Türkiye ve Yunanistan arasında gerilimin arttığı bir dönem yaşıyoruz. Karşılıklı sert demeçler veriliyor. İki ülkenin muhalefet çevreleri bu sert demeçleri, iki ülkedeki iktidarların iç siyasi ihtiyaçları için yaptığını ifade ediliyorlar.  Ama arada ciddi sorunlar olduğu da gerçeğin diğer yüzüdür. İşte bu aşamada Türkiye’de Kadir Has Üniversitesinin 2013’ten beridir yaptığı, “ Türk Dış Politikasının Kamuoyu Algıları” araştırmasının 2022 sonuçları açıklandı. Prof. Dr. Mustafa Aydın’ın koordinasyonunda yapılan bu araştırmanın her bir verisi önemli. Ancak bu makalede yalnızca Kıbrıs Sorunu çözümü üzerine Türkiye Kamuoyu algısını ele alacağım. 
Söz konusu araştırmaya göre Kıbrıs’ta, iki bölgeli iki toplumlu Federasyon çözümü, %37,6 oranında destek görüyor.  2021 yılında ise bu destek %31 idi. İki Ayrı Devlet şeklindeki çözüme destek ise 2022 yılında  %35,1’dir. Yani CB Tatar’ın güdümlü propagandasına karşın bu tez, Federasyon tezinin gerisinde kaldı. Ancak ayrı devlet tezine, 2021 yılında gösterilen destek %27,9 idi. Yani o güdümlü tek yanlı propaganda bu ilerlemeyi getirdi. Fakat Federasyon tezine dönük; 2021 yılında %31 olan desteğin, güdümlü propagandaya karşın 2022 yılında, %37.6 değerine ulaşmasının önüne geçemedi. 
 Ayni Araştırmada sorulan diğer bir seçenek ise, “ Merkezi Hükümetin Zayıf Olduğu Bir Konfederasyon” seçeneğidir. Buna dönük destek, 2022 yılında  %22,6.  2021 yılında ise bu, %23,4 idi. Evet, Federasyon ve Merkezi yanı zayıf Konfederasyon iki ayrı konudur. Ama her ikisinin de dayandığı ortak bir antlaşma ve ayni zamanda da ortak bir devlettir. Yalnız, bu yönü ile yani Ortak Devlet yanı ile bakarsam, her halükarda 2022 ve 2021 de bu ikisinin toplamı, iki ayrı devlet tezinin çok üzerindedir. Bu karşılıklı kabul edilebilir bir Antlaşma ile ortak çözüme ulaşma arzusunun Türkiye kamuoyu indinde ciddi bir değer taşıdığına dair bir yorum yapmama da zemin oluşturur.
Bundan hareketle günümüzde Türkiye kamuoyuna seslenmek noktasında en zayıf günleri yaşayan Kıbrıs Türk demokrasi ve barış güçleri, bu araştırmadan önemli dersler çıkartmalıdır. Türkiye kamuoyu; inanç, etnik kimlik ve kültürel farklılıklar temelinde ciddi bir kamplaşma yaşıyor. Ama bu veriler bize, Türkiye kamuoyunun monolitik olmadığını göstermektedir. Yani Türkiye, ne yalnızca iktidarda olanın nede ona muhalefet olanın, tek başlarına düşünce dünyasına hakim olamayacağı denli zengin ve önemli bir birikime sahip bir yerdir. Bu zenginlik, mali ve askeri zenginliğin ötesinde bir değerdir.
Bu bakımdan Kuzey Kıbrıs’ta muhalefet ve iktidardan yana olan güçler, bu verileri dikkate almak zorundadır. Çünkü iktidarda olanlar, yalnızca erk sahiplerine yaranacak bir tutum içinde olmaya devam ederlerse, savundukları her tez, Türkiye’de var olan diğer “yerli ve milli” olan farklı ve demokratik bir yaşam arayan çok önemli bir çoğunluktan moral ve düşünsel olarak kopar. Muhalefet olanlar ise eleştirilerini hep, “Türkiye şöyle, böyle” deyişleri üzerinden yaparsa, o zaman da meydanı, kamuoyunu etnik ve inanç farklılıkları üzerinden etkilemeyi düşünen, demokrasiyi, barışı ve ortak yaşamı ret eden odaklara bırakırlar. Her iki yanlışta; Kıbrıs’ta, kendi kendini yönetmek isteyen ve yalnız adada değil ama Ege ve Doğu Akdeniz’de Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan halklarının barış, işbirliği içinde var olmasını düşünen temele zarar verir. Yani eleştirileri genellemekten, övgüleri de yalakalıktan arındırmak; kısacası, biz olmak gerekir. 
Meraklı olanlar bu araştırmanın tümünü, “ www.khas.edu.h/wp-content/uploads/2022/09/TDP_2022_TUR_FINAL_05.9.2022.pdf” adresinde bulabilirler.