banner564

Toplumsal uzlaşı

Toplumsal uzlaşı her coğrafyanın arzuladığı ideal bir kavramdır. Toplumsal uzlaşının vardığı sonuç ise huzurlu bir toplum, refah bir devlet yönetimi ve uluslararası platformlarda saygın bir konumdur. Kendi coğrafyamızda toplumsal uzlaşıya yönelik bir örnek hemen hemen yok gibidir. Temmuz 1974’ten günümüze gelinen süreçte yukarıda belirtilen huzurlu bir toplum, refah bir yönetim, uluslararası saygın bir konumum bizlerde olduğunu söylemek çok zordur. 
Özellikle ucuzlayan emek gücü nedeniyle ve sayısı hızla artan üniversite sayısına bağlı olarak, yabancı işçi ve öğrenci sayısı hızla artmaktadır. 1974 sonrası kabuk değiştiren nüfus yapımıza henüz adapte olamamışken ekonomik dayatmanın bir getirisi olarak ucuz yabancı işçi ve öğrencilerle birlikte nüfus yapımız mozaik bir görünümüne bürünmüştür. Bu mozaik yapı farklı kimlik, cinsiyet, etnik köken, ırk, cinsel eğilim, yaş, akıl seviyesi, fiziksel yetenekler ve karakter unsurlarından meydana gelmektedir. Bu mozaik yapı modern toplumlarda çok kültürlülük diye nitelendirilmiştir.
Çok kültürlülük içerdiği anlam itibarıyla toplumun tek tipleşmenin aksine, daha heterojen bir sosyal yapıyı içselleştirerek çeşitliliğe vurgu yapar ve bu bağlamda toplumun farklılıklarına olumlu veya olumsuz bir biçimde yansıyan düşünsel bir yapıya atıfta bulunur. Dolayısıyla çok kültürlülük farklılıkların kabul edildiği ve toplumsal yapılanmanın bu farklılıklar üzerinde yükselmesinin önünün açıldığı bir kurguya sahiptir. 
Çokkültürlü bir toplum yapısı ve çokkültürlü olabilme durumu siyaset alanında yeniden yapılanma, farklı seçenekler üretme ve kurumsal yapılanmayı gerektirmektedir. Bu gerekliliklerin temelinde toplumsal uzlaşı elzem bir durumdur. Toplumsal uzlaşı siyasi bir kavramdır. Bu niteliğinden dolayı toplumsal uzlaşının varmak istediği hedef toplum içerisinde var olan farklılıkların refah içerisinde yaşayabilmesi için gerekli olan siyasi zeminin hazırlanmasıdır. Toplumsal uzlaşma her bireyin veya toplumun çeşitli unsurlarının tek tip bir biçimde aynı düşünmesi veya hareket etmesi anlamına gelmemektedir. Aksine farklılıklarını koruyarak nasıl bir arada yaşanabileceğinin araştırılması ve çaba gösterilmesi üzerine şekillenmektedir. Bununla birlikte, farklılıkları uzlaştırarak çatışmaya dönüştürmemek her zaman için kolay bir süreç olmamıştır. 
Coğrafyamızda toplumsal uzlaşının çok kültürlülük çerçevesinde şekillenmesi gerekliliği göz ardı edilmemelidir. Bu gerekliliği baştan aşağı, yakından uzağa prensibi çerçevesinde yaşadığımız coğrafyamızın her alanında gerçekleştirebilediğimiz sürece varlığımızı devam edecektir.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar. 

YORUM EKLE

banner608

banner473