Son bir ayda Türkiye’nin dört değişik ilinde temaslarım oldu, sosyal medyadan zaten bunları sizlerle paylaştığım gibi, gittiğim yerlerdeki izlenimlerimi de buradan okuyucularımıza da aktarma şansı buldum.
İstanbul, Yalova, Hatay ve dün son olarak Antalya’daydım. Gittiğim tüm bu illerde karşılaştığımız herkes Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Fırat’ın doğusunda başlattığı “Barış Pınarı Harekâtı” ile ilgili söylemlerinden duyduğu rahatsızlığı yüzümüze söylediler.
Sağdan, sola ortak bir tepki var Türkiye’de Kıbrıs Türk Toplum liderine. Öyle ki Türk halkı siyasi görüşü ne olursa olsun, Kıbrıs Türk Toplum liderinin yapmış olduğu açıklamaya kırılmış, hatta bunu sindirememiş durumda. 
Akıncı’nın harekâtın başlamasından “Dört gün sonra yaptığı” açıklama ve sonrasında “Yanlış anlaşıldım” demesine belli ki Türk kamuoyu inanmış gözükmüyor ve bunu sizin yüzünüzün içine bakarak direkt olarak söylüyorlar.
Yolda, takside, alış-veriş merkezinde kime Kıbrıs deseniz hemen konu Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yaptığı açıklamaya söz geliyor ve “ayıp etti” diye başlayan sitemleri işitiyorsunuz.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti bizim sadece Anavatanımız değil, ayrıca Kıbrıs Ada’sı üzerinde Garantör ülkelerden bir tanesi. Oluşacak yeni bir anlaşmada imzası olacak ülkeden bir tanesi.
Bazıları biliyorum gıcık kapıyor “Anavatan” benzetmesinden ama yerden mantar gibi bitmediğimize göre bunu da bir şekilde kabul etmemiz gerekiyor. 

“Konya”
Bakın üç gündür Antalya’da geziyorum. Antalya’nın en meşhur ve en sosyetik yeri Konyaaltı denilen yer. Neden buraya Konyaaltı denmiş bileniniz var mı?
Çünkü Antalya’ya zamanında Konya’dan pek çok aile göç ettirilmiş ve Antalya’da bir yerleşimin başlanması sağlanmış. Tıpkı Kıbrıs Adası üzerinde Türklüğün başlaması gibi. 
Bugün Antalya’da kökeni Konya’dan gelenler bu durumdan bizim ülkemizdekiler kadar rahatsız değiller. Bizde ise kökünün nereden geldiğini söylemek son dönemlerde sanki de bir utanılacak şeymiş gibi saklanılmaya çalışılıyor.
Bunu özellikle bazı sol aydınlar yapıyor. Hele son krizden sonra bazı sol aydınlar köktenci ifadeler kullanıyorlar. Oysa kendi soyunun köküne bakıldığında Anavatan Türkiye’nin bir yerlerinden geldiğini görebiliyoruz.
Eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer bu konuda sol kesimde gerçek aydın diyebileceğimiz isimlerdendir. “Yiğidi öldür ama hakkını yeme” demişler misali, Ferdi Bey sorulduğunda kökünün Konya’dan geldiğini çok rahat dile getirir. 

Bozulmasın
Türkiye’nin Kıbrıs Türkü’ne verdiği değeri Antalya’da bir kez daha yaşayarak şahit olduk. Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu’nun Antalya'da düzenlediği "Türkiye Buluşması Genişletilmiş İstişare Toplantısı" Antalya’da gerçekleşti. Toplantıya ülkemizi temsilen Kıbrıs Türk Memur-Sen Heyeti de katıldı.
İstişare toplantısına geniş bir ekiple katılan Kıbrıs Türk Memur-Sen Başkanı Akın Manga, toplantının açılışında katılımcılara seslendi. Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu başkanı ve Akın Manga’nın konuşma yaptığı toplantıda Manga’nın konuşması dakikalarca alkışlandı.
13 değişik sendikanın olduğu salonda tek konuşanın Memur-Sen olması ayrıca bir gurur vesilesiydi. Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu Başkanı Önder Kahveci’nin de konuşmasında Kıbrıs’tan gelen kardeşlerimiz demesi ve onlara salonda söz hakkı tanıması, her toplantıya dahil etmesi ve yakından gösterdiği ilgi ve alaka son derece önemli.
Türkiye ile sadece devletsel düzeyde ilişkilerimiz yok. Türkiye’de bize gösterilen sevgi ve hürmetin her alanda devam etmesi en büyük arzumuz. 
Umuyorum ve diliyorum siyasi nedenlerle bu ilişkilerimiz zarar görmesin. Zira karşılıksız ve koşulsuz her alanda bizi destekleyen ve arkamızda olan bir Türkiye Cumhuriyeti var.

