Kıbrıs Türk liderliği; özellikle son 3 yılda müzakere masasına ‘katı şartlar’ koymadı...
Hemen her konuda “müzakere edilebilir” mesajı verildi...
Kıbrıslı Türkler için hayati önem taşıyan garantiler konusunda bile daha ilk günden “Bunlar tabu değildir” denildi...
Ama Rumlar bu mesajı farklı yorumladı...
“Mademki tabu değil, öyleyse tümünü kaldıralım...”
Olur mu hiç?
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İngiliz Yayın Kuruluşu BBC’nin Türkçe servisine yaptığı açıklamada, Rum ve Yunan tarafının “Garantileri tartışma konusu bile yapmayız. Tümüyle kaldırılacak” şeklindeki yaklaşımına tepki gösterirken, önemli bir açılımdan söz etmişti:
“Bizlere 15 yıllık bir süre verin. Nasıl geçineceğimizi görelim, sonrasında karar veririz...”
Rumlar şu ana kadar bunu da kabul etmedi...
Peki neden?
Efendim 1960’ın şartları değişmiş de ondan...
Avrupa Birliği’nin garantisi yeterliymiş...
Kıbrıs’ın, AB’de ne kadar kalacağı bilinmiyor...
Ayrıca AB’nin, herhangi bir durum karşısında Kıbrıs’a müdahale etmeyeceği, yapanın yanına kalacağı endişesi var...
Gerçekleri görebilmeliyiz
Öyleyse; 1963’ten beri işbirliği yapmayan, hiçbir şeyi paylaşmayan, hala bugün oldu 10 metre mesafelik mevzilerde karşılıklı silahlı askerler bulunduran iki toplumun bir anda mükemmel bir ilişki içerine gireceğini düşünmek saflıktan öte bir şeydir...
Kilisenin ve güneydeki fanatik örgütlerin engellenmesi halinde, iki toplumun birlikte iş yapması, ülke olanaklarını paylaşması ve karşılıklı saygı içinde yaşaması için uzun yıllara ihtiyaç vardır...
Rum tarafının bunu göz ardı ederek, garantileri bir anda tamamen ortadan kaldırma konusundaki ısrarı işte bu nedenle kabul edilebilir değildir...
Nitekim Sayın Akıncı da Rum tarafının bu katı duruşundan vazgeçmesi gerektiğini defalarca tekrar etti...
Sayın Akıncı’nın görevde bulunduğu süre içinde çözüm konusunda ortaya çıkan bu son şansı bertaraf etmek istemiyorlarsa, uzlaşıyı tercih etmelidirler...
Aksi halde bu güzel ülkede yeni gerilimlerin yaşanması söz konusudur...
Kiprianu’nun itirafı önemli
Kıbrıs sorununun 2019’da çözümü konusunda umutlanmak için elbette bazı işaretler görmemiz gerekirdi…
Ama tünelin ucunda ışık yoktur…
Özellikle Rum AKEL lideri Andros Kiprianu’nun dünkü Rum basınında yer alan açıklaması KKTC’deki tüm ‘çözüm yanlıları’ tarafından dikkatle okunmalıdır…
Kiprianu, Rum lideri Anastasiadis’in Kıbrıs politikasını Başpiskopos Hrisostomos’la birlikte yürüttüğünü söylüyor…
Başpiskopos Hrisostomos ise ‘İki bölgeli, iki toplumlu federasyonun’ asla kabul edilmeyeceğini, bunun ırkçı ve bölücü olduğunu iddia ederek, üniter devleti savunuyor…
Yani Kıbrıslı Türklerin, Rum idaresi altında olacağı bir model…
Bunu ne Akıncı kabul edebilir, ne de bizler…
İşin kötü yanı, Rumların bizimle paylaşımdan kaçmasıdır…
Bizleri adam yerine koymadıkları sürece, çözümsüzlüğün devamı kaçınılmazdır…
İyi pazarlar…
