Türkiye’deki CB seçimi ikinci tura kaldı. Evet yirmi yılı aşkın Türkiye’yi yöneten AKP ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seçimi birinci olarak sonuçlandırdı. Mecliste Cumhur İttifakı çoğunluğu aldı. Ancak bu çoğunluk, AKP’nin tek başına kontrolünde değil. 2023’te yapılan bu seçimde AKP; oy oranı olarak 2002’deki oranı kadar oy almış olsa bile, TBMM çoğunluğu 2002’deki gibi tek başına elde edemedi. Şimdi Cumhur İttifakındaki MHP, HÜDA PAR ve diğerleri ile birlikte TBMM çoğunluğunu sağlayabildi. Yani koalisyonları engellemek için gündeme getirilen bu Cumhurbaşkanlığı modeli, en ilkesiz koalisyon olgusunu yarattı. Sistem tıkanmasın diye çıkılan yolda, sistemin raylardan çıkarak, engebeli arazide gitmesi gelişti. Şimdi elleri ve kolları, ortaklarının tuttuğu iplerle sarıldı. Güney Kıbrıs’taki gibi, küçük partiler ana partileri oynatır, oldu.
Bu sonuçlar, özellikle Millet İttifakında önemli bir sarsıntı ve moral kırıklığına yol açtı. Başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere, Millet İttifakının bileşenleri; seçimde ifade ettikleri Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve Demokratik hukuk devleti ilkelerinde samimi ise, 2. tur için bu moralsizlik doğru değildir. Ayrıca Emek ve Özgürlük İttifakında yer alan YSP ile TİP ve Sosyalist Güçbirliği İttifakında yer alan sol güçler; seçimlerde söylediklerinde samimi iseler, seçimlerin ikinci turuna onlarda moral bozukluğu ile girmemelidirler. Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekleyen insanlar eğer, samimi iseler; 2. tur için sandığa istekli gitmeli ve 1. turda aldıkları oyun altında değil, onun üzerinde oy almaya gayret göstermelidirler. Böylece Türkiye’de sevgiye, demokrasiye hukuk devleti ilkelerine bağlı bir halk iradesi olduğunu ortaya koymalıdırlar. Bu, seçimin ilk turunu, 1. parti ve aday olarak bitiren Sayın Erdoğan ile AKP’ye de çok önemli bir mesaj olur. Eğer 1. Turu %49 kusurla tamamlayan, 2. turu % “55-65 “ la kapatırsa, o değerler için mücadele yolu daha da çetinleşir. Esas olan bir iddia ve davadır. Bu yolda oluşan bir olumsuzlukla darma duman olunursa, o dava önemli zarar görür. Esas olan o davanın gücünü korumak, hatta artırmaktır. Bu secim,  iç ve dış ağır sorunlara karşın; Türkiye’de iki ana damarın, birbirini duymaması ve görmemesinin en büyük sorun olduğunu ortaya çıkarttı.
AKP’nin ve Sayın Erdoğan’ın KKTC sandıklarından aldığı oy ise, son beş yıldaki siyasetlerinin sorgulanmasını onlara getirmelidir. Çünkü güya kendilerine sadık bir ekiple, Kuzey Kıbrıs’ta yer almanın sakıncalarını bu sonuçlar gösterdi. Geçen CB seçimlerinde %60 civarında oy alan Sayın Erdoğan’ın, bu kez Kuzey Kıbrıs sandıklarından %35 oranında ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun ise %55 civarında oy alması.... Ayrıca geçen seçimde, 1. parti çıkan AKP’nin, bu seçimde CHP’ nin gerisinde, 2. parti olarak seçimden çıkması önemlidir. Bunun nedeni tek başına, AKP’ nin buradaki temsilcilerinin yanlışlığı değildir. Bu, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan insanların umut, özlem de değerlendirmelerini yok sayan buyurgan siyasetlerinin sonucudur. Temennim, AKP’nin bunu doğru okuması ve bu kez de buraya intikam ateşi ile yaklaşmamasıdır. Çünkü böyle bir tutum, yalnız onların değil, ama siyaseten Kıbrıs Türk Toplumunun ve Türkiye’nin bu zor koşullarda hepten zarar görmesi olur. 2. tur da yüksek katılımlı ve olaysız bitsin. Değerleri öne almanın zamanı geldi. Her şey kazanmak veya kaybetmek değildir. Esas, toplumun demokratik hukuk devleti ilkelerinde kurumsal, toplumsal demokratik birliğidir,