banner564

Süt, su, gaz ve “Yüksek siyaset” 

Ne kadar ilginç, “Yüksek siyasetin” odağında, hidrokarbon konusu hakim. Ama yaşamın, insanın varlığının devamının, önemli bir unsuru olan su ve süt gündemde son sıralarda yerini alıyor.
Sizi duyar gibi oluyorum. Suyu anladık da, neden süt de önemli diyorsunuz. Çünkü süt, hayvancılık demek, bitkisel üretimle doğrudan alakalı. Aynı zamanda ihracat, istihdam ve ekonominin diğer sektörleri ile bağlantılıdır. Üstelik beslenme gibi hayati bir önemi de var. 
Üstelik, tarım sektörü, bir yandan bu “Yüksek siyasetin“; yani Kıbrıs sorunun mağdurudur. Ama ciddi olarak ele alınırsa da, “Yüksek siyasetin“ çözümüne de katkı sağlar. 
Bakın, 2019 rakamları ile bakarsak, süt üretimi; 2013 seviyesine düştü. %30 azalma var. Ayrıca 2019 yılının 9 aylık, ihracat rakamlarında da süt ürünlerinde, %10 azalma var. Bu duruma bağlı olarak canlı hayvan sayısında da ciddi azalma var. Bu nedenle, istihdamdan tutalım, bitkisel üretime, ihracata ve diğer sektörlerle de ilişkisi açısından, süt meselesi önemle ele alınmayı hak etmektedir. 
Kuraklık olduğu ve kaba yem sorunu yaşadığımız zamanda, zorunluluktan, hazır hayvan yemi ithalatının önü açıldı. Ama geçen sene bol yağış aldık. Bereket oluştu. Bu yıl da yağışlar iyi.
Ama hala, hazır yem ithalatı devam ediyor. Bunun %50’si arpa. Ama ülkenin geçen sene bereketli geçen yılından ötürü depolar arpa ile dolu. TÜK'ün depolarında hala 40 bin tona yakın arpa stoku var. Şimdi yağışlar iyi. Mart ayının ikinci yarısından sonra üretici silaj, sano yapacak. Ayrıca Mayıs ayının ilk haftasından sonra üretici tahıl hasadına başlayacak. Ortalık arpa, yemlik buğday dolacak. Ama hala hazır yem ithalatı sürüyor. Ama depolar dolusu arpa ne olacak? Bunu ülke ekonomisini yönetenler, tarım sektörünü idare edenler düşünmek zorundadır. Ama tık yok. 
Çiğ süte %9 dolayında zam yapıldı. Bunu üretici yeterli bulmadı, süt ürünleri imalatçıları da tepki gösterdi. Tüketici ise çoktan dertli. Peki bu yıl girdi fiyatlarında yaşanan artışlar ve %11’lik enflasyon nedeni ile yeni arpa fiyatı ne olacak? Bu yüzde 9’luk süt zammı ile birlikte, yeni arpa fiyatları süt fiyatını nasıl etkileyecek? İnsanlara bu nasıl yansıyacak? Özellikle meydana gelen artışlarla birlikte, bitkisel ve hayvansal üretimdeki girdi artışları, nasıl ve ne kadar desteklenecek? 2020 bütçesine baktığımda, Tarım Bakanlığının girdi destek katkısının, daha da artma potansiyelini göremiyorum. Hele Türkiye’den gelecek olan 170 milyon TL destek paketinin açılımını da gördüğümde; maliyetleri dikkate alarak, gündeme gelmesi gereken tarım girdilerine dönük desteğe, ek bir katkıyı bulamadım. 
Bu süt konusu gibi, su meselesi de tartışma ilgisini hak ediyor. Evet; Türkiye’den borularla su gelmesi projesinin gerçekleşmesi çok önemli ve yerinde bir adım oldu. Ama bu gerçekleşen, su konusundaki duyarlılığı azaltmamalı, aksine artırmalıdır. 
Bakın, boru hattında bir arıza oldu. Bunun tamiri elbette ki olacak. Ama bu, bir olguyu ciddiyetle ele almamızı tetiklemelidir. Türkiye’den gelen suyun yanında, yerel su kaynaklarını nasıl değerlendireceğiz? Bunları nasıl koruyacak ve geliştireceğiz? Yok, “Balı bol bulanın...“ yaptığı gibi, Türkiye’den su gelir gelmez, yerel su kaynaklarına karşı duyarsızlık içine girelim. İsteyenin, istediği yerde kuyu kazması veya yağmur sularının kullanımı için ne yapmamız gerektiğini gündemden düşürelim.
Unutmayalım ki “Yüksek siyaset", bu yaşamın bizzat kendisi olan tüm hayati konular ve sorunlarla bağlantılıdır. Aynı zamanda bu konulardaki gelişmede; “Yüksek siyasetin" önünü açar. Kısacası süt ve su, gaz gibi bu topraklardaki varlığımızla doğrudan bire bir alakalıdır.  

YORUM EKLE

banner608

banner474