CTP, HP, DP ve TDP hükümeti geçtiğimiz yılın Şubat ayında büyük iddialarla göreve başladı…

   Daha ilk günden “Bu zıt partiler nasıl anlaşacak” diye endişelerini dile getirenlere “Yapacaklarımızı göreceksiniz” denmişti…
   Yaptıklarını hepimiz gördük…
   Kıbrıs konusundaki ‘zıt fikirleri’ bir kenara bırakalım…
   Ülkenin sorunlarında azalma bir tarafa, ciddi artışların olduğunu kimse iddia edemez…
   Kuşkusuz; bunda Türkiye’den para akışının azalması ve TL’nin değer kayıpları da vardır…
   Ancak; bazı işler vardır ki onları parasız veya az para ile yapmak da mümkündü…
   Ayrıca; gelirleri artırıcı önlemler de alınabilirdi…
   Ama yapılmadı…
   Başbakan Tufan Erhürman, göreve geldikten sonra sadece bir kez ‘bazı gazete yöneticileriyle’ toplantı yaptığında kendisine “Sadece 2 konuda adım atarsanız bu ülke kendi ayakları üzerinde durabilir” demiştim…
   İddialarımı buradan yazıyorum:
1-  Girne Muhtarlar Birliği Başkanı kendisinden ikametgah isteyen binlerce üniversite öğrencisinin kira sözleşmesi sunamadığını söylüyor. Yani kiralarla ilgili sözleşme yapılmıyor ve devletin bundan büyük vergi kaybı oluyor… Bu konuda adım atıp kiralanan mülkleri kayıt altına alırsanız milyonlarca liralık gelir sağlarsınız.
2-  Kayıt dışı çalışan binlerce doktor, sağlık görevlisi, satıcı, