banner564

Türkiye’nin yapıcı teklifi

  Türkiye; Doğu Akdeniz’deki gerilimin azaltılması amacıyla Rum Yönetimi’ne ‘son derece yapıcı’ bir çağrı yaptı...
  Kıbrıs sorunu çözülünceye kadar ‘tüm tarafların’ doğal gaz sondajlarını durdurmasını önerdi…
  Rum Hükümet Sözcüsü ise, bu önerinin anında reddedildiğini açıkladı…
  Çünkü; Rum lideri Anastasiadis “Sondaj çalışmaları benim egemenlik hakkımdır” diyor...
  Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, doğal zenginliklerin her iki topluma ait olduğunu ısrarla vurguladığı halde, Rum tarafı Mısır ve İsrail’in, son zamanlarda Türkiye ile iyi ilişki içinde olmamasını fırsat bilerek tek yanlı adımlar atmaya devam ediyor…
   Bölgede gerilimin giderek artması karşısında Türkiye’nin ‘uzlaşı’ çağrısını kabul etmek yerine; daha da tırmandırmayı tercih ediyor…
   Öyleyse; Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği de Güney Kıbrıs’ı ciddi bir şekilde uyarmalıdır…
   Gelinen noktada, yapılması gereken Rum tarafının tek yanlı sondaj çalışmalarını derhal durdurmasıdır...
  Kıbrıs sorununun çözümü konusunda yeni bir müzakere süreci başlayacaksa; tüm konular masada ele alınmalı ve iki tarafı da memnun edecek şekilde sonuçlandırılmalıdır...

Tüm taraflar kazanmalı

  Kıbrıslı Türkler ve Türkiye hiçbir zaman Rumları dışlayan adımlar atmadı...
  Ada çevresindeki doğal kaynaklara tek başına el koyma girişiminde bulunmadı...
  Bunu yapan Rum tarafı oldu...
  Üstelik Türkiye’nin ilk defa güvenlik ve garantileri müzakere etmeyi kabul ettiği ve çözüm konusunda iki adım önde gittiği bir dönemde...
  Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin huzurunda gerçekleşen müzakerelerde hangi tarafın samimi ve ciddi olduğu kayıtlara geçmiş durumdadır...
  Ayrıca, Annan Planı’nın kimler tarafından reddedildiği de unutulmuş değildir...
  Birleşmiş Milletler örgütü, 24 Nisan 2004 referandumu ile Kıbrıs’ta iki toplumun egemenliğini kayıt altına almış oldu...
  İki egemen toplum, kalıcı bir çözüm için müzakere masasına oturuyorsa, yine bu iki toplum BM planını ayrı ayrı referanduma götürüyorsa; o zaman bu ülkenin doğal zenginliklerini herhangi bir taraf tek başına ele geçirme hakkına sahip değildir...

Doğru olan uzlaşıdır

  Güzel ülkemizde yeni gerilimlerin yaşanmasını ve sıcak bir çatışma ortamına girilmesini bizler asla istemiyoruz...
  Ne var ki; taraflardan birinin “Benim egemenlik hakkımdır” diyerek, diğerlerini dışlamasına göz yumulamayacağı da bilinmelidir...
  Kıbrıslı Türklerin tepkisizliği veya ‘cılız sesler’, “Bunlar teslime hazır” şeklinde değerlendirilmesin...
  Nüfusun çok büyük bir bölümünü oluşturan ‘sessiz çoğunluk’ görmezden gelinmesin...
  Eğer amaç; KKTC seçimleri sonrasında gerilimleri ortadan kaldıracak, kalıcı bir çözümü sağlamak ise; yeni sondaj tehditleri bir kenara bırakılmalıdır...
  Aksi halde ‘çözüm hayal ederken’ çözümsüzlüğü çok uzun yıllar erteleyebilecek gelişmeler kapının ardındadır... 

YORUM EKLE

banner471

banner473