banner564

Türkiye’ye giriş engeli ve liste

Türkiye Merkez Bankasının aldığı ve iki ülke arasındaki ticaretin döviz üzerinden değil, TL üzerinden olacağına dair olumlu adımı gelecek yazılarıma bırakıyorum.. Bu makalede, Türkiye’ye girişte Kıbrıslı Türklere dönük gelişen giriş yasağına değineceğim. Bu uygulama bana, 1963-1968 Kıbrıs’ını hatırlattı. 1963 olaylarından sonra göç edip, belli bölgelerde toplanan Kıbrıslı Türkler; dönemin Başbakanı Rahmetli Sayın İsmet İnönü Hükümetinin, 1960 Garanti Antlaşmasına dayanarak, Türk savaş uçaklarını Başkent Lefkoşa üzerinde uçurmasından sonra, ateş kes yaşandı. . Gettolara sığınan Kıbrıslı Türklerin ezilip geçilmesini bu durmuştu. Bu olay üzerine, geçici olarak Barış Gücü görevini üslenen İngiliz askerlerinin komutanın, Lefkoşa’da yeşil kalemle çizdiği ateş kes hattı, daha sonra 1964 BM Güvenlik Konseyinin aldığı kararla,  Barış Gücünün gelmesi ile birlikte iki taraf ve BM arasındaki antlaşmanın temeli oldu. Böylece Kıbrıs’ta, günümüze kadar gelen Yeşil Hat oluştu.
İşte 1963’ten başlayarak, 1968’e kadar devam eden o durumda, Güneyin gerçekleştirdiği bir de geçiş düzenlemesi vardı. Kıbrıslı Türkler, bu gettoların etrafında oluşan barikatlardan, kimlik kartlarını göstererek, yoklanarak geçebilirlerdi. İşte o dönemde, Kıbrıslı Türklerin içinde ciddi bir endişe ve kaygı vardı. Çünkü devlette, poliste, Mücahit ordusunda görevli olanların içinde olduğu bir liste vardı. Kıbrıslı Türklerin o listede kim ve neden var? Bilgisi yoktu. İtiraz etme zemini de yoktu. Dönemin Kıbrıslı Rum bağnazları bu uygulama ile korku ve kaygı ile insanları caydıracaklarını sanmışlardı. Ama uygulama tam tersi sonuç vermiş; o kaygı, direniş ve kendi toplumsal kimliğine daha fazla bağlanmayı getirmişti. Bu akıl dışı tavır, 1968’e kadar sürdü. Geçitkale - Boğaziçi çatışmalarından sonra, dönemin Başbakanı Rahmetli Sayın Süleyman Demirel hükümetinin, 1960 Garanti Antlaşmalarına dayanarak müdahale kararı alması ile olaylar bitti. Antlaşma ile de silah atmadan, 10 bin Yunan askeri ve General Grivas adadan ayrıldı.  Toplumlararası Görüşmeler başladı.  Serbest geçiş,  listesiz gerçekleşti. 
İşte günümüzde Türkiye’ye girişte, Kıbrıslı Türk kökenli, KKTC vatandaşlarına yönelik başlatılan bu “listeleme” ve seyahat hakkı gibi, evrensel insan hakkını kullanırken bilmediği nedenden dolayı  girişin engellenmesi, bana bunları hatırlattı. Çünkü çocukluğumda bu akıl dışı tavra yönelik, büyüklerimin yaşadıklarını ve anlattıklarını hatırladım. Şimdi bu uygulamanın, 1963-1968 arası yaşadığımız akıl dışılıktan bir farkı var mı? Hedef yine Kıbrıslı Türk Toplumu ve bireyleri. Böyle bir tavrı  ne DP ve Menderes- Bayar yönetimi, CHP ve İsmet İnönü’yü seven KT dönük yaptı. Ne 1960 darbecileri ne ondan sonra gelen İnönü, Demirel, Ecevit, Erbakan, Özal, Mesut Yılmaz, Tansu Çiler hükümetleri yaptı. Hatta, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığında, 2002’den sonra başlayan ve onu “ vatanı satmakla” suçlayan o ateşli ve  sinirlerin son derece gergin olduğu dönemde de bu uygulama, izlenen o politikaya açıktan karşı olan, çözüm karşıtı, Kıbrıslı Türklere de uygulanmadı. Bu uygulama 1960, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerinde de uygulanmadı. . Şimdi bu kabul edilemez  tavır gelişti. Bu tavır, bugünkü Türkiye yönetimini eleştirenler ve eleştirmese bile bu toplumun demokratik, laik  kimliği ile var olmasını savunan her Kıbrıslı Türkün içindeki kaygıyı büyütüyor. Bu büyüyen kaygı, öfkeyi, kendi değerlerine daha fazla sahip çıkmayı ve bu uygulamayı yapana açıktan veya gizlenen tepkiyi ve manevi temelde gönülden kopuşu getirir. Bunun için en başta CB Tatar, Başbakan Üstel, Dışişleri Bakanı Ertoğruloğlu bu uygulamanın yanlışlığını, Türkiye yetkilileri ile görüşmelidir. Çünkü tüm siyasi ve ideolojik tartışmalara ve kavgalara karşın;  Dr  Küçük, Denktaş, Dr Eroğlu. Çağatay, Örek, Talat, Akıncı ve diğer Başbakan ve Cumhurbaşkanları böyle bir olayın gelişmesine imkan vermediler. Bu uygulamaya yönelik olarak CB Sayın Tatar’ın ve Dışişleri Bakanı Sayın Ertoğruloğlu’nun, “Türkiye devlet olarak bunu yapma hakkına sahiptir” deyip, bu uygulamaya  onay vermeleri kabul edilemez. Ne yani 1963- 1968 arasında bağnaz Kıbrıs Rum Yönetiminin Kıbrıslı Türklere barikatlarda uyguladığı  liste tavrı, “devletim” dedikleri için normal mi idi? Bu uygulama, Türkiye ile ilişkilere zarar vermekten başka bir sonuç vermez. Hemde bu zarar, gönül bağını “ damardan” darbeler.  

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 1 yıl Önce

Hem varlığını aldığın maaşını TC ye borçlu olacaksın hem TC ye soveceksin hem de liste diye ağlayacaksın bre kefere her itoglu it ab ye ABD'ye elini kolunu sallayarak girebiliyor mu o zaman niye vize deyip kafalarına göre davranıyorlar bizde HDP KKTC de CTP

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Sayın Powerless bey , her gün yorumculara sataşmayı ve İngiltere AB ve ABD’yi bir tarafa bırak cebindeki varsa £ Sterline bak ,
Sterlin 40TL’ye merdiven dayadı onun hesabını yap !

banner471

banner474