banner564

Üretim az savurganlık çok

  İnsanlar ‘daha iyi bir yaşam’ için çalışmak ve üretmek zorundadır...
  Devletin görevi de çalışan ve üreteni teşvik etmek, cesaretlendirmektir...
  Ne var ki; kurulduğundan bugüne kadar KKTC’deki uygulamalar bunun tam tersi oldu...
  Çalışandan ve üretenden tahsil edilen paralara bir miktar da Türkiye yardımlarını ilave etmek suretiyle, kamuya sürekli istihdam yapıldı...
  İflas etmiş kuruluşlara dahi ihtiyaç olmadığı halde personel alımının yapıldığını bilmeyen yoktur...
  Yılda bir milyarın üzerinde ‘ek mesai’ ücreti ödeniyor…
  Harcamalar bununla da sınırlı kalmıyor...
  Üst kademe yöneticileri sık sık değiştiriliyor...
  Görevden alınanlar ‘müşavirler ordusuna’ dahil ediliyor...
  Güney Kıbrıs’ta fert başına düşen milli gelir, KKTC’nin üzerindedir...
  Ancak onlarda ‘müşavir ordusu’ yoktur...
  Onlarda Resmi Hizmet Aracı da yoktur...
  KKTC’de ise 4 bin civarında Resmi Hizmet Aracı vardır...
  Bunların bir kısmı üst kademenin özel işlerinde kullanılıyor...
  Ve her ay ruhsat, sigorta, akaryakıt, bakım ve onarımlar için bu araçlara milyonlarca lira harcanıyor...
  Hiç kimse de bu konuda rahatsızlık duymuyor...
  Pandemi sürecinde iş yapamayan insanlar günlük gıda ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak duruma gelirken, KKTC devleti Brunei Sultanlığı’nda bile görülmeyen bir savurganlıkla yönetildi...
  Kamu çalışanlarının sayısı gereğinden çok fazla olduğu halde, gelir getirici Tapu, Araç Kayıt ve Sosyal Sigorta dairelerinde personel sıkıntısı çekiliyor...
   Suçlarda patlama yaşandığı halde polisin bin civarında personel açığı kısmen kapatılıyor…
  Hastalıkların arttığı bir ülkede doktor ve hemşire sayısı  ‘parasızlık gerekçesiyle’ artırılamıyor...
  Benzeri sıkıntılar yargıda da yaşanıyor...
  Suçların giderek artması, bununla birlikte üzücü olayların yaşanmasının temelinde devletin ilgisizliği, yetersizliği ve ihmalleri vardır...

Acilen önlem alınmalıdır

   Suç patlamaları, mafya hesaplaşmaları tartışılırken, KKTC’ye gelen yolcuların ‘geçmişini’ ortaya koyacak verilere ulaşılamıyor…
   Türkiye ile KKTC arasında bu bilgi paylaşımının sağlıklı bir şekilde işlemesi için tüm limanlarda teknolojik eksikler giderilmelidir…
   Gazimağusa ve Girne limanında x-ray cihazı olmamasından dolayı insan kaçakçılığı, uyuşturucu ve silah taşımacılığı çok rahat yapılabiliyor…
   Türkiye bu tür konularda Avrupa ile yarışır olduğu halde KKTC’nin gerekli adımları atamaması üzüntü vericidir…
   Özellikle ‘daha çok güvenlik’ önleminden söz edenler, limanlarda yaşanan eksiklerin giderilmesi için harekete geçmeli ve polise yardımcı olmalıdır…
   KKTC’nin ‘güvenli bir yer’ olduğunu savunabilmemiz için suçların önlenmesi yönünde adım atmalı ve her türlü önlemin alındığını herkese göstermek zorundayız… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 4 ay Önce

