Adam kamyonetin kasasını kum, çakıl veya çöp dolduruyor, yol boyunca bir kısmını etrafa saçıyor...
   Bunu gören vatandaş ise isyan edip yetkililere “Önlem alamaz mısınız?.. Bunun bir cezası yok mudur?” diye soruyor…
   Haksız mı?..
   Haklı olmasına haklı da kimin umurunda?..
   Çevre Bakanlığı var, Çevre Dairesi var, 28 Belediye var, Kaymakamlıklar var...
   Makam çok da, iş yok...
   Sorsanız “araç yok, personel yetersiz” diyecekler...
   Öyleyse vurun kilidi, gidin evinize...
   Müşavirleri ödeyen devlet sizi de öder...
   Yazıklar olsun... 
   Yaşadığımız her yer, nefes aldığımız mahallemiz, köyümüz, kentimiz çöplerle kaplanmış durumda...
   Ama kimin umurunda...
   Adam İngiltere’deki varlığını kendi öz vatanına taşımış ve burada güzel bir ev yapmış…
   Bir süre sonra evinin çevresinde apartmanlar yükselmiş…
   İyi, güzel de bu apartmanların atık suları nereye gidiyor?..
   Arıtma tesisi kurmazsanız, çevreye akacak değil mi?..
   Nitekim öyle oluyor…
   Birçok bölgede binalardan taşan atık solar çevreyi kirletiyor, insanlar pis kokulardan uyuyamaz hale geliyor…
   Peki bunu kime şikayet edeceksiniz?..
   Belediye, kaymakamlık veya Çevre Dairesi…
   İstediğiniz kadar şikayetçi olunuz, hiçbir sonuç alamazsınız…
   Çünkü burası başka türlü bir ülke…  

Meclis ne yapıyor?

   Bazı belediye başkanları ‘çöp meselesinde’ caydırıcı cezanın olmadığını söylüyor…
   “Kamyon dolusu çöpü yol ortasına boşaltırsanız, ödeyeceğiniz ceza 8 TL’dir” diyor…
   Öyleyse Meclis bu eskimiş, işe yaramaz yasayı neden değiştirmiyor?..
   Ya da bunca zaman neden değiştirmedi?..
   Belediye Başkanları bu sorunun çözümü için neden Meclis’teki arkadaşlara baskı kullanmıyor?..
   Neden ortak bir eylem gerçekleştirilmiyor?..
   Bizler her meselede şikayet etmeye veya mazeret sunmaya alıştık…
   Çözüm üretmeye, netice almaya niyetimiz yok…
   O yüzden de sıkıntılarımız her geçen gün daha da artıyor…
   Çözümsüzlüğün nedenini sorduğunuzda size bir sürü mazeret sıralamaya başlıyor…
   “Yapacaktık amaaaaa” diyerek sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor…
   Hal böyle olunca mevcut sorunların üstüne yeni sorunlar ekleniyor…
   Bunların mevcut koşullarda ve yürürlükteki yasalarla çözümlenmesi asla mümkün değildir…
   Üzücü olsa da adanın kuzeyindeki durum hiç de umut verici değildir…