banner564

Toplumda en önemli sorun ‘güvensizlik’

  ‘Etik değer’ son zamanların en moda sözlerinden biri oldu...
   Etik değer nedir?..
   Doğruluk, hakkaniyet, tarafsızlık, sorumluluk?..
   Peki doğruluk, ya da hakkaniyet sorgulamasında akla ilk gelen hangi kurumlardır?..
   Siyaset, polis, yargı ve medya...
   Bunların hangisi ‘en doğruyu’ uygulayandır?..
   Bunların ‘hakkaniyetle’ ilgili kriterleri ve yapabildikleri nedir?..
   Özellikle yargı ve polisin hareket çizgisini belirleyen yasalardır…
   O yüzden de yasa yapıcılarının sorumluluğu herkesten daha fazladır…
   Kurumların dışında, yöneticilerin, çalışanların ve sıradan vatandaşların da ciddi sorumlulukları vardır…
   Peki; bunların kaç tanesi sorumluluklarının bilincindedir?..
   Hakkaniyete göre hareket eden, doğrudan yana olan ve gerektiğinde dik durabilen kaç insan vardır?.. 
   ‘Etik değer’ üzerine sayısız konferanslar düzenlendi, bildiriler dağıtıldı...
   Bunları dikkatle incelediğimizde, önemli bir kısmının bu tür tartışmalardan uzak durması gerekenler olduğunu gördük...
   Değerleri ayaklar altına alan, her türlü yalan ve yanlışla saldırıya geçebilenlerin; etik değerler üzerine konuşma, ya da görüş belirtme hakları var mıdır?..
   Bu konuda işin ucu dönüp dolaşıp yine siyasete dokunur...
   Çünkü; ülkemizde en önemli değerlerin dahi ayaklar altına alınmasının temelinde kötü siyaset vardır...
    Örneğin; ihalesiz mal alımıyla devleti milyonlarca lira zarara uğratan bir siyasiye hesap sorma bu ülkede ‘etik değerlere’ aykırı bir hareket olarak nitelendiriliyor...
   Bir kısım insan, böylesi bir durumda üzerindeki yeleğin bir siyasi partiye ait olmasından dolayı, hesap sorma noktasından uzaklaşarak, yolsuzlukla suçlananların yanında yer alabilmektir...
   Daha da önemlisi suçlanan taraf, suçlamaları çürütecek bilgi ve belgelerle ortaya çıkmak yerine, suçlayanları veya iddia sahiplerini yaralamak için akıl almaz yöntemlere başvurabilmektedir...

Neler yapılıyor?..

   Bunlardan bir tanesi belden aşağı vuruştur...
   Bir diğeri, işinden etmek, susturmaktır...
   Küçük ülkemizde bilgili, görgülü, çalışkan ve fedakar insan bulmanın zorluklarını bir kenara bırakıp, en değerlileri bile zaman zaman yok eden veya bir süreliğine etkisizleştiren siyasiler vardır...
   Toplumun her geçen gün ‘etik değerlerden’ uzaklaşması, maddi şeylere daha çok önem vermesi ve ‘sevginin’ anlamını yitirmesinin temelinde yine kötü siyasetin olduğu inkar edilemez...
   Kötü siyaset yüzünden, bir avuçluk ülkede dostluklar ve arkadaşlıklar sorumsuzca harcanabiliyor...
   Kişisel çıkarlar ön plana geçiyor ve böylesi bir durum moralsizliği, güvensizliği de beraberinde getiriyor...
   Ayrıca yalanı da...
   Yalana dayalı siyaset yapmak...
   Yalana dayalı görüş ve düşünce belirtmek...
   Yalana dayalı konuşma yapmak, yazmak...
   Yalana dayalı ‘dostluk ilişkilerine’ girişmek...
   Şahsi çıkarlar söz konusu olduğunda ‘dostlukları’ bir anda yok edebilmek...
   Gerektiğinde kardeşi, kardeşe kırdırabilmek...
   Baba ile evladını karşı karşıya getirmek...
   Yüz kişilik köyü, kamplara bölmek...
   Tümü kötü siyasetin sonucudur...
   Üst düzey yönetimde bulunan siyasilerin topluma kötü örnek olmalarından dolayı, sıradan vatandaşlar arasındaki ilişkilerin de ne hallere düştüğünü görebiliyoruz...
   Toplum olarak mutsuzluğumuzun temelinde de güvensizlik vardır...   
   Artık ‘güvenilir dost’ bulmak hiç de kolay değildir...
   “Ben buldum” diyorsanız, ona sarılın ve bu güzelliği korumasını bilin... 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nurt
Hasan Nurt - 7 ay Önce

Altımızdaki SATTIĞIMIZ Toprak şayet Bizim değil de çalıntı Rum malı ise ve Kurduğumuz Düzen ile Hırsızlık onaylanır ise Suçlular Cenneti KKTCdeki Hırsızlık, Yolsuzluk ve Usulsüzlükleri Ülkemizde Kim Kınayabilir ki ? Bir an evvel Şerefiye vergisini Hayata Geçiremez altımızdaki Mülkleri Türkleştiremez isek Suçlular Ülkesi KKTCde doğacak sonuçlar neticesi Sokağa çıkmaya korkar olacağız ??? Hırsızlıklar ve Yolsuzluklar Ülkesi KKTCde Yüce Meclisimiz bu konuda bir an evvel Hemen harekete Geçmeli !!!

