Asil Nadir’i bugün son yolculuğuna uğurluyoruz…
O’nun yaptıklarını ve yapamadıklarını…
Ve ona yapılanları ‘saptırmadan, yalana başvurmadan’ gelecek nesillere aktarmak için çok sayıda kitabın yazılması gerekiyor…
İnşallah o da olacak…
Bugünkü köşede sadece son yılların kısa bir özetini yaparak, detaylandırmasını ileriye bırakıyoruz…
Asil Nadir; yöneticisi olduğu Polly Peck imparatorluğunun çöküşü sonrasında Kuzey Kıbrıs’a gelmiş ve 17 yıllık bir aradan sonra 26 Ağustos 2010’da İngiltere’ye dönüş yapmıştı...
Bazıları buna bir anlam verememişti...
Kıbrıs’ta rahatı ve huzuru varken niye büyük bir risk alıyordu?..
Acaba kendisini bu yola kimler sürüklemişti?..
Asil Nadir, kendisini ziyaret eden ünlü hukukçular ve Lordlar Kamarası’ndan bazı dostlarının tavsiyesi üzerine dönüş kararını bizzat kendisi almıştı...
Onur Hava Yolları uçağıyla Ercan’dan ayrılıp, Londra’ya giderken ‘neden bu kararı aldığını’ bana şu sözlerle anlatmıştı:
“Haksızlığa uğradım ve birçok işi yarıda bırakmak zorunda kaldım... Haklılığımı kanıtlayacağıma yüzde yüz inanıyorum ve bunu kendim için değil halkımız için yapıyorum...”
Asil Nadir’in her dakikasında Güzelyurt’un narenciyesi ve ürün bedelini almakta zorlanan üretici vardı...
Bu ülkeye yabancı ülkelerden turist getirmek, ekonomiyi güçlendirmek, insanların refah ve mutluluğunu artırmak vardı...
Her karış toprağın yeşillendirilmesi, doğanın korunması vardı...
İngiltere’ye dönmesinin ve tarihte benzeri görülmemiş bir adalet mücadelesi başlatmasının ardındaki neden haklılığına inanmasıydı...
Haklı olduğu bir davayı sonuçlandırmak ve ülkesine dönerek, ekonomik yaşama kaldığı yerden devam etmek istiyordu...
Jüri sistemine dayalı yargı süreci sonrasında Belmarsh Cezaevi’ne gönderildi...
Bazıları onun yıkılmasını bekliyordu...
Hatta “o cezaevinden bir daha çıkamaz” diyenler vardı…
Ama yanılmışlardı…
Asil Nadir, bir süre sonra Türkiye’ye iade kararıyla ülkesine dönmüştü…
Evinde tadilat işleri olduğu için kısa bir süre Colony Otel’de kalmıştı…
Bir akşam yemeğinde hasret giderdikten sonra bana Kıbrıs medyadaki odamın anahtarlarını uzatarak “kaldığımız yerden devam edelim” demişti…
Çok nazik bir davranıştı…
Ama artık Diyalog vardı…
Bunu anlayışla karşıladığını söyleyip, ülkenin düzlüğe çıkabilmesi için birlikte çalışmamızı önermiş “dostluğumuz mezara kadar” demişti…
Elbette öyle olacaktı…
Sonrasında kendisiyle ara ara yemekli sohbetlerimiz oldu…
Ülkenin gidişatından hiç memnun değildi…
20 Kasım 2024 günü canlı yayın sırasında telefonla arayıp Gündem Özel’e bağlanmak istemişti…
Ve o programda tarihi anılara eklenecek çok önemli sözler söylemişti…
Geçtiğimiz Pazar akşamı eşinin daveti üzerine British Kolan Hastanesi’ne gitmiştim…
Son gelişmeleri hem Nur Hanımdan hem de doktorlarından dinleyip ayrıldıktan bir saat kadar sonra veda haberi geldi…
Vasiyetinde yine ülke sevgisi ön plana çıkıyor, halka “toprağınıza sahip çıkın” çağrısı yapıyordu…
Mekanı cennet olsun…
Asıl Nadir'i kim, niye perişan etti...
Bilenler lütfen korkmadan açıklasınlar..