza gelen, babakyaya da gelsin.” Ne verecekse çektirmeden versin.
Tevekkül Allah’tan, her zaman desturum oldu, doğuma inanan ölümü de kucaklamalı!
Alınan önlemlerin kimi yerinde, kimi çocukça! 
Yetersiz olan solunum cihazlarının siparişini daha yeni vermişler, tamı tamamına elli tane! İnşallah yeterli olur.
Cumhurbaşkanı ayrı, Başbakan ayrı “Bilim Kurulu” seçmişler. Seçilen isimlere bakıldığında, siyaset tütmeyen aksine konunun detaylarına da inebilen donanıma sahip isimler Başbakanlıkta toplanmış.
Önemli olan böylesine kritik günlerden geçilen bir zamanda sahnelere değil, siyasetten uzak esasa yönelik işlere el atmak. Özlenen, tarafların oluşturduğu kurulları bir araya getirerek mücadele edebilmek. Doğru olan da bu!
Nihayet “Koyun can derdinde, kasap yağ derdinde” konumunu yaşamaktan kurtulduk. Doğru olan yapıldı, Cumhurbaşkanlığı seçimleri altı ay sonraya bırakıldı.
Ümit edelim ki bir ada ülkesi olmanın avantajları değerlendirilir ve dünyanın başına bela olan bu illetten en az hasarla kurtuluruz.
Olayları sükûnetle karşılamak ve öngörülen kurallara uymak görev olarak görülmelidir.
Hoşça kalın! 

YORUM EKLE

banner608

banner474