banner564

Tespit doğru yapılmalı

Kamu reformu söylemleri gündeme gelince eski siyasetçi ve Türkiye Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’in çok eski bir yazısı aklıma geldi. “Zümre demokrasisi ile sosyal reform olmaz”.
Sayın Ecevit 1960 yılında kaleme aldığı bir yazısında kısaca; belirli bir zümre topluluğu ile yapılacak olan bir reformun sadece aynı sınıfa hizmet edeceğini yazmıştı. 
Kamu yönetimindeki verimliliği artırmayı hedefleyen yeni Kamu Görevlileri Yasa Tasarısı Bakanlar Kurulunda onaylanmış bulunuyor. İçeriği daha tam olarak kamu oyuna açıklanmış olmamasına rağmen sendika yönetimlerinden daha şimdiden itirazlar ve uyarı grevleri gelmeye başlamış durumdadır.
Medyadan edinilen bilgilere göre yasa tasarısındaki önemli bir değişiklik yöneticilik hizmetlerinin dışarıya açılıyor olmasıdır. Yeni düzenleme ile müşavirlik tümüyle tarih olurken, ek mesailere sınırlama getiriliyor ve hastalık izinlerinin istismar edilmesi önleniyor. Üçlü kararname ile sadece müsteşar ataması yapılması hedeflenirken kamudan gelen müşavirlerin görevden alınması halinde eski görevlerine geri dönmeleri de bu yeni yasa tasarısında ön görülenler arasında…
Konuyu açmaktaki gayem, Kamu Yasasındaki değişiklikleri tartışmaktan öte değişikliğin, kamunun işleyişi ile ilgili herhangi bir iyileştirmeyi içerip içermediğini sorgulamaktır. Çünkü günümüzde yürürlükte olan Kamu Görevlileri Yasası tam anlamı ile uygulansa ve adamına göre yürütülmese, kamu işleyişinin bugünkünden çok daha iyi olacağı aşikardır.
Ne demek istediğimi eğitim sektöründe bir örnekle açıklamaya çalışayım. Örneğin eğitim çağında olan bir öğrencinin, derslerinde notları düşük, okula devam ve devamsızlığı vasat hatta okul içerisinde ciddi bir huzursuzluk yaratıyorsa, okulun disiplin kurulundan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın oluşturduğu üst disiplin kuruluna gönderilir. Yapılan değerlendirmeler ışığında öğrencinin bulunduğu okulda ciddi bir iç huzursuzluk yarattığı kanısına varılırsa, öğrencinin öğretim hayatının sona ermemesi için aynı düzeyde eğitim veren başka bir okula gönderilir. Kısacası üst disiplin kurulu, öğrenciyi yeni bir okul cehresi ile yaptığı haylazlıklardan  uzaklaştırarak yeniden derslerine odaklanmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Fakat öğrencinin hal ve hareketlerini düzeltmeye ve iyileştirmeye yönelik herhangi bir önleme veya uygulamaya gidilmemektedir. Dolayısıyla tahmin edilebileceği gibi öğrenci belli bir süre düzeliyor gibi görünse de kısa süre sonra aynı haylaz tavırlarını sergilemeye devam edecektir çünkü zihniyeti değişmemiş ve iyileştirilmemiştir.
Kamu işleyişinde de tespitin ve müdahalenin doğru noktalarda yapılması gerekmektedir. Yürürlükteki yasanın tam anlamıyla uygulanmadığı ve/veya uygulanamadığı ortadadır. Böylesi bir durumda yeni yasa yapılsa da sürmekte olan verimsiz yapı devam edecektir. Burada sorun yasanın kendisi değil, kamuyu işleten ve/veya işletemeyen çalışanların kendisidir. Hepimizin bildiği gibi kamudaki verimliliği artırmak için esas olarak iyileştirilmesi gereken kamu çalışanlarının zihniyetidir. Aynen öğrenci örneğinde olduğu gibi.
Doğru tespit ve uygulama yapılmazsa kamuda verimlilik artmayacaktır. Rahmetli Ecevit’in de yazısında belirttiği gibi; bu yasa değişikliğini yapmak isteyen iyi niyetli yöneticiler, kendilerini bu değişikliğe karşı olan zümre ile işbirliği içinde bulacaklardır. Nedeni ise çok basit! Meclisteki vekillerin büyük bir çoğunluğu kamu sektöründe çalışmaktadır. 
Bu arada reform diye lanse edilen olgu aslında sadece basit bir değişimdir. Ciddi bir reform gerçekleşmesi için değişimin halkın içinden geliyor olması gerekmektedir ki bu konu bambaşka bir yerlere gider…
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar. 

YORUM EKLE

banner608

banner473