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 7 ay Önce

KKTCnin tanınması için Sayın Tansel Fikrinin Ak Sakallılar Derneğine değil de ‘ KKTCnin Tanınmama Kararını veren New York’taki BMGK’yine gitmesi daha doğru bir Adres olduğunu KKTCden başka bilmeyen mi kaldı yani???

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 7 ay Önce

KKTyi getirdiğimiz noktada Güvenilir bir Dostu mumla arayacağımız kesindir ! Bugün En yakın Dostumuz bile bireyselleşip bir çıkar için maalesef aleyhe doksan derece dönüş yapabiliyor ! Nerde yıllar önce Kapımızı açık brakıp çarşıya çıktığımız günler ? Yolda Sokakta Selamlaşıp herkesle Dost olduğumuz Günler ?
Kimsenin parasında Malında Mülkünde Gözü olmayan Kıbrıslı Türklere Bugun ne oldu acaba ??
Balık baştan Kokar diyen Atasözümüz ile bir hiç nedenle Ülkemize doldurduğumuz onbinlerce veye Yüzbinlerce Afrikalının akıbeti ne olacak acaba ? Fakir KKTCden Bugün Nijerya’ya Türkiye Üzerinden bir Uçak bileti 800 Euro’dur birkaç Yıl sonra bu maliyet ne olacak acaba ? ve yine İleriki yıllarda Ülkemizde çoğalan Afrikalı nüfusu ne olacak acaba bilen mi var ?? Sayıları Her geçen gün azalan Kıbrıslı Türkler mi ?? Bu konuda Giden de Türk ‘ Gelen de Türk diyebilirmiyiz artık ??

Turkish Power
Turkish Power - 7 ay Önce

Evet toplum olarak siyasilere hatta ese dosta vs guvenimizi yitirdik peki sayin muhip ve koz beyler bm ab abd uk ahim vs gunenimiz var mi tani ki yok cunku bu kuruluslar beyaz hristiyan kafatasci irkci emperyalist serefsizlere hizmet ediyor yani ne sohoda pezevenklik ne palikarya kucagi

Öz
Öz - 7 ay Önce

Etik Değerler. Öyle oldu, böyle oldu. KTFD kuruldu. Cumhurbaşkanlığı iki devre için seçilmesi kabul edildi. Sonra? KKTC kuruldu, görev düresi dolan cumhurbaşkanı devam etti. KC nin yasal cumhurbaşkan muavini bir mektup yazdı, buraya yerleştirilenler kültürümüze uymuyorlar dedi, Türkiye’de ne varsa orada da olacak dediler, din işleri başkanımız oldu,tarikatlar oldu, imam hatipler oldu.Yargı Laik bir toplum olduğumuz kararını verdi, orası Fransa değil dendi. Federasyon için yaşayanlar yüzde 65 yakın evet dedi, bunu savunan adaya, seçilmemen için her türlü tedbir alındı, aday olmaman hem senin, hem de ailen için daha iyi olur dendi. Rumdan pasaport alanlar, siyasi muarızlarını, Rumcu, diye yaftaladı. Demokrasi, demokrasi dendi, seçilen değil, atanan başbakan ve bakan oldu. Toplumsal mücadeleye katılan, yurt dışından gelip askerliğini yapan kalifiye elemanlara değil, askerlikle alakası olmayan, parti yandaşlarına makam, mevki, iş,bahçe, arsa, tarla verildi. Saymakla bitmez. Düzelmez mi? Yepyeni bir sayfa açmadan ne düzeltilebilir? Siyasi partiler ve seçim yasası mı?, Adaletli vergi mi? Çevre tahribini önleme mi? Trafik mi? Kaçak yapılaşma, silah, uyuşturucu, akaryakıt, sigara içki ve insan kaçakçılığı mı? Beyaz kadın ticareti mi? Yepyeni bir sayfa şart. O da uluslararası arenada tanınırlık, uluslararası standartlar ile mümkün. Peki bunlar nasıl olacak? Çözüm ile ve askıda olan AB muktesebatının, askıdan indirilmesi ile. Başka yol da yoktur.

banner471

banner473