banner564

Tüm halkın geleceği tehlike altında

   Taşınmaz Mal Komisyonu’na; kuruluşundan itibaren 17 Haziran 2021’e kadar 6 bin 853 başvuru yapıldığı açıklandı…
   Bunların bin 227 tanesi dostane çözüm yoluyla; 34’ü de duruşma yoluyla sonuçlandırıldı…
   Peki geriye kalanlar?..
   Yıllardır karar alınamadığı için 5 bin 626 dosya beklemeye alındı…
   Bunlar sonuçlanmadığı için Rumlardan yeni başvuru da gelmedi…
   Gelinen noktada Taşınmaz Mal Komisyonu’nun oluşumunu ve görevlerini etraflıca ele almamızda fayda vardır…
   Bu komisyonun ne amaçla kurulduğu ve görevlerinin ne olduğu şöyle izah edilir:
   “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarındaki taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde iddia edilen haklar üzerinde değerlendirme yapmak ve bunun sonucunda mal iadesi, takas veya tazminata ilişkin bağlayıcı kararlar vermek…”
   Komisyonun resmen çalışmaya başlaması 17 Mart 2006’dır…
   Kuzeyde mal bırakan Kıbrıslı Rumların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhinde dava açmaları ve mahkemenin bu davalara çok uzun sürede dahi bakamayacak durumda olması nedeniyle; Kıbrıslı Türklere çok büyük bir fırsat yaratılmıştı…
   Çözümsüzlüğün devam etmesi, özellikle 2004 yılında Rumların Annan Planı’na “Hayır” demesi üzerine, AİHM tarafından böylesi bir kararın alınması ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nu, bir mahkeme gibi kabul etmesi önemli bir kazanımdı…
   Bu karar sonrasında binlerce Kıbrıslı Rum, kendi hükümetlerinin ve kilisenin ağır baskılarına aldırmadan, kuzeydeki mülklerinin satışı veya takası için komisyona başvuru yaptı…
   Komisyon ilk yıllarda, Türkiye’den gönderilen paraları kullanarak, bazı mülklerin satışını da gerçekleştirdi…
   Sonrasında KKTC’den birileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu mesajı verdi:
   “Bazı kişilerin üzerinde binlerce dönümlük Rum arazisi vardır. Onlar bu arazileri milyonlarca Sterlin karşılığında satıyor ve haksız kazanç elde ediyor. Bunun bedelini tek başına Türkiye mi ödeyecek?..”
   Sayın Erdoğan, bu tür mesajlar ve uyarılar üzerine KKTC yetkililerine şu öneriyi yaptı:
    “Ortaya çıkacak bedelin yüzde 80’ini biz ödeyelim, yüzde 20’sini de Rum arazisini satarak kazanç elde edenler ödesin…”

Yasa bir türlü geçmedi

   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu önerisi yanlış değildi…
   Ülkemizin gerçeklerini görmezden gelme veya yanlışlar üzerinde ısrar etme gibi bir lüksümüz yoktur…
   Bazı kişiler gerçekten çok az paralar ödeyerek, çok sayıda Rum mülkü aldı…
   KKTC sınırları içinde bu mülklerin yasal sahibi olarak görülebilirler…
   Ne var ki; uluslararası hukuk kapsamında malın gerçek sahibi, güneyde yaşayan insandır…
   Gerçek mal sahibinin ‘izni olmadan’ yapılan satışların uluslararası hukukta geçerliliği yoktur…
   O nedenle de yapılan bu işlemleri yasal statüye çevirmek için tek yol, mal sahibinin izniyle gerçek tapu almaktır…
   Mal sahibi Rum kendi rızası ile KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmuş ve ortaya çıkan değerlendirme sonucunu kabul etmişse; parasını öder malın gerçek sahibi olursunuz…
   Bunu yapmadığınız sürece oturduğunuz yerin ‘Bir gün altınızdan kayması’ söz konusudur…
   Hatta ‘alım-satım’ meseleleri yüzünden hapislik cezası almanız da mümkündür…
   Nitekim; KKTC Mal Tazmin Komisyonu’nun faaliyete başlamasından 5 ay sonra 
6 Ekim 2006 tarihinde Rum Meclisi’nin almış olduğu bir kararda “Mal sahibinin izni olmadan taşınmazının alımını ve satımını yapanlar veya kiralayan ile kiraya verenler 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılırlar” deniliyor…
   Alınan bu karar Rum Dışişleri Bakanlığı sitesinde de yayınlanıyor ve KKTC’den mülk almayı düşünen yabancılar uyarılıyor…

Biz ne yaptık?..

