banner564

Umut verici açıklamalar

Günlerdir hiç ara vermeden Kıbrıs sorununu tartışıyoruz...
   Çünkü bu sorun, hepimizin geleceğini doğrudan etkileyen bir sorundur...
   Bu sorunun çözümünü ve Kıbrıs’ın kuzey kısmının artık ekonomik ambargolardan kurtulmasını elbette istiyoruz...
   Avrupa’daki sağlık, çevre, eğitim ve trafik gibi olumlu düzenlemelerin kendi ülkemizde de uygulanmasını gönülden diliyoruz...
   Ancak; daha iyi, daha güzel bir yaşam düşlerken, elimizdekleri de kaybetmekten korkuyoruz...
   O nedenle de uyarıcı yayıncılık anlayışımızı sürdürüyoruz...
   Bu şekilde müzakerecilerimizin masadaki pozisyonunu güçlendirme stratejisine katkı yapmaya çalışıyoruz...
   Başından beri vurguladığımız gibi; olası bir çözüm sonrasında bizim için en önemli güvence, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamıdır...
   Bunu, ileride Rumlara saldırma amaçlı düşünmüyoruz...
   Tam tersi bizlere yönelik bir saldırıyı caydırıcı bir güç olarak değerlendiriyoruz...
   
Gerçekler herkese anlatılmalıdır
   Kıbrıslı Türkler açısından ikinci önemli konu; iki bölgeliliği koruyacak şekilde bir toprak düzenlemesinin yapılmasıdır...
   1963 yılından beri ayrı bölgelerde yaşayan ve hiçbir konuda işbirliği yapmayan iki toplumu bir anda iç içe yaşatma gayretleri, ateşle oynamaktan başka birşey değildir...
   O nedenle, her iki topluma da belirli bir süre verilmelidir...
   Belki 20, belki 30 yıl sonra ‘karma yaşamı’ düşünebiliriz...
   Bu kadar uzun süre zarfında, taraflar arasında herhangi bir çatışmanın yaşanmaması ve ırkçı düşüncelerin yok olması halinde, Kıbrıs adasının çok daha güvenli ve huzur verici bir yer olacağı kesindir...
   İşte bu düşüncelerle varılacak anlaşmada can ve mal güvenliğinin korunması bizler için çok önemlidir...
   Mevcut kouşllarda AB’nin veya NATO’nun garantörlüğüne güvenemeyiz...
   İki bölgeliliği sulandıracak bir toprak düzenlemesini kabul edemeyiz...
   Bunlar ‘çıkarcı bir siyasetin’ ürünü değildir...
   Karşı toplumun endişelerini anlamamak da değildir...
   Ne var ki; mevcut garanti sisteminin devamı Rumlar için de önemlidir...
   Onların da Anavatanlarına ne kadar bağlı olduklarını biliyoruz...
   Gerçekler inkar edilemez...
   Güney Kıbrıs’ın hemen her tarafı Yunan bayraklarıyla donatılmış durumdadır...
   Futbol maçlarında Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı yoktur...
   Yunan bayrakları vardır...
   Yabancı ülkelerle karşılaşmalarda Yunan Milli Marşı ile açılış yaptıklarını biliyoruz...
   Kuzeyde ise Türkiye’ye gönülden bağlı bir toplum vardır...
   Tüm resmi kurumlarımızda Türkiye ve KKTC bayraklarının birlikte dalgalandığını inkar edemeyiz...
   Öyleyse;  karşılıklı hassasiyetleri dikkate alacak bir çözüm olmalıdır...
   Bir daha çatışmaların olmayacağı, her iki toplumun da güvenlik içinde yaşayacağı bir çözüm...
   Kıbrıslı Türkler; 1963 yılından itibaren büyük acılar yaşadı...
   Buradaki nüfusun iki, üç kat fazlası göç verdi...
   Ailelerin bölünmesi, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdi...
   O nedenle yeni göçlerin yaşanmasını istemiyoruz...
   Tam tersi, yurt dışındaki kardeşlerimizin geri dönüşlerini sağlayacak projelerin üretimesini öneriyoruz...
   Bunda ısrar ediyoruz...
   Ve hükümetin ‘geri dönüşleri’ teşvik edecek acil bir program hazırlamasını bekliyoruz...
   Kendi insanımızın dönüş yapması, nüfus dengesinin sağlanması açısından da son derece önemlidir...
Rahatlatan sözler
   Son iki gün içinde, halkımızı büyük ölçüde rahatlatan açıklamalar yapıldı...
   Bunda, Diyalog’un uyarıcı yayınlarının etkisi olmuşsa, sadece mutlu oluruz...
   Birinci açıklama Cumhurbaşkanı Akıncı’dan geldi...
   Akıncı, Rum mülklerinde oturan vatandaşlara önemli bir güvence verdi...
   Devletin, tapuların arkasında olacağını söyledi...
   Yatırım yapmak isteyenlerin geri çekilmemesi çağrısında bulundu...
   Hatta, Rum mülklerine yatırım yapanlara hapislik cezası verileceğine ilişkin Rum iddialarının geçersizliğine dikkat çekti...
   Sayın Akıncı’nın bu açıklamalarını çok önemli buluyoruz...
   İkinci önemli açıklamayı ise İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat dün Diyalog TV’de  yaptı...
   Talat; mülkiyet konusunda yeni kriterlerin belirleneceğini, özellikle eşdeğer mülk sahiplerinin endişelenmemesini istedi...
   Rum mülkü alım ve satımlarında 7 yıl hapislik tehditi yapan Rumlara ‘onların söyledikleri uyduruk şeylerdir” sözleriyle karşılık verdi...
   Ama hepsinden önemlisi, Türkiye’nin garantörlüğünün devam edeceğini, bunun parti tüzüğünde de yer aldığını ifade etti...
   Bu iki konu, Kıbrıslı Türkler açısından son derece önemliydi...
   Üçüncüsü ise, üretim maliyetlerinin artmasına neden olan elektrik fiyatlarının ucuzlaması için Türkiye’den elektrik getirilmesi projesi...
   Talat “biz bu projeye tarafız ve bizim iktidarımız döneminde gerçekleştireceğiz” dedi...
   Son iki günün en önemli açıklamaları bunlardı...
   Rum tarafının da, bu measajları ciddiyetle değerlendirmesini ve haklı taleplerimize ırkçı yaklaşımlarla tepki göstermemesini diliyoruz...
   Kıbrıs’ta iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı ve kalıcı bir anlaşma istiyorlarsa, uzlaşmaz politikaları terk etmelidirler...
   Ekonomik iflastan kurtulmaları için bundan başka çıkar yol yoktur...
YORUM EKLE

banner608

banner474