banner564

Takiyyeci, ikiyüzlü siyaset 

Dün mecliste gündem medya ve devletin medya kuruluşlarına yaptığı katkılardı. Bugüne kadar susup bu tartışmaları uzaktan izlemeyi, herkesin ekmek kavgasına saygı ile yaklaşmayı tercih etmiştim.
Ama düne kadar…
Dün Cumhuriyet Meclisi’nde medya ve devletin medyaya katkısı tartışılırken CTP Milletvekili Hanım Efendi kürsüye çıktı ve  "Medyanın demokraside ki rolü önemli" gibisinden bir konuşma patladı.
Yandaş medya bunun üzerine kefal misali atlayıp sosyal medyada “Tarihi konuşma” olarak paylaştı gün boyunca. 
Ben boşuna demiyorum bu yandaş medyanın “Tarih konusunda” sıkıntısı var. Zira tarih bilgileri sıfır, bunların geçmişe dair hafızaları balık hafızası kadar…
Dün meclis kürsüsünden takiyye yapan vekil, beni söylemediğim bir sözden ötürü mahkemeye verdi. Bu takiyyecilerin hiçbiri yanımızda yer almadı. Bu “Basın özgürlüğüdür, bu demokrasidir” demedi, diyemedi.
Dahası başka bir gazetenin davasında “savunma” yapanlar bizim davamızda “düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü” demedi, diyemedi. Onun yerine bana ceza, gazetemize de dava açtı.
Yazıklar olsun…
İnsan onuru bu kadar mı kolay ayaklar altına alınıyor… 
Tarih bilmez bu yandaşların dünkü konuşma sonrası “Tarihi konuşma” diye yaptıkları ikiyüzlü siyaset, bir kez daha yüzlerine ellerine bulaştı. İşlerine geldiği gibi davranan, işlerine geldiği gibi çıkıp halkın kürsüsünden demagoji yapanları bu toplum ayırt edebildiği zaman biz gerçekten doğruyu bulabileceğiz. 
Gerçek demokrasi, sadece size değil herkese aynı oranda uygulandığında demokrasi olur.
Basın özgürlüğü ise sadece belli bir zümrenin düşüncesine değil herkesin kendi hür düşüncesine yer verdirildiğinde gerçekten özgür olur.
Bu iki kavramı bilmeyenlerin, meclis kürsüsünden yaptıkları olsa olsa ucuz bir şov olur ve kendi yandaş kitlelerini sevindirmekten öte geçmez. 

 Medya desteği
Günlerdir herkes bu konuda konuşuyor ya, bizde artık konuşalım ve bazı şeyleri net olarak ortaya koyalım. Medya desteği diye diye ortalığı ayağa kaldıranlara soralım.
•    20’ye yakın günlük gazetenin çıktığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gazetelerin tiraj oranları nedir? 
•    Gazetelere yardım yaparken tiraj oranlarına göre mi yoksa abi kardeş, amca, yeğen basın kartına göre mi yardım kararı alınıyor? 
•    Binin üzerinde satan kaç gazete var KKTC’de?
•    Güney Kıbrıs’ta nüfus bizden fazla olmasına karşın neden bizim üçte birimiz kadar gazete var? Orada medyaya destek var mı? Güneyde kriterler neler? 
•    Hangi televizyon kanalı, hangi programlar ne kadar izleniyor? Kim ne kadar okunuyor? 
•    TAK’ın dışında haber kaynağı olan kaç gazete var KKTC’de?
•    Kaç tane medya kurumu TAK’a veya diğer kurumlara borcunu düzenli ödüyor? 
 
Haksız rekabet
Elbette medyanın bazı alanlarda desteğe, bazı noktalarda uğradığı haksız rekabetlere karşı korunup, kollanması gerekiyor. Örneğin TV kanallarında ve Türkiye Gazetelerin buradaki yayınlarında yaptığı rekabetler hakız rekabet koşullarının doğmasına neden oluyor.
Türkiye’de ki ünlü markalar bize reklam vermek yerine burada yayınlanan kendi kanallarına reklam veriyorlar. Burada bir haksız rekabet koşulları oluşuyor. 
Bunların önüne geçecek, bunların şartlarını değiştirecek her tedbire yürekten destek olmak gerekiyor. 

Yayınlansın…
“Bir excel tablosunu yıllardır internette yayınlayamayan bir devletiz. KKTC'de enflasyonu hesaplayan İstatistik Kurumumuz, ürünlerin ilgili aydaki ortalama fiyatlarını TÜİK gibi şeffaf bir şekilde internetten yayınlamayıp gizli tuttukça, açıkladığı her enflasyon rakamı tartışmaya açık olacaktır.”
Devrim Barçın
 
MESAJLAR

Latif AKÇA: LTB ile olan davanız karara kalmış ama karar için henüz bir tarih açıklanmamış. Bakalım adalet bu konuda nasıl tecelli edecek? Gerçekten karar duruşması yıllar sonra mı yapılacak? 

Kemal ALTUNCUOĞLU: Esnafa bu günlerde iki müjdeli haber vermişsiniz. Hem kredi faiz oranları düşmüş hem de yeni iş aracı alımı için yeni bir kredi paketi açmışsınız. 

Reşat AKAR: Diyalog TV’nin beşinci yıl kutlamaları sırasında kanal personeli ile birlikte pistte yaptığınız dans görülmeye değerdi. Meğerse bu konuda yetenekliymişsiniz. 

Sezai SEZEN: Bu aralar Gazimağusa’dan ayrılamıyorsunuz herhalde. Eskiden haftada bir iki gün sizi başkentte görürdük. Ama ne olduysa artık Gazimağusa’dan çıkmaz oldunuz. 

Hasan MACİLA: Şu kahveyi şekerli ve sade olarak içmek arasındaki farkı sizden öğrenince bence artık kahveyi sadece içmeye karar verdim. Bu konuda kesin karar aldım, bilginiz olsun istedim. 

Mehmet ÖZNACAR: İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Bugüne kadar bakanınız tek başına yol aldı ama bundan sonra sizin de önemli katkılarınız bekleniyor özellikle gündemde olan bazı yasalar ile ilgili. 

‎Oğuzhan Abdulkadir YİĞİT: Geçen hafta ziyaret ettiğiniz Hatay’dan ülkeye dönüşte yanınızda getirdiğiniz künefeleri hiç kimseye dağıtmamışsınız. Ne belediyedeki dostları ne de başkaları sizden tek bir parça künefe göremediklerinden şikâyetçiler. 

Çilem DAĞISTANLI: Rubby çikolata ile San-Sebestian aşkın buluşması son günlerde sosyal medyada en çok izlediğim yapımlar arasında yer almaya başladı. O ne aşk öyle… 

Hasan TAÇOY: KOBİGEM ve Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifi kredi dağıtmak için sizi bekliyormuş. Esnafa can suyu olacak bu krediler için elinizi biraz hızlı tutmanız isteniyor esnaftan.

Mehmet HARMANCI: Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı önünde yer alan çukur, bir arabayı içine alacak kadar büyümüş durumda. Arkadaşları bir gönderin de buraya bir yama yapsınlar. 

Osman NAZLI: Malum bugün günlerden 6 Kasım. Bu vesile ile başta sen olmak üzere tüm tanıdığım Cimcomlu kardeşlerimin gözlerinden öper, Avrupa’da sonsuz başarılar dilerim. Ne güzel de çalıyor o şampiyonlar ligi müziği… 

Kemal DAYI: Başkent Lefkoşa’ya açtığınız mekan gerçekten övgüyü hak ediyor. Çok kısa sürede çok güzel şeyler duyuyoruz bu mekanla ilgili. Yakında ziyaretinize geleceğiz. 

Kenan AKIN: Ameliyat sonrası yeniden eski sağlığınıza kavuştuğunuzu öğrenmek bizi ziyadesi ile mutlu etti. Umarız en kısa zamanda sizi yine Lefkoşa’da görebiliriz, tekrardan geçmiş olsun.

YORUM EKLE

banner471

banner474