Yaşadığımız coğrafyanın ekonomisinden eğitimine, sanayisinden tarımına ve içimizdeki toplumsal yaşam biçimine kadar birçok konuda plansız yaşamanın girdabında boğuşuyoruz. Yaşanan sorunların nedeni ise elbette ki gelmiş geçmiş ülke yönetimini elinde bulunduran tüm hükümet edenlerdir. Yaşadığımız bu coğrafyanın ve toplumun geleceğini düşünen yok. 
Oluşan bu yapıya iktidar olan siyasiler kadar muhalefet de ortaktır. Bazı Cumhuriyetçi Türk Partili (CTP) arkadaşlar itiraz edecekler ama ana muhalefet olarak onlar da coğrafyamızda yaşadıklarımızın mimarıdırlar. Konuyu CTP Genel Başkanı Sayın Tufan Erhürman’ın, güncel bir açıklaması üzerinden açıklayayım. 
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Birleşmiş Milletler (BM) ile müzakere etmeden Maraş’ta kapsamlı açılmaya gitmenin, Kıbrıslı Türkler açısından uluslararası alanda yeni sorunlar yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacağını savundu. Maraş’ta statükoyu sarsacak, kapsamlı çözüm yönünde motivasyon sağlayacak ve Kıbrıslı Türkleri uluslararası hukukla, uluslararası toplumla buluşturacak adımın Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararlarına da uymaktan geçtiğini işaret eden Erhürman, "Yoksa Maraş’ı 'ziyarete açmak' ya da BM ile istişare etmeksizin Maraş’ta kapsamlı bir açılmaya gitmek Kıbrıslı Türkler açısından uluslararası alanda yeni sorunlar yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacağını” açıkladı. 
Geçmişim tozlu sayfalarını şöyle bir karıştıracak olursak; yıl 1994-1996. CTP’nin, Demokrat Parti (DP) ile koalisyon hükümeti kurdukları dönem. Bu dönemim icraatları arasında İTEM Yasası, KDV Yasası ve Faizlerin serbest bırakılması vardır. Sundukları hükümet programına göre söz verilen yolsuzluklar üzerine gidilmemiş, hiçbir soruşturma sonuçlandırılmadığı gibi üzerine yeni yolsuzluk dosyalarının eklenmesine zemin hazırlamışlardır. Sayın Erhürman’a özellikle 22 Mayıs 1995 Hakkı Atun başkanlığında göreve başlayan ikinci CTP-DP koalisyon hükümetinin programında yer alan şu ifadeleri hatırlatmak isterim;
“İskan sorununun kısa süre içinde ve adil olarak çözümlenebilmesine olanak sağlamak ve insanımızın malına sahip çıkabilmesi için Anayasa'nın öngördüğü şekilde Eşdeğer Hak Sahiplerinin ve Tahsisten Hak Sahiplerinin tapu sorununun sonuçlandırılması yönündeki çalışmaları hızlandırılacak ITEM (değişiklik) Yasa tasarısı ivedilikle Meclisten geçirilecektir. Bu amaçlara ulaşmak için yasal ve yönetsel düzenlemeler yapılacaktır.”
Kıbrıs sorununu çözülmemesinin nedenlerinden biri de mülkiyet sorunudur. 1994-1996 hükümet döneminde biz ne yaptık; İTEM değişiklik yasa tasarısı ile Rum mallarına koçan verdik. Verdiğimiz bu koçanların büyük bir kısmı satıldı, satılan arazi üzerine inşaat yapılıp yeniden bir başkalarına satıldı. Bu yapının baş mimarı olan CTP, bugün Maraş ile atılacak adımlar hakkında değil konuşmak sesini çıkarmaya dahi hakkı yoktur. Kimin malını kime dağıtıldığını sormayan, sorgulamayan CTP, bugün Maraş bölgesindeki malların gerçek sahiplerine verilmesine yorum yapması büyük bir ironidir.
CTP’li arkadaşlarla konuştuğumuz zaman, kendi iç hesaplaşmalarını yaptıklarını ve kendi değişimlerini sağladıkları ile partilerini savunuyorlar. Ancak geçmişi bilmeden geleceğe adım atmakla bir şeyleri değiştiremezsiniz. Coğrafyamızda oluşan ucube yapı ortada iken ve sizler bu toplumdan özür dilemedikçe iktidardan farkınız yoktur. Kısacası sözünüz ne ise eyleminiz de o olsun. Muhalefette başka, iktidarda başka olursan, “toplumun akıl sağlığı ile oynamayın” demekten başka çaremiz kalmıyor.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.