banner564

Üç önemli seçim ve Kıbrıs sorunu

   Kıbrıs’ın güneyinde 5 Şubat’ta yapılacak seçimlerden sonra Kıbrıs sorununun çözümü konusunda bazı gelişmelerin yaşanmasından söz ediliyor…
   Kuşkusuz, Mart ayında Yunanistan’daki parlamento seçimleri ve muhtemelen Mayıs ayında Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçları da beklenecek…
   Rumların oldukça deneyimli ve başarılı Dışişleri Bakanı Yuannis Kasulidis, seçimlerden sonra Kıbrıs sorununda hareketlilik olacağını söylüyor…
   En azından  ‘güven yaratıcı önlemlerin’ artırılması hedefleniyor…
   Bizler buna hazırız…
   Kapsamlı bir çözüm için Kıbrıs Türk tarafının, başından beri üzerinde durduğu iki önemli nokta vardır...
  Birincisi güvenlik, ikincisi de siyasi eşitlik...
  Siyasi eşitlik ve güvenlik garantisi zaten 1960 anlaşmalarında da vardı...
  Bazıları siyasi eşitliği ‘sayısal eşitlikle’ karıştırabilir...
  Ne var ki; bizim isteğimiz ‘siyasi eşitlikten’ başka bir şey değildir...
  Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğu zaman Cumhurbaşkanı Rum, yardımcısı Türk’tü...
  Fakat yardımcının veto hakkı vardı...
  Bu hakkı hiçbir zaman kötü amaçlı kullanmadık...
  Bakanlar kurulunda 7 Rum’a karşılık 3 Türk’ün bulunması kimseyi rahatsız etmemelidir...
  Güvenlik ise, özellikle Rum toplumu içinde artan ırkçı örgütlenmeler karşısında Kıbrıslı Türkler açısından vazgeçilmez bir taleptir...
  Ve güvenliğimizi Türkiye’den başkasına emanet edemeyeceğimizi herkes tarafından biliyor...
  Rumların da Yunanistan’ın garantörlüğüne güvenmesine saygı duyuyoruz...
  Öyleyse bu iki talebimiz istismar edilmemeli ve reddedilmemelidir...

Çözüm istiyorlarsa fırsat vardır 

  Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasını amaçlayan müzakerelerin neden sonuç vermediğini artık AB ve BM de daha iyi anlıyordur...
  Rumların özellikle 1974-2004 yıllarında en güçlü propaganda malzemeleri merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’tı...
  Birleşmiş Milletler’de, Avrupa toplantılarında, her yerde “Denktaş’la olmaz” tezini öne çıkarıyorlardı...
  Nihayet; AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Denktaş dönemi sona erdi...
  Rumların karşısına, AKEL ile ‘Yoldaş’ olduğunu söyleyen CTP’nin lideri Mehmet Ali Talat çıkarıldı...
  Kıbrıs tarihinde ilk defa Rum devletinin başına da Komünist lider olan Hristofyas geldi...
  Fakat bu iki yoldaş çözümü başaramadı...
  Hristofyas; 2004 referandumuna saatler kala Annan Planı’na “hayır” kampanyasına katıldı...
  Ve kapsamlı çözüm şansı bertaraf edildi...
  Daha sonra Eroğlu geldi, yine çözüme gidilemedi...
  Anastasiadis; Kıbrıslı Türklerin haklarını da savunduğu iddiasıyla çözüm yanlısı politikasını bir anda ağır şartlara dayandırarak, Eroğlu ile uzlaşıya varamadı...

 Türkiye pes etmedi...

  ‘Son şans’ olarak Anastasiadis’in karşısına kendisi gibi Limasollu olan Mustafa Akıncı’nın çıkmasına destek verdi...
  Limasollu iki liderin ilk buluşmaları heyecan vericiydi...
  Karşılıklı zivaniyalar içildi, ortak mesajlar verildi ve mümkün olan en kısa sürede çözüme gidileceği belirtildi...
  Kıbrıs’ın özellikle kuzeyinde, saf insanlar bir kez daha umutlandırıldı...
  Türk tarafı mülkiyette ve yönetimde karşı taraftan en ufak bir güvence almadan garantileri müzakere etmeyi kabul etti...
  Son ana kadar “Belki doğru yolu bulurlar” düşüncesiyle masadan çekilmedi...
  Crans Montana son duraktı...
  Bunu gerek Sayın Akıncı, gerekse Sayın Çavuşoğlu defalarca açıkladı...
  Rum-Yunan tarafı; uyarıları ciddiye almadan Crans Montana Konferansı’nı başarısızlığa sürükledi...

Bundan sonra ne olacak?

  Yeni süreçte iki liderin ortak bir zeminde anlaşması halinde 5’li konferansın toplanması mümkündür...
  Yunanistan’ın şimdiki Başbakanı Mitsotakis “Kıbrıs sorunu çözülürse Türkiye ve Yunanistan iyi dost olurlar ve silahlanmaya harcanan paraları ekonomiye harcarlar” demişti...
  İşte o fırsat önümüzde duruyor...
  İki tarafın uzlaşması halinde bundan kazançlı çıkacak olan sadece Kıbrıslılar değil, aynı zamanda Anavatanlar’dır...
  Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın dünkü açıklaması da ‘çözüm konusunda’ kararlılığı ortaya koyuyor…
  Sayın Oktay “hakkaniyetli bir çözüm için çalışacağız” diyor…
  Yani ‘çözümsüzlük’ mesajı vermiyor…
  Rumlar bu yeni fırsatı iyi değerlendirmeli… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
HSan Nuri
HSan Nuri - 1 yıl Önce

Haydeeee ! Yine Sayın Oktay’ın KKTC’ye yardımları için iş yapmaz Devlet edenlerimiz Ankara’da ! 39 yıldır aynı filmi görüyoruz gelen gideni arattığı Ülkemizde bu güne kadar ne değişebildi ki ! Her yıl Anadolu İnsanından kesilip KKTC’ye gönderilen milyarlar heba olup gidiyor ! istihdamlar , örtülü örtüsüz ödenekler, ek olmayan ek mesailer , AB toprağı KKTC için açılan onlarca elçilikler, iş yapmaz Yöneticilerimiz için Külliyeler , Yol olmayan KKTC için binlerce makam ve lüzumsuz devlet arabalarına akan parlar, Ülkemizi zehirleyen teknecikte kaybolan milyarlar, geri dönüşü olmayan Halkın parası ile verilen kalkın’ma kredileri , milli nutuklar ve yalanlarla yönetilen KKTC’ye değil Türkiye’nin milyarları İngiltere’nin milyarları bile gelse ne yarar ? Dibi delik kova misali KKTC’ye para dayanmıyor Devlet edenlerimiz sağ olsun bu düzen ile karşılıksız milyarlar gesin de ne Çözüm ve ne de birleşme istiyoruz ! Rumlar Dışarı Türkler İçeri , Bir Kıbrıslı Türk Dünyaya Bedeldir ….

Turkish power
Turkish power - 1 yıl Önce

Kendini çakma İngiliz Avrupalı gören ama ablinin onda biri çalışmayan üretmeyen gözü gümrüksüz BMW mersedeste 13. Maasta olan kısır siyasi cekismelerde olan ama kendinden başka herkesi herşeyi eleştiren suçlayan bir zihniyetin hakim olduğu coğrafya da hiçbir soruna çözüm bulmak olanaklı değildir önce hayal dünyasından uyanıp kendinize geliniz

banner471

banner474