banner564

Umutsuzluğun gölgesinde

Umutsuzluk, baş edilmesi en güç duygulardan biridir; sadece kişi için değil, toplumlar için de… Toplumu yok etmenin bir yöntemi de toplumun umutlarının ellerinden alınmasıdır. Toplumumuz umutsuz, çünkü yaşanmışlıkların bizleri bir yerlere getirmediği gibi geleceğinin de belirsiz olması umutsuzluğu körüklüyor. Gençlerle konuşuyoruz, gençler umutsuz, önlerinde sınavlar var; ama başarılı olduklarında bile başarılarının ne işe yarayacağını bilemiyorlar. Çalışanlar umutsuz işlerinin geleceğini göremediklerinden, işsizler umutsuz, isteklerine kavuşamadıklarından, siyasiler umutsuz yazgılarını başkalarının başarılarına bağladıklarından, yaşlılar umutsuz çünkü huzura erecekleri zamanlarında, gelecekleri olan gençlere iyi bir gelecek için maddi manevi destek vermek için uğraşıp didinmektedirler.
Pandemi nedeniyle geçtiğimiz yaz döneminde yapılamayan düğünler, bu yaz sezonunda art arda yapılıyor. Yapılacak olan düğün masraflarından vazgeçtim, yeni çiftin nerede nasıl bir çatı altında yeni yaşamlarına adım atacakları sorusu gençleri çaresiz bırakmaktadır. Kazanırken TL, harcarken dövize bağlı bir coğrafyada yaşıyor olmamız gençlerin önündeki en büyük açmazlardan biridir.
Çok iyi hatırlıyorum, narenciyenin para ettiği günlerde bir dönemim hasadı ve genç çiftlerin yeni hayatlarına adım attıkları düğün gecelerinde toplanan para ile kendilerine kalacak bir yer inşa edebiliyorlardı. Şimdilerde ise narenciye iyi bir fiyata satılıyor gibi görünse de, narenciye ancak kendini kendine yetebilmektedir. Düğünlerde toplanan para ise döviz karşısında güçsüz kalmaktadır.
Coğrafyamızda bitmiş yada yarı yapılanmış birçok inşaatın olduğu bilinmektedir. İnşaat sektörü bu inşaatların yabancı yatırımcılara satılması taraftarıdır. Anacak bu boş duran inşaatların, sosyal devlet anlayışı ile belirlenecek bir ödeme planı ile genç çiftlere satılması neden düşünülmüyor? Doğruyu bulmak ve doğru olanda yapabilmek için hem bilgi hem de iyi niyet gereklidir. İyi niyetten maksat; bilgiyi doğruya ulaşmak için talep etmektir, egoyu tatmin etmek için değil!
Coğrafyamızın gücünü, varlığımızın gücünü unutmuşsak, umutlarımızı, mücadele gücümüzü çalmalarına izin vermişiz demektir. Her ne kadar umutsuz olsak da umudumuzu güçlü tutmalıyız. Gerçekçi, tutarlı, sorgulayan umut yolculuğunu sürdürelim. Umudumuzu bizi eylemsizliğe, çökkünlüğe götürecek biçimde yitirmeye hakkımız yoktur. Umut için her zaman bir sebebimiz vardır. Bu sebep, yaşamın, hayatın kendisidir. Gelecek için umut, canla başla yerine getirmeye çalıştığımız en büyük sorumluluğumuzdur.  
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar. 

YORUM EKLE

banner471

banner474