Üretim Az Savurganlık Çok ‘ da Rum Mülkleri Üzerinde Kurduğumuz Ganimet Düzeni KKTC’de daha iyisini nasıl Bekleyebiliriz ki ? 40 yıldır Rum Malları Üzerinde zil Çalıp Oynadık ne Turizm’e ne Üretime ne Yatırımcıya hiç önem vermedik 200 bin Rum’dan kalan Zenginlikler ile Har vurup Harman Savurduk ! Çemberin her geçen gün daraldığı KKTC’de batırmadık Sektör Brakmadık
Kırk Yıldır Dikili taş önünde Biz Çaldık Biz oynadık
Uluslararası Hukukun bir Gün Gelip de kapımızı çalacağını ise hiç düşünmedik ! Batırıp Talan ettiğimiz güzelim Ülkemizde Biz Bize kaldık bugün Yurt Dışına gitmeye bile korkar olduğumuz KKTCde Lale Devri bitti Şapka düştü Kel Göründü Bizleri bu hallere düşüren yöneticilerimiz ve Yüce meclisimiz ile Allah Sonumuzu Hayır Eylesin !’

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 4 ay Önce

KKTCyi getirdiğimiz noktada gerçekten Bakımsızlıktan ve Yatırımsızlıktan Dökülen Ülkemizde Turizm ve Yatırımcı mı istiyoruz yani ? Varsın milyarlara milyar katarak Ana Bizlere Para göndersin ‘ Anavatan Bizleri Aç mı bırakacak yani ? Niye Dünyaya niye Rezil olunsun ki ? Sattığımız Rum Mülkleri ile Türkiye’nin milyarları yüce meclisimiz ile KKTCyi başından aşar ? Türkiye’nin Yardımları ve Paraları ile Maaşlarımız ödenmiyor mu yani ! Yollarımızı Külliyemizi Türkiye değil de kim yapıyor acaba niye Üzülelim ki ! İnsan Evladını Kırk Yaşında Yolsuz ve Maaşsız mı brakacak yani ? Niye Dökülen Ülkemize TURİST ve YATIRIMCI gelmiyor diye üzülelim ki ! Rum’dan kalan Ganimeti de yiyip bitirdiğimiz için Üzülmeye mi gerek var ? Ana’dan milyarlara milyarlar katarak göndermesini isteyeceğiz ? Anaya Avuç Açıp Daha Çok Para İstemek ayıpmıdır yani ?? Kim demiş ki KKTC Hayırsız bir Çocuktur Diye ??

Öz
Öz - 4 ay Önce

1974 öncesinde yönetim ideal olmasa da, şimdiki yönetim şeklinden çok daha iyi idi. Bir kere savurganlık yoktu. Beraberlik ve yardımlaşma daha fazlaydı. Maaşlar arası uçurum yoktu. Şatafat yoktu. Özel okul, özel hastane yoktu. En önemlisi, her yerleşim bölgesi,kendi kendini yönetiyordu. İşte K/Türkler içinde, Türkiye gibi birçok etnik yapı yoktur. Bu nedenle, üniter yapıya uygun merkezi yönetim K/Türklere gerekmezdi. AB nin de öngördüğü yerinden yönetim, bize çok daha uygundu. Ne yapılmalı? Merkezi yönetim çok zayıflatılıp, yerel yönetimler güçlendirilmeli. Mecliste sadece, yerel yönetim yöneticileri olmalı. Cumhurbaşkanı da, yerel yöneticiler tarafından seçilmeli. Yerel yönetim meclisleri, yerel yöneticileri denetlemeli. Yerel yöneticiler, yönetimi devrederken, yaptıkları borçtan sorumlu olmalı. Yani AB yerel yönetimler şartı, hayata geçirilmeli. Her türlü planlama merkezden değil, yerel yönetimlerden başlamalı. Yatırımlar yerel yönetimlere eşit olarak dağıtılmalı. Ancak mevcut yapı ile böyle bir yapılanmanın olması, mümkün değil. Yeni bir anayasa şart. Bu da ancak çözüm ve AB olunca, buna uygun yapılanma ile mümkün olabilir.

banner471

banner474