Kıbrıs Rum liderliği müthiş bir strateji izliyor...
Bir taraftan dünyaya ‘çözümden yana olduğu’ mesajını veriyor...
Diğer yandan hem ekonomik, hem de askeri ve siyasi açıdan yoluna devam ediyor...
Bir eli Avrupa’da, ötekisi Araplarda...
Türkiye’nin sözde “Dost ve kardeş Arap ülkeleri” Rum tarafı ile stratejik ilişkileri geliştiriyor...
Mısır, Katar, Ürdün, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’la doğal gaz ve ortak savunma konularında anlaşmalar imzalandı...
Kuveyt ve Katar’ın önemli ihaleleri Rum şirketlerine verildi...
Limasol limanı ve Marinası ile Ayia Napa Marinasını Mısırlı şirketler yönetiyor…
İsrailli işadamı, Limasol’dan sonra, Larnaka’ya devasa alış-veriş merkezi yaptı...
Limasol’da inşaatı tamamlanan Akdeniz’in en görkemli Otel-Casino kompleksi Haziran’a kapılarını müşterilerine açıyor…
Sadece ‘casino’ sayesinde yılda 300 bin ek turist ağırlanacak…
Kıbrıs’ın kuzeyine bir yılda 300 bin ‘yabancı turist’ geldiği zaman zil takıp oynuyoruz…
Turist açığını Türkiye’den gelenler kapattığı için çarkı bir şekilde döndürebiliyoruz…
Yoksa burada ekonomi diye bir şey olmaz…
Sektörlerin büyük bir kısmı iflas eder…
KKTC devleti maaş ödeyemez duruma gelir...
Peki bizler ne yapıyoruz?..
Aslında; ülkemizin iki tarafındaki gerçekleri hemen herkes biliyor…
Ama gerçekler bilmezlikten geliniyor…
Neden mi?..
Bunun tek nedeni vardır:
Popülizm siyaseti…
Herkese şirin görünmek ve bu sayede bir sonraki seçim için oy beklemek her şeyden daha önemlidir…
Ülke ekonomisi, faydalı yatırımlar, Avrupa kültürüne yakınlaşma gibi bir derdi yoktur bizdeki siyasilerin…
Bakın tek sandalyeli seçim nedeniyle bir ay süreli seçim yasakları başlıyor…
Meclis’in haftada bire düşürdüğü toplantılar da yapılmayacak…
Tek sandalyeli seçimden sonra uzun yaz tatili başlayacak…
İç tüzük öyle emrediyormuş…
Önemli yasaları geçirmek, eskimişleri yenilemek ve ihtiyaçları giderici önlemler almak diye bir dertleri yok…
Okullarda grevlerin devam etmesi, öğrencilerin sınavlara girememesi, karnelerin tehlikeye girmesi karşısında dahi kılını oynatan yoktur…
Söyleyin bakalım:
Böylesi bir durumda, Kıbrıs’ın kuzeyindeki yaşamın iyileşmesini beklemek aşırı saflık olmaz mı?..
KKTC de kimse bir halt yapmazyapmaya da çalışmaz iş güç grev boş palavra geyikler