Cadılar Bayramı ve başörtüsü 
Geçtiğimiz hafta sonunun en tartışılan olayları her geçen yıl abartılarak kutlanmaya başlayan “Cadılar Bayramı” ve Lapta Yavuzlar Lisesi’ne atanan bir öğretmenin başörtülü olmasına bağlı yaşanan tartışmalar.
KTOEÖS, başörtülü öğretmen için “dayatma” diyor. Oysa “Cadılar Bayramı” olarak son yıllarda artık okullarda da kutlanmaya başlayan ancak nüfusunun yüzde 90’ından fazlası Müslüman bir ülkede bu bayramın kutlanılmasına “dayatma” demiyor, diyemiyor. Öyle ya biz Müslüman bir ülkeyiz bize ne Cadılar Bayramından.
Hoşgörü veya empati dediğimiz şey aslında tam da bu. Bence KTOEÖS başörtülü hocayı aynı Cadılar Bayramına sahip çıktığı şekilde sahiplenseydi, bu konuda samimiyetini göstermiş olurdu. 
Veya başörtüsüne gösterdiği tepkiyi KTOEÖS Cadılar Bayramı içinde göstermiş olsa yine “tamam ya” adil davranıyorlar, “dayatma diyorlarsa bu dayatmadır” diyebilirdik. Ama öyle olmadı işte. İşine gelene tamam dedi, işine gelmeyene dayatma demekle yetindi. 

Ah Kayseri ah
Bu yıl için umutlarım vardı ama dün akşam bir kez daha umutlarımızı yıktı Fenerbahçe. Türkiye’de ligin başladığı günden bu güne Kayseri, Fenerbahçe karşısında ilk kez üç puanla tanışmış oldu.
Fenerbahçe ise liderlik avantajını elinin tersi ile itti. Trabzon tökezledi, Beşiktaş canlı olarak izlediğim Antalya karşısında şansa üç puanın sahibi oldu. Keza Galatasaray da bu haftayı şansı ile kapattı bence.
Tüm bunlara bakınca Türkiye’de futbol artık zevk vermiyor. Büyük dediğimiz takımlar iki hafta üst üste aynı istikrarı gösteremiyorlar. Bir sürü yabancı oyuncuya çuvalla para veren büyük kulüplerin hepsi büyük mali krizler ile karşı karşıya. Yakında taraftar küserse maçlara gitmekten hiç şaşmamalı.
Antalya’ya giderken uçakta bizimle olan Beşiktaşlı arkadaşlar ile dönüş yolunda konuştuk. Yol parası, otel parası ve deplasmana kadar gidip her türlü fedakarlığı yapıp 90 dakika rahat maç izleyemeyip ülkeye dönmek kolay olmasa gerek.

“Şevket Abi ile Günaydın”
Türkiye’de beğeni ve ilgi ile izlenen Güldür Güldür Show'un 215. Bölümünde; 
Rahmet ve özlemle andığımız Saffet Soykal abimizin yıllar önce 
Kanal T’de yayın sırasında yaşadıkları ve benim o görüntüleri o günlerde Mesut Günsev ile birlikte İHA ajansına paylaşmamız ve sonrasında tüm Türkiye’de bu görüntünün televizyonların haber kanallarına çıkması ile bir anda ünü Türkiye’ye yayılmıştı Saffet Amcanın.
Yıllar sonra Güldür Güldür Show'un 215. Bölümünde; Saffet Amca’nın yaşadıklarının canlandırılmasını görünce yeniden o eski günlere gittim. Reji ile kavgası, ekranlardan bizleri fırçalaması. Unutulacak gibi değildi. 
Güldür Güldür Show’da yoktu ama bir anıyı da ben anlatayım. Rahmetli Saffet Amca ekranda Rumca Gazeteleri okurken sevgili Mehmet Moraket abimiz ile birlikte Saffet Amca’nın cep telefonunu arar, yayın sırasında ki o hallerine gülerdik. Tabi bizim gibi tüm izleyenler  de o hallerine çok gülerdi.
Allah gani gani rahmet eylesin Saffet Amcamızı ve Show TV’nin Güldür Güldür ekibine de kocaman bir tebrik. Gerçekten güzel oynamışlar ve bir kez daha bizlere o günleri yaşattılar.