   Mülkiyet sorunu bu kadar önemli ve kritik bir durumdadır…
   Özellikle Rum Meclisi’nin 6 Ekim 2006 tarihli kararı sonrasında Rum mülkü üzerinde işlem yapanların, gerek güneye geçişlerde, gerekse Avrupa seyahatlerinde tutuklanma ve yargılanma riskleri vardır…
   Bu tehlikeyi görmezden gelmek ve “Guruş vermeyik… Hade bakalım yapsın da görelim” demek, bizleri haklı konuma getirmez…
   “Rumlar da 1974 öncesinde bizim mallarımızı yağmaladı. Veya 1974 sonrasında Türk mülklerini yok pahasına istimlak ederek el koydular” diyerek savunma yapma şansımız vardır…
   Ancak; bu savunmayı başarıyla sonuçlandırabileceğimiz tek yer müzakere masasıdır…
   Bunun dışında uluslararası alanda tanınmadığımız için yapılabilecek fazla bir şey yoktur…
   Hal böyle iken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önerisi doğrultusunda KKTC Meclisi’nden, Rum Taşınmaz Malları’nın satışında yüzde 20 vergi kesintisi öngören bir yasanın geçirilmemesi çok büyük bir hatadır…
   Hatta gelecekte on binlerce insanımızı bir anda evsiz barksız, parasız pulsuz bırakacak kadar hayati bir ihmaldir…
   Sırf “Guruş vermeyik” diyen bir kısım insanı korumak adına veya ufacık partisel çıkarları düşünerek sağ ve sol partilerin sergilediği bu tavrın, Kıbrıslı Türklere maliyetinin çok ağır olacağını bir yerlere not edelim…
   İleride onlara nasıl hesap sorulacağını da şimdiden düşünmeye başlayalım… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Ben Yaparım olur mentalitesi ile Yönetilen KKTC de he şey gibi Mülkiyet sorununu da Yüzümüze gözümüze bulaştırdık, Dünyanın hiçbir Ülkesinde uygulanmayan ve İnsan hakları Uluslararasi Hukuka aykırı olan Rum mallarını Gerçek sahibinden izinsiz yağmalayıp
Aldık Sattık ve de büyük zenginlikler elde ettik ,
Yöneticilerimizin onayı ile maalesef Kıbrıs Türk Toplumu Uluslararasi Hukuk karşısında büyük bir Bedel ödemeye aday Olmuştur, Uluslararasi Hukukta zaman aşaması mülkiyet sahipliğini değiştirmiyor Bugün Almanya ikinci Dünya harbindeki Yahudi Mülkiyet mağdurları varislerine halen milyonlarca Dolar Tazmin para ödemektedir, Türkiye’nin çabaları ile KKTC ye verilen Mal Tazmin Komisyonunu da Beceremedik Kasası Boş KKTC bir Program ve plan uygulayıp Rum mallarını Yasal olarak Türkleştirmedi , yürütemedigimiz bu şans da elimizden alınınca maalesef Uluslararasi hukukun pençesine düşeceğiz, KKTC siyasetinin Uluslararasi Hukuk dışında ben yaparım olur mentalitesi ile atacağı her adım Kıbrıslı Türkler için kötü bir gelecektir,

Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Hasan bey vAllahi en azından bir bakan olacak olgunluktasiniz ama ne yazık ki kktc de eş dost akraba siyaseti bile bile lades koru körüne kamplasma ülkeyi mahvediyor kktc ye çok geldik gittik insanı modern kibar ama niye helva yapılamıyor anlayamıyoruz kızıyorsak bundan ötürü

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Kıbrıslı Türklerin Mal Tazmin Komisyonuna ihtiyacı yoktur Londra’ya gelip de Güneydeki malını satan çok Kıbrıslı Türk vardır ,

Öz
Öz - 3 yıl Önce

Rumlar için Taşınmaz Mal Komisyonu var da, Türkler için neden yok? Önce Türkler için de bir TMK kurulsun, sonra elinde Rum malı olanlar ve Rum tarafında mal bırakanlar, bu komisyona baş vursun.Rum tarafında malını satanlar ve karşılıksız mal alanlar ortaya çıksın.
Paraları varsa ya da bankalardan kredi alarak malların sahibi olsunlar.

banner608

banner473