banner564

Tarihi ilerleme bekliyoruz

Amerikan siyasetini ‘doğru, dürüst’ yorumlayabilmek kolay değildir...

   Diplomatlar genellikle ‘şaşırtmaca’ sözler kullanırlar...

   Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Eric Rubin de, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile görüşmesi sonrasında ‘şaşırtmaca’ sözler kullandı...

   Görüşmenin öncesine gidersek bunu daha rahat anlayabiliriz...

   Rubin, Eroğlu ile görüşmesi öncesinde Rum lideri Anastasiadis ile bir araya geldi...

   Rum Haber Ajansı’na göre; Rubin-Anastasiadis görüşmesi, ağırlıklı olarak Maraş’a odaklandı...

   Rum Hükümet Sözcüsü Hristos Atilianides de bunu doğrulayan açıklamalarda bulundu...

   Rubin, Anastasiadis ile görüştükten sonra kuzeye geçerek Eroğlu ile biraraya geldi...

   Bu görüşme sonrasında, Maraş konusunun toplantıda tartışılıp tartışılmadığı sorusuna karşılık Rubin, toplantıda müzakerelerin detaylarının ele alınmadığını, bunların iki lider tarafından tartışılması gereken konular olduğunu söyledi...

   Cevaplara baktığınız zaman, ABD’nin, iki tarafta farklı görüşler ortaya koyduğunu, yani ‘ikili’ bir siyaset izlediğini düşünebilirsiniz...

   Ne var ki; kuzeydeki açıklamada verdiği mesaj, Maraş’ın iadesi dahil birçok yöne çekilebilir...

   Söylediklerine dikkat edelim:

   “Bu yılın tarihi bir ilerlemenin kaydedileceği bir yıl olacağından çok ümitliyiz...”

 

Peki nasıl olacak?

 

   Tarihi ilerleme ne anlama geliyor?..

   Kıbrıs sorununun tümüyle çözümü değil herhalde...

   Yaklaşık 40 yıldan beri kapalı tutulan bir kentin açılması elbette tarihi bir olaydır...

   ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ‘tarihi ilerlemeden’ söz ederken bunu vurgulamaya çalışıyor...

   Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun sessizliği de perde arkadasında bazı konuların, özellikle de Maraş’ın iadesinin görüşüldüğü  izlenimi veriyor...

   Bu noktada akla bir soru geliyor:

   Kıbrıs sorununun bütünlüklü çözümünü sağlanmadan Maraş’ın iadesi doğru mu?..

   Kimine göre değil...

   Ama madalyonun bir de öteki tarafına bakmak gerekiyor...

   Ölü Kent’in kapalı tutulması bizlere hiçbir şey kazandırmıyor...

   Tahribatın artmasına yol açıyor...

   Türkiye’nin, AB ile müzakere sürecinde önemli bir engel teşkil ediyor...

 

Karşılığında ne almalı?

 

   Maraş’ı verelim, ama karşılığında birşeyde alalım diyenler de var...

   Elbette öyle olmalı...

   Kentin açılması sonrasında ‘her iki toplumun da faaliyet gösterebileceği’ bir ortam yaratılmalı...

   Ayrıca, Kuzey Kıbrıs’a yönelik ambargolar ya tümüyle kaldırılmalı, ya da hafifletilmelidir...

   Özellikle de Ercan’a yönelik uçuşlar başlatılmalıdır...

   Zaten uçuşlara izin verilmesi, çok sayıda havayolu şirketinin buraya geleceği anlamını taşımıyor...

   Hiçbir havayolu şirketi kar etmeyeceği bir ülkeye sefer düzenlemez...

   O nedenle Ercan’a doğrudan uçuşların başlaması, hiç olmazsa Lonra’dan kalkan uçakların, İstanbul veya Antalya’ya uğramadan sefer yapmalarını sağlar...

   Böylece uçuş süresi kısalır...

   Hem de yakıt tasarrufu sağlanır...

   İran Havayolları, Ercan’a sefer düzenleyebilir mi bilinmez...

   Ama THY’nin, Tahran-Ercan uçuşları başlayabilir...

   Veya 25 dakikalık Beyrut uçuşu için İstanbul üzerinden 5 saatlik eziyet son bulur...

   Yoksa, Lufthansa’nın, Frankfurt-Ercan arasında seferler düzenlemesini beklemiyoruz...

   Almanlar ‘karsız’ iş yapmazlar...

   Amerikalılar ve İngilizler de öyle...

  

Tarihin yazıldığı bir yıl olsun

 

    Kıbrıslı Türkler olarak bölünmüş ülkemizin artık birleşmesini istiyoruz...

   Maraş’ın açılmasını, buna karşılık Ercan’a doğrudan uçuşların başlamasını destekliyoruz...

   Yarım asırlık bir sorunu tarihe gömecek müzakerelerin olumlu bir sonuca ulaşmasını gönülden diliyoruz...

   Her zaman olduğu gibi ‘Ama’larımızı da ekleyerek!..

   Can ve mal güvenliğini garanti altına alacak...

   Kıbrıslı Türkleri azınlık durumuna düşürmeyecek bir çözüm...

  

YORUM EKLE

banner471

banner473