banner564

 Uyanış zamanı

   Çocuklar en değerli varlıklarımızdır…
   Çalışıp, kazandıklarımızı onlar için harcarız…
   Onların tahsili, iyi iş sahibi olmaları ve mutlu bir yuva kurmaları her zaman önceliğimizdir…
   Buna karşın, çocuklarımızın daha iyi eğitim almalarını, daha iyi okullarda ders görmelerini başaramıyoruz…
   Eğitimin her yıl daha da geri gitmesi karşısında önlem alamıyor sadece ‘üzüntümüzü’ dile getiriyoruz…
   Kaderci bir toplum olduk…
   Okul servislerinin durumunu göremez hale geldik…
   Ya da gördüğümüz halde tepkimizi ortaya koyamıyoruz…
   Hurda çıkarılması gereken otobüslerle taşınıyor yavrularımız…
   Otobüs işletmecileri, hak edilen parayı zamanında alamadığı için, bırakın araç yenilemesini, mevcut olanın kahrını çekemez duruma geldi…
   Peki buna kim çare bulacak?..
   Çocuklarımız için güvenli otobüslerin alınmasını kim sağlayacak?..
   Onların daha iyi okullarda, daha güzel sınıflarda okumasını ve tam gün eğitim almalarını kim başaracak?..
   Elbette tüm bu saydıklarımız, iktidar sorumluluğunu üstlenenlerin görevidir…
   “Ne yapalım kaynak sıkıntısı var” diyerek, insanları çaresizliğe sürükleme hakkımız yoktur…
   Görevi talep ediyorsanız, gereğini yerine getireceksiniz…
   Çare üretecek, çarkı döndüreceksiniz…
   Tek destekçimiz olan Türkiye ile ilişkileri geliştireceksiniz…
   Maaşlı sendikacıların ikide bir elçilik kapısına dayanıp protesto eyleminde bulunmaları karşısında sesinizi yükseltecek, onlara “durun bakalım” diyebileceksiniz…
   Türkiye’nin desteği olmadan maaşları dahi ödeyemeyeceğinizi söyleyeceksiniz…
   Aldığınız maaşları hak etmek için çalışacaksınız, üreteceksiniz…

Öncelik dürüst hizmettir

   Halkçı olmanın temel kuralı halka hizmet etmektir…
   Sosyal demokrat olmanın kuralı; halkın yanında devleti korumak ve güçlendirmektir…
   Siz bunları yapmıyor ve devletin üç kuruşluk birikimini de batırmaya çalışıyorsunuz, o zaman birilerinin sizlere “dur” demesinden başka çare yoktur…
   İhtiyat Sandığı fonunda biriken 200 milyon lira varsa; bunları doğru yerlerde kullanacaksınız…
   Yüzlerce emekli işçinin cebinde ilaç parasının bulunmadığını unutarak, popülizm uğruna kaynakları başka amaçlarla kullanma hakkınız yoktur… 
   Artık herkes duruşunu belli etmeli ve halkın karşısına çıkarak düşüncelerini net bir şekilde ortaya koymalıdır…
   Siz, 4 gencimizin hayatına mal olan Girne Ciklos mevkiinde 100 metrelik yolun tamiratını parasızlık nedeniyle yapamıyorsunuz…
   Toplamda 2-3 milyonluk kaynağınızın olmadığını söyleyerek, en yoğun bir bölgeyi aylarca tek şeride düşüreceksiniz…
   Ülke trafiğini 30 yıl öncesine götüreceksiniz…
   Diğer yandan da “Benim 200 milyonum var sendikalaşan herkese bu parayı dağıtacağım” diyeceksiniz…

Mağdurlar hala bekliyor

   Sel felaketinde mağdur olan Lapta ve Dikmen’de henüz yaralar sarılmadı…
   Onlara kaynak yaratamıyoruz…
   Ancak sırf özelde sendikalaşma uğruna 200 milyonu dağıtacağız…
   İki yıl sonra ne olacak?..
   Bunun cevabı yok…
   Bazıları perde gerisinde “ne isterse olsun bana ne” diyecek…
   Ve halka hizmet sözüyle görev alanlar da buna seyirci kalacak…
   Böylesi bir yönetim anlayışı asla kabul edilemez…
   KIB-TEK’in uyguladığı yöntemler de kabul edilemez…
   En pahalı üretimle en çok para dağıtan bir kurum bu ülkeye hizmet edemez…
   Böylesi bir yapı daha fazla sürdürülemez…
   Artık bir uyanışa ihtiyacımız vardır…
   Ya uyanacağız…
   Ya da başımızı taşlara vuracağız… 

YORUM EKLE

banner471

banner474