banner564

Türkiye futbolunda yaşananlar

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Kupası (Şimdi adını Süper Kupa yapmışlar) bir türlü oynanamadı. 
Arabistan’da oynanacaktı, olmadı. Neden olmadığını az-çok biliyoruz ama sonucunun ne olduğu kamuoyundan gizleniyor sanırım. Organizasyon firmasına tazminat ödendi mi, bilmiyoruz.
Sonuçta Cumhurbaşkanlığı Kupası karşılaşmasının Urfa’da oynanması kararlaştırılmıştı. Bu arada Türkiye Futbol Federasyonu ile Fenerbahçe Spor Kulübü arasında yaşanan gerilim Fenerbahçe’nin karşılamaya “gönüllü ve iddialı” olarak çıkmamasına neden olmuştur. 
“En büyük kupa” diye nitelenen bu kupaya ilgi her zaman az olmuştur ama bu yıl yaşanan rezaletin genel olarak futbolun yönetiminden kaynaklandığı anlaşılıyor.
Aslında geçtiğimiz gün Urfa’da yaşananlar ilk değildir; son da olmayacaktır. Yıllarca önce Türk futbolu şike skandalları ile çalkalanırken kimse önlem almamıştı. Tam tersine, siyasiler spor kulüplerini etkileri alarak bundan “siyasi çıkarlar” elde etmeyi tercih etmişlerdi. Yıllar sonra öğrendik ki Arda’nın Barselona’ya transferinden tutun da çok sayıda yeni kulübün ortaya çıkarak iddia sahibi olmasına kadar pek çok olay, kamu kaynakları ile desteklenmiştir. Halkın vergileri, bazı kişilerin “halkla ilişkiler kampanyalarında” kullanılmış; futbol severeler de bunu yutmuştur!
Sadece kamunun parası değil, stat ve reklam gelirleri de dahil olmak üzere yüzyıllık kulüplerin gelirleri da doğru dürüst yönetilemiyor. Kocamış futbolcular Türkiye pazarını “ikinci bahar” olarak değerlendirirken Türkiye’nin çocukları hala daha arsalarda top koşturuyor.
Sporu da, spor yönetimini de önemserim aslında… Ama bu alanla pek ilgili değilim; zaman ayıramadım ve birikim yapma olanağı bulamadım. Bu kısıtlılıkla vardığım sonuç, kötü bir kamu yönetimi altında verimli bir spor yönetimi olamayacağı şeklindedir.
Demokrasi ve şeffaflık… Bunlar olmadan olmuyor; hiçbir şey olmuyor!

YORUM EKLE

banner471

banner474