Futbolsuz, geçen uzun bir aradan sonra kaybettiğimiz ‘merkep’imizi dün itibarıyla bulduk, mutlu olduk…
Evet, geçen yıl oynanmayan KTSYD Kupası bu yıl oynandı ve futbol camiası Atatürk Stadı’nda buluştu, hep birlikte hasret giderip kucaklaştık. Bu buluşma, diğer bir deyişle dünya ile bütünleşme anlamını da taşıyordu çünkü her şeye rağmen dünyanın her yerinde oynanan futbol maalesef bizim ülkemizde oynanmıyordu!
Neyse şükür kavuşturana diyelim ve dünkü buluşma sonrasındaki izlenimlerimize gelelim. Öncelikle KTSYD yöneticilerinin icrasında gerçekleşen organizasyonun çok başarılı geçtiğini söylemeliyim. Aksayan bir şeyin yaşanmadığını peşinen söylemeliyim. Hükümet yetkililerimiz peyder pey, maç başladıktan sonra sahaya gelmelerine alışık olduğumuzu da söylemeliyim. Spor için değil show için oraya geldikleri bilinen bir olgu.
Futbolumuz ve takımlarımızın durumuna gelince; futbolumuz kan kaybetmişe benziyor. Bir buçuk yıllık bir aradan sonra daha iyisini beklemek da haksızlık olur diye düşünüyorum. Buna karşın KTSYD Kupasını kazanan Dumlupınar’ın Doğan Türk Birliği’ne nazaran daha hazır olduğunu söylemeliyim. En azından Dumlupınar, fizik olarak daha esnek bir vücuda sahip olmaları yanında daha istekli bir görünüm içerisindeydi. Sahaya yayılma ve belirli bir düzeni uygulama açısından da rakiplerinin çok önündeydiler. Bu lige yansır mı sorusuna gelince, yansıyabilir görüşündeyim. Öyle görünüyor ki takımlarımız lig havasına girmeleri için 6 haftalık 6 fırın ekmek yemeleri gerekiyor gibi geldi bize! Hele Doğan Türk Birliği, plaj atmosferinden sıyrılamamış göründü bize. Vücutlarında yağ yok ama esneklikten çok uzaktalar.
Süper lige yeni, yeniden gelen Dumlupınar, oluşturduğu genç ve başarıya aç kadrosuyla bize umut verdi. Bu çalışma düzenleriyle rakiplerinin çoğunun başını ağrıtacak gibi geldi bize. Dünkü karşılaşmada Dumlupınar adına beğenmediğim tek olay rakibine anlamsız bir şekilde sert girerek oyundan ihraç edilen Emre Soytürk’ün sahadan çıkarken alkışlanmasına anlam veremedim. Sorumsuz bir hareketle sahada takımın bir eksik (on kişi) bırakan bir futbolcu nasıl alkışlanır gerçekten anlamakta zorlandım.

Futbol başladı ama…
Bu arada yazımın son bölümünde endişelerimi de müsaadenizle belirtmek isterim. Bunlar benim endişelerim yanında Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Hasan Sertoğlu’nun dile getirdiği endişelerini de içermektedir!
Seminerin resmi konuşmalarında Hakemler Derneği Başkanı Niyazi Nizam, hakemlerin geçen sezon oynattıkları bazı maçların ücretlerini hala alamadıklarından dem vurarak kırgınlıklarını dile getirirken KTFF Başkanı Sayın Sertoğlu, hiçbir şeyin iyi gitmediğini vurgulayarak şu sözleri sarf etmiştir. “Size kıvırmadan söyleyeceğim, sezon başlarken benim motivasyonum sıfır. Kulüpler bir birleriyle kavgalı, sahalarımız hazır değil, hakemlerimiz endişeli, hükümet şimdiye kadar gördüklerimin en kötüsü. Pandemi en üst düzeyde. Her şeye rağmen biz bu yıl futbolu kesin oynatmak kararlılığındayız. 
Ne dersiniz bu endişeler yersiz mi?