Tatar dün Meclis’e gitti. Kapalı oturumda milletvekillerine bilgi verecekti…
Bu, alışılmış bir yöntemdir aslında… Özellikle toplumlararası görüşmelerin kritik dönemlerinde Rauf Denktaş ve Mehmet Ali Talat da Meclis’in toplanmasını ister, müzakerelerdeki son durum hakkında bilgi verir, görüşleri dinler ve eleştirileri yanıtlardı. Denktaş, bir Meclis kararı ile üzerinde yoğunlaşan baskıların yönünü değiştirmeyi de denemiştir.
Bu gibi toplantılardan sonra Cumhurbaşkanı ve parti başkanları basına açıklamalar yapar, söylenmemesi gereken şeyler dışında kalanlar hakkında bilgi verir ve farklılıklarını bile kamuoyuna duyururlardı.
Güzel bir gelenekti; kayboldu gitti!
Şimdiki durumda Cumhurbaşkanı Tatar’ın katıldığı Meclis toplantılarında neler konuşulduğunu hepimiz biliyoruz ama hakkında konuşmaktan korkuyoruz. Kapalı oturumda konuşulanları ifşa etmekle suçlanmaya değmez… Zaten dişe dokunur şeyler konuşulduğu da yoktur!
Tatar’ın dünkü kapalı birleşimde neler anlattığını yazmayacağım ama Meclis’ten dışarıya taşan şeyleri yorumlamak boynumuzun borcudur.
CTP Genel Başkanı Erhürman, “Daha önce basında yapılan açıklamaların ötesine geçilmediğini ve farklı hiçbir şey söylenmediğini” duyurdu. Erhürman, milletvekillerinin soru sormasının engellendiğini de açıkladı ki işte bunu anlamak oldukça zor oldu. Gizlenmeye değer bir şey olmadığına göre yanıtlanması zor veya mümkün olmayacak soru da olmamalıydı.
Tatar, cumhurbaşkanından öte “toplum lideri” olarak konumlanmaya çalışıyor ama her hamlesinde boşa düşüyor. Liderlik bir yana, cumhurbaşkanı olabilme kapasitesine de zarar veriyor.
Bir videosu var, bilirsiniz: Yapılan ortaya kafa vurmak isterken kaleden çıkan genç topu eliyle çelmiş ve yuvarlanıp düşmek durumunda kalmıştı. Tatar, son günlerdeki her hamlesinde bu şekilde boşa düşüyor.
Bütün bunları, Cumhurbaşkanlığı görevini aşan bir şekilde “liderlik” misyonu taşıdığını göstermek amacı ile kurguluyor veya kurgulatıyor sanırım ama tutturamıyor işte. Topa gol atmak için saldırıyor fakat birileri topu ondan kaçırıyor.
Sadece muhalefet veya basın değil üstelik… Başlıca destekçisi olmasını umduğu Ulusal Birlik Partisi bile arkasından gitmiyor; desteğini esirgiyor ve boşta kalmasına neden oluyor. UBP’de hala daha Tatar’ın bakanların değişmesini istediği konuşuluyor ve öfke büyüyormuş diyorlar. Başbakan Üstel ise, soğukkanlı duruşuna ek olarak son Azerbaycan gezisinde verdiği mesajlarla “gerçek lider” benim diyor. UBP tabanı bu gelişmelere ilgi gösteriyor ve Üstel’e destek artıyor.
Siyasette olanlar veya siyasete soyunanlar için derslerle dolu günler yaşanıyor. Eğer siyasete hevesiniz varsa bırakın ne yapmanız gerekenleri, bu süreci izleyin ve ne yapmamamız gerektiğini öğrenin!