Dün akşam geç saatlere kadar sayfayı yine beklettik. Her ne kadar bizim sayfacı arkadaşlar bize bu konuda sitem etseler de son günlerde en sağlıklı haberleri verebilmek için kesin sonuçları görmemiz gerekiyor.
Dün gecede böyle gecelerden bir tanesiydi. AP seçimleri için AKEL’den aday olan Niyazi Kızılyürek seçimleri birinci kazandı diye bizim taraftaki haber siteleri haber yaptı ama ilerleyen saatlerde durumun deştiğine dair haberler gelmeye başladı.
Birincilikten ikinciliğe düştüğü haberi gece yarsına yakın doğru geldi. Oysa bizim haber siteleri “birinci” olarak ilan etmişlerdi ilk çıkan sonuçlara göre Niyazi Hoca’yı.
“Seçilip seçilmediği sabaha yakın belli olur” dedi Güney Kıbrıs’ın nabzını tutan sevgili dostum Erkan Eğmez’e sordum.Eğmez, “Birincilikten ikinciliğe düştüğünü ama üçüncü ile de arasının açık olduğunu dolasıyla kazanabileceğini “söyledi.
Bizde bu duruma göre şu üç tespiti sizlerle paylaşalım
Birincisi; dünkü seçimlerde 5 binden fazla insanımız Güney’e geçip oy kullandı. Bu bir önceki seçimlere göre %330 daha fazla. Bu son derece önemli.
İkincisi; CTP’nin Güneydeki AKEL ile işbirliği, ortak seçim merkezleri kurup çalışması, hasta ve yaşlıların sandığa taşınmasında gösterdikleri çaba takdire şayiandı. Hatta bazı dostlar CTP’nin kendi seçimlerinden bile böyle çalışmadığını iddia etiler.
Üçüncüsü; Bu seçimlerden sonra Güney’deki seçimlere daha çok Kıbrıslı Türk etki edebilir bundan sonra. Ve bu durum başta ELAM olmak üzere bazılarını fena halde kızdırabilir.
UBP’liler neden Başbakanlığa koştu?
Allah rahmet eylesin ama İrsen Küçük ’ün 2013’teki döneminden sonra UBP’liler Başbakanlığa hasret kaldılar. Çünkü İrsen Bey’den sonra Başbakan olan Hüseyin Özgürgün, öyle herkesi toplamadı başbakanlığa. Sadece üç beş kişi görürdü, yeterdi. Zaten Özgürgün’ü en çokta bu nedenle eleştiriyorlardı.
Sonra Tufan Erhürman’ın 15 aylık Başbakanlığı ve yeniden UBP’ye geçen Başbakanlık ve bu sefer Ersin Tatar Başbakan oldu. İşte 5 yıldan bu yana Başbakanlığa gidemeyen UBP’liler bu birkaç günde başbakanlık koridorlarını doldurdular.
Konuyu çok abartmamak gerekiyor, neticede köylerine ayda bir iki kez uğrayan bir Başbakan var artık ülkenin başında. Hafta sonu yine ülkenin dört bir tarafını dolaştı Ersin Tatar.
Ve Ersin Tatar Başbakan olduğu sürece halka o makamın kapıları sonuna kadar açık kalacaktır. Kimse bu saatten sonra Ersin Tatar’ı değiştirmeye kalkmasın.
Halk onu bu hali ile sevdi, o da halka bu haliyle kendisini kabul ettirdi.
Şimdi Başbakan oldu diye Başbakanlığın kapıları birilerinin zamanında yaptığı gibi halka kapalı kalmayacak. Nasıl ki merhum Dr. Fazıl Küçük halkın doktoru ve başkanıydı, nasıl ki Rauf Denktaş yıllarca Saray’da haklı ile buluşmaya devam etti, Ersin Tatar’ı da kimse bu halktan koparamayacaktır.
Kudret Beyin eli
Düne kadar “canım cicim Kudretcim” diyenler bugün adama demediklerini bırakmıyorlar. Hem de ilk günden. Oysa Kudret Bey ne zaman Rum’a ayar vermeye kalkışsa ilk tepki içerden geliyordu.
Şimdi Kudret Beyin eli daha güçlü olacak. Çünkü arkasında 8 değil 29 kişi bulacak. Bir açıklama yaptı mı 29 kişiyi Meclis çatısı altında arkasında hissedecek.
15 ayda diyemediklerini artık cesurca çıkıp diyebilecek. Düşünsenize bir Dışişleri Bakanı için ne zor bir durum. Ülkenin dış politikası hakkında konuşacaksın ama hükümet ortaklarından destek gelmediği gibi eleştiride gelecek.
Sen olsan böyle konuşur musun? Ben de olsam konuşmazdım. Ama dediğim gibi yeni hükümet ile birlikte daha güçlü bir Dışişleri Bakanlığı daha cesur bir Kudret Özersay görebiliriz.
MESAJLAR:
Niyazi KIZILYÜREK: Biz gece yarısına kadar bekledik ve öyle tebrik edelim dedik. Bakalım AP vekili olarak Kıbrıs Soruna nasıl bir katkı koyacaksınız. Hiçbir önyargı olmadan selamlıyoruz sizi.
Mustafa AKINCI: Hani Arasta’yı falan dolaşmak güzelde, Ramazan’da oruçlu olanları düşünerek kahve pozları falan vermesek daha hoş görülü olsak. Herkese karşı yani.
Tufan ERHÜRMAN: CTP’nin dünkü seferberliğini inan son seçimlerde göremedik. Neyse belki de iyi oldu bu seçimler, bir idman gibi düşünmekte fayda var.
İlkay ASLIM: Pek mührem babanız hakka yürümüş. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun, mekânı cennet olsun.
Ersin TATAR: 6 ilçe başkanını da yanınıza almanız dikkatlerden kaçmıyor. Kabine için vekiller arasında biraz sıkıntı olsa da ilçe başkanlarının yanınızda saf tutması çok daha önemli.
Sadık GARDİYANOĞLU: En çok bakana sahip ilçe başkanı olarak gözüküyorsunuz. Özgürgün dışında tüm vekillerinizin birer makamı var. Her gün birine gitseniz tamamdır.
Ersan SANER: Genel sekreterlik için ibre şimdilik sizden yana gözükse de son dakika her an karşınıza yeni bir aday daha çıkabilir. Sağlam basmakta fayda var.
Nihat YALÇIN: Dün akşam Girne’de hayli kalabalık bir gruba iftar yemeği düzenlediniz ve neredeyse kabinenin tümü sizin iftar sofanıza katıldı. Allah kabul etsin.
Mehmet ÇAĞLAR: Yıllar sonra sizde transfer olmuşsunuz ve artık yazılarınız başka bir gazetede çıkacakmış. Ne diyelim hayırlı ve uğurlu olsun. Nasıl bir duygu transfer olmak?
Erhan ARIKLI: Dün akşam Gazimağusa’daki iftarınıza katılım hayli kalabalık olunca gece boyunca neşeniz yerindeymiş. Bu arada bayramda bir organizasyon yapmak için kaynak arayışlarına başlamışsınız.
Ayşemden AKIN: Seçimler öncesi CTP için iyi bir idman oldu AP seçimleri. Benzer yöntemleri burada da kullanabilirseniz oylarınızı bir iki puan daha arttırabilirsiniz.
Hasan SUNGUR: Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliğinin olağanüstü genel kurul kararı ile tüzüğünde değişliklere gitmişsiniz ve yeni tüzük ile yasanın uyumlu olması için bazı değişiklikler yapmışsınız.
Niyazi ŞANAL: Maşallah sıkı bir Diyalog okuru oldunuz çıktınız. Elinizden nereye gitseniz gazetemizi düşürmüyormuşsunuz. Dün gazeteyi Gazimağusa’da bulmak için epey yer gezmişsiniz.
Emrah YEŞİLIRMAK: Daha bu kadar genç yaşta aklınız karışmaya ve günleri şaşırmaya başlıyorsanız vay halinize. Bir düşünün bakalım bakanlar nasıl bu işi yapıyorlar diye.
İbrahim ÇAKIRDAĞ:
Sizde Diyalog gazetesini her gün eve alıp okumadan güne başlamıyormuşsunuz. Yalnız sizi biz bu aralar Tv’lerde göremiyoruz Hocam. Umarız her şey yolundadır.
