İki gün sonra beş yıl süreyle görev yapacak olan Cumhurbaşkanını seçmek üzere sandık başına gideceğiz…
Seçimi kim kazanırsa kazansın, tek öncelik Kıbrıs sorunu olmamalıdır…
Cumhurbaşkanı’nın, Bakanlar Kurulu ve Güvenlik Kuruluna başkanlık etme yetkisi vardır…
Bugün Kuzey Kıbrıs’ın en önemli sorunlarından biri adli suçların patlamasıdır…
Akdeniz’in en güvenilir ve en huzurlu bir bölgesiydi Kuzey Kıbrıs…
Fakat son yıllarda meydana gelen suç patlaması bu özelliğimizi yok etti…
İşlenen suçları görmezden gelemeyiz…
Gün geçtikçe artan suçlar karşısında halkımız gerçekten huzursuzdur…
Hemen herkeste güvenlik endişesi vardır…
Bunun da ötesinde gençleri etkisi altına alan uyuşturucu kullanımı ve ticaretinin yaygınlaşması konusunda sessiz ve tepkisiz kalamayız…
Mahkemeye yansıyan uyuşturucu davalarında 15-30 yaş arası gençlerin ağırlıkta olduğunu görebildiğimize göre; daha da geç kalmadan koruyucu önlemleri hayata geçirmeliyiz…
Gençlik elden gidiyor, uyanmalıyız…
İki gün önce uyuşturucudan 30 ay hapse mahkum edilen 20 yaşındaki gencin annesinin mahkeme koridorlarındaki feryadını görmezden, duymazdan gelemeyiz…
“Çocuğumu benden kopardınız” diye feryat ediyordu talihsiz anne…
Bunun ne büyük bir acı olduğunu unutmadan, çok ciddi önlemlerin alınmasını istiyoruz…
Uyuşturucunun yanı sıra şiddet olaylarında ciddi artışların olduğunu görüyoruz…
Ülkeye hava ve deniz limanlarının yanı sıra kara kapılarından silahlar giriyor…
Kimin için, ne için?..
Bu tehlikeyi kimse görmezden gelemez…
Devletin kaybı büyük
Vatandaşları huzursuz eden adli suçların patlamasını daha ciddiyetle ele almalıyız…
Bugün, dünden daha tehlikeli bir durum vardır…
Ayrıca olayın bir boyutu da devletin kayıplarıyla ilgilidir…
Kaldırım üzerinde baygın vaziyette yatanları, apartmandan aşağı atlayanları, birbirlerini bıçaklayanları tedavi etmek, daha sonra cezaevinde beslemek fakir KKTC devleti için ciddi bir külfettir…
Bunların sınır dışı edilebilmeleri için de büyük paralar harcanıyor…
Maliye Bakanlığı çoğu kez ‘deport’ kararlarını ‘parasızlık’ nedeniyle bekletiyor…
Bu kabul edilebilir bir durum değildir…
Polisin yakaladığını, hükümet anında ihraç etmelidir…
Deport işleminin hızlı bir şekilde gerçekleşebilmesi için ciddi kaynağa ihtiyaç vardır…
Ama bunu sağlamak zor değildir…
Diğer bazı harcamalarda kesinti yaparak, güvenlik harcamalarında artışa gidilmelidir…
Polisin personel ve malzeme eksikleri süratle giderilmelidir…
Öncelikle tüm limanlara x-ray cihazı yerleştirilmeli, sahiller hassas radarlarla donatılmalıdır…
Memur gözüyle, uyuşturucu ve silah kaçakçılığını önlemek mümkün değildir…
Elektronik sistemlerden yararlanarak, ülkeye girenlerin bavulları ve tüm eşyaları kontrol edilmelidir…
Yılda bir buçuk milyar lira ek mesai ücreti ödeyebilen bir devlet, limanlarını ve sınır kapılarını güvenlik altına alacak kaynağı da yaratabilmelidir…
KKTC düzeni ve gidişiyle he geçen gin daha kötüye giden Ülkemizde Yakın bir gelecekte Toptan bir değişiklik şayet olamaz ise Allah Sonumuzu Hayır Eylesin !!