Rum toplumu lideri Nikos Hristodulidis, 5 Kıbrıslı Rum’un tutuklanıp cezaevine gönderilme-sine sert tepki gösterdi… 
   ‘Yasadışı ve korsanlık’ olarak nitelediği bu hareketin Kıbrıslı Türklere zarar vereceğini söyle-di!.. 
   Bu mesaj açık bir tehdit içeriyor… 
   Hristodulidis elbette Cumhurbaşkanı olarak kendi insanlarını korumakla mükelleftir!.. 
   Birleşmiş Milletler ve AB nezdinde girişim yapması da normaldir… 
   Fakat; bu olayın sorumluluğunu, genelleme yaparak Kıbrıslı Türklere yüklemesi doğru değil-dir!.. 
   Kaldı ki çok sayıda Kıbrıslı Türk; tutuklanan Kıbrıslı Rumlara destek çıktı!.. 
   Bazıları mahkemenin kefalet şartını yerine getirmek istedi… 
   Daha da önemlisi Kıbrıs Türk Barosu büyük bir cesaretle kendi yönetiminin tavrını eleştirerek konuyu AB’ye taşıma kararı aldı… 
   Hristodulidis bunları görmezden gelemez ve küçümseyemez!.. 
   Unutulmamalı ki; Kıbrıs’ta bugün yaşananlar, kapsamlı çözüm planının 2004 yılında redde-dilmesinin sonucudur!.. 
   Bunun sorumlusu da yine Kıbrıslı Türkler değildir… 
   Hristodulidis’in tüm bu gerçekler ışığında Kıbrıslı Türklerin cezalandırılacağını söylemesi bü-yük bir talihsizliktir… 
   Bunun tam tersini yapmalı ve tutuklanan Kıbrıslı Rumlara kefil olmak isteyen Kıbrıslı Türklere ve Kıbrıs Türk Barolar Birliğine teşekkür etmeliydi!.. 
   Gerilimin her iki toplumun da zararına olacağını daima aklımızda tutmalıyız!.. 
   Bugün yaşananlar; çözümsüzlüğün ve iki toplum arasındaki güvensizliğin bir sonucudur!.. 
   Bunu ortadan kaldırmak için Güven Artırıcı Önlemleri hızlı bir şekilde hayata geçirmeliyiz…    Kıbrıs’ın yeni gerilimlere ihtiyacı yoktur… 
   Tam tersi olumlu bir havaya ve yakınlaşmaya ihtiyaç vardır…
   Kıbrıslı Türklere zarar vermek için, kuzeydeki Rum mülklerinde oturanların tutuklanacağı me-sajı mı verdi Sayın Hristodulidis…
  Yoksa ‘sınır kapılarını’ kapama mesajı mı…
   Bu iki düşüncenin çok büyük sorunlar yaratacağını unutmamalı…
   Tutuklama olursa büyük bir gerilim yaşanır ve bu çözüm yanlısı hiç kimseyi memnun etmez…
   Sınır kapıları kapanırsa, Taksim’i AB Dönem Başkanlığına hazırlanan bir Kıbrıslı Rum lider tescil etmiş olur…
   Bunu yapmak yerine, Lefkoşa’daki Çağlayan (Mağusa) kapısını açma konusunda bir çağrı yapmak çok daha isabetli olur…
   Bazı kesimler istemese de Kıbrıs sorununun bir gün mutlaka çözüleceğini ve bu adanın sahibi olan Kıbrıslı Türklerle, Kıbrıslı Rumların birlikte yaşayacağını herkes içine sindirmek zorundadır…