banner564

Tek, tek doğru mu?

Dini inançlarda Tek Tanrılık var. Ama milyarlarca insanın inandığı Hindu, Budist inancı çok farklı. MÖ çok tanrılı dinler, insanlığın inanç temeli idi. Ancak Yahudi , Hristiyan ve İslam inancında Tek Tanrı, Tek Peygamber, Tek Kutsal Kitap inancın temelidir. Ancak bu inançlarda Teklik temel iken, Hristiyanlık ’ta Ortodoks, Katolik. Protestanlık ve bunların altında pek çok farklı Hristiyanlık tarikatı ve Kilisesi oluştu. Ama tümümün Peygamberi Hz İsa, Kutsal Kitabı da İncil. İslam da Sünni, Hanbeli ve Selefi ile Şii, Batıni, Harici mezhepleri var. Ayrıca bir birinden farklı, pek çok tarikat ve dini disiplin var. Ama tümünün Peygamberi Hz Muhammet, Kutsal Kitapları da Kuran-ı Kerimdir. Yahudilikte de ilk dönemlerde Samiriler, Sadukiler, Ferisiler, ve Esseneler gibi tarikatlar vardı. Günümüzde, Reformist, Muhafazakâr, Ortodoks ve Yeniden yapılanmacı Yahudilik Tarikatları ve farklı dini disiplinler var. Fakat tümü Tek Tanrıyı,  Hz Musa’yı onun Tek Peygamberi ve Tevrat’ı da Tek Kutsal Kitap olarak kabul etmektedir. Yüzlerce yıl insanlar bu inançlar üzerinden bir birleri ile savaştılar. Ama yalnızca farklı dinler temelinde savaşmadılar. Ayni zamanda aynı Peygambere ve Kutsal Kitaba inanan Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler kendi içlerinde de bir birleri ile Mezhep, Tarikat farkı nedeni ile de savaştılar. Yani Teklik, hiç bir zaman ne homojen bir inanç düzeni, nede homojen bir siyasi zemin sağladı. Farklılıklar misli ile yaşandı.  Bu nedenle yüzlerce yıl, bir birlerinin kanını akıtan toplumlar;  insanlığın ekonomik, sosyal kültürel gelişimi ile farklı dinlerin ve inançların yan yana barış içinde yaşayabilmesi arayışını geliştirdi. Bu temelde epeyi yol alınmasına karşın, hala bu değer tam anlamı ile yerine oturmadı. 
Ancak dini inancın dışında, dünya işleri ile ilgilide bu Teklik konusu önem taşıyor. Modern zamanın siyasi ve ideolojik ürünü olan Milliyetçilik de; Tek Bayrak, Tek Devlet ve Tek Millet şiarını kendine rehber edindi. Bu yüzden farklı devlet, bayrak ve millet değerine bağlı insanlar bir birleriyle savaştı ve kanlar aktı. Üstelik ayni Bayrak, Devlet ve Millet mensupları da bir birleri ile düşmanca ilişkiler geliştirdiler. Aynı bayrak, devlet ve millet söylemi ile iç savaşlar, darbeler, eziyetler yaşadılar. Bu yaşananlar üzerinden insanlık, inanç ve dünyevi işler alanlarında; farklı mezhep ve dini inançlara, farklı ideolojik, siyasi ve etnik kimliğe sahip olan yurttaşlar ile insanlara dönük; saygı ve eşit değerleri,  Anayasal yurttaşlık  ve Evrensel İnsan Hakları temelinde yerleştirme gayretini geliştirdi.. Fakat özellikle, “dünyevi” işler alanında, farklı ideolojik ve siyasi görüşlere;  hele iktidara muhalefet etmeye dönük, acımasız tahammülsüzlük azgın bir şekilde devam ediyor. Bu nedenle erk sahipleri, günümüzde bu Tekliği; yalnızca milliyetçilik üzerinden değil, ama dini inançlar üzerinden de kaşıyor, azdırıyor. Bu Teklik zemini, nasıl ki farklı Mezhep ve Tarikat ile dini disiplinlerin ortaya çıkmasını engelleyememişse; Tek Bayrak, Tek Millet ve Tek Devlet temeli de o topraklarda yaşayan halkların, ulusların kendi içlerindeki farklı bakış acılarını, fikirleri ve siyasi inançları engelleyemedi. Bu nedenle Sağcı, Solcu, Liberal, Demokrat olmak o topraklarda yaşayan insanların düşünce dünyasının zenginliğidir. Ama tüm bunlar, insanların Anayasal eşit yurttaş olmasını ve Evrensel İnsan Haklarını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle çoklu eşitlik, en doğru olandır. Günümüzde artık netleşen bir gerçek var. Hangi görüşten, toplum kesiminden veya farklı siyasi ve dini inançtan olursa olsun; tüm yurttaşların, eşit Anayasal vatandaşlar olarak,  özgür ve hukuk temelinde aynı haklara ve meşruluğa sahip olması, huzurun temelidir. Bu yüzden farklı görüşte ve muhalif duruşta olan insanları erk sahipleri; kendileri kadar meşru ve saygıdeğer kabul etmelidir. Muhalif olanlarda veya kendilerine haksızlık yapıldığına inananlarda,  bu değerleri dile getirir, ama bu değerleri içselleştiremezlerse; o zamanda kendileri geleceğin Müstebit yönetimi olurlar. Bu nedenle esas olan, demokratik hukuk devleti ve Evrensel İnsan Hakları temelinde, farklılıkların yan yana  yaşaması kültürünü beslemektir. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
öz
öz - 7 ay Önce

Mağusa' ya İlahiyat koleji açılma kararı alınmış. Bir de müslümanlıkta Ruhban Sınıfı yok diyorlar.

Turkish Power
Turkish Power - 7 ay Önce

Bu onerilerinizi medeni addettiginiz abd kanada uk ve ab uyesi devletlere de yapmanizi onerebilirmiyiz

banner471

banner473