banner564

Tek garantörlü kutlama!

   Kıbrıs Cumhuriyeti 16 Ağustos 1960 yılında bağımsızlığını ilan etti…
   İki toplumun ortaklığına dayalı ‘bağımsız’ devlet 3 yıl içinde silah zoruyla dağıtıldı…
   Buradaki amaç; İngiltere’ye bağımlılıktan kurtulup, Yunanistan’a bağlanmaktı…
   Tutarsızlığa bakın…
   Irkçılığın ön plana çıkmasıyla güzel bir ada yıllarca silahlı çatışmalara sahne oldu…
   Bu sürede çok sayıda can kaybı yaşandı…
   On binlerce insan göçmen konumuna düştü…
   Ve iki toplumun ayrılması sonrasında Rum Yönetimi, 16 Ağustos olan ‘bağımsızlık gününü’ 
1 Ekim’de kutlamaya başladı…
   Aynen bugün olduğu gibi her yıl 1 Ekim’de silahlı askeri geçit törenleri düzenlendi…
   Rum basın haberlerine göre; bugünkü törenlere Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panayotopulos da katılacak…
   Bunun ne anlama geldiğini anlamak zor değildir…
  Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümünü kutluyorsunuz ama törenlere üç garantör ülkeden sadece bir tanesinin Savunma Bakanı katılıyor…
   Öyleyse; bu devletin yaralı olduğunu artık kabul etmeli ve yarayı saracak adımlar atılmalıdır…
   “Kıbrıslı Türkler görevlerine geri dönsün” demekle olmuyor…
   İki toplum arasında yeniden güven tesis edilinceye kadar ‘iki bölgeli’ bir çözümden başka çare yoktur…
   Dış ilişkilerde, ekonomide, gümrüklerde, para politikasında oluşturulacak yönetim mekanizmasında iki toplum da temsil edilmelidir…
   Fakat ‘güvenlik’ konusunda herkesin ağırlıklı olarak kendi bölgesinde yaşaması doğru olandır…
   Hiç olmazsa ilk 8 veya 10 yılı bir görmeliyiz…

Güven yaratılmalı

    Bölgemizdeki gerilimi azaltmak ve her iki toplumun da ekonomik durumunu geliştirmek için karşılıklı anlayışa ve dostluğa ihtiyaç vardır…
   İki toplumun yeniden bir arada yaşayabilmesi ve sağlam bir geleceğin yaratılması için gerilimden uzak durulması gerekirken; bağımsızlık günü kutlamaları adı altında askeri güç gösterisine yönelmek son derece üzücüdür…
   Kıbrıs sorununun çözülmesini isteyen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile Avrupa Birliği yetkililerinin; bu tür girişimlere tepki koymasını bekliyoruz…
   Ayrıca; Kıbrıslı Türkler de gür bir sesle ilgili yerlere tepkisini göstermelidir…
   Savaşlar yüzünden yaşanan acıları unutmadan; sağlam bir gelecek için iki toplumun haklarına saygı gösterecek bir çözüm arayışına halkımızın desteği vardır…
   Fakat ‘bağımsızlık günü’ adı altında, Yunanistan’la birlikte tek yanlı kutlamaya  “hayır” diyoruz… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Öz
Öz - 3 yıl Önce

Önce Anastasiadisin çağrısına olumlu cevap verilip, 1960 KC ne dönüşür, Temsilciler Meclisindeki hakkımız olan 26 milletvekili ve cumhurbaşkan yardımcımız seçilirse, KC temsilciler meclisinde bu konularla birlikte, Hristofyas-Tatar ve BM kararları doğrultusunda yeni anayasa kabul edilirse, Kıbrıs Sorunu da çözülür.Bu konu, üstelik de Federasyon diyen partiler tarafından neden peşinen reddedildiği anlaşılır gibi değil.

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

KKTC ile KC arasında çözüm bulabilmek çok zor , Adada egemen iki ayrı Devlet veya Cumhuriyet olabilmesi ise imkansızdir , İki Toplumun da Vatanı olan Kıbrıs’ta müşterek nasıl yaşayabiliriz onu konuşmalıyız, Askeri kutlamaları her iki Toplum da durdurmalı ve Kıbrıs’ı Dünyanın Problemli adası değil Barış adası yapmalıyız ! Güney Kıbrıs’ın bir Avrupa Ülkesi Kuzeyin ise bir 3. Dünya Ülkesi olmaktan çıkarıp Tüm Adamızı bir Avrupa Ülkesi yapıp Kıbrıslı Türklerin Yaşam ve gelir düzeyini de Avrupa Standartlarına getirmeliyiz ,

Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Ingiliz muhipleri zangoç çırakları palikarya yalakalari rum komisyoncuları haymatlos çalmaları genel vericiler iş basında kim ipler sizi yAllah

Öz
Öz - 3 yıl Önce

KKTC bir devlet mi? KKTCyi dünya nasıl tanımlarsa öyledir. Buna göre de Türkiye'nin bir alt yönetimidir. Dünya böyle tanımlıyor.peki KC nedir? 1963 de ihtiyaç hukuku nedeniyle Rumlar tarafından birçok değişikliklere uğratılmış olsa da, netice itibarı ile K/Türkler ve K/Rumların ortak devletidir.Kıbrıs bayrağı da bir Türk tarafından çizilmiştir.K/Türkler KC kimlik kartı ve pasaportları taşımaktadırlar. K/Türkler bazılarının sürekli dillendirdiği, Maronit Ermeni ve Latin toplumları gibi azınlık bir toplum değildir. KCnin kurucu ortağıdır. Aslında Anastasiadis çözüm yolunu göstermiştir. 1960 KC ne dönüp temsilciler meclisinde, BM kararları ve Hristofyas -Talat mutabakatı çerçevesinde bir anayasa kabul edilip, referanduma sunulması ile Kıbrısta Çözüm ve AB gerçekleşebilir.Bu çözüm de Hristofyas ve Talat'ın da dediği gibi Kıbrıslı çözüm olur.

banner608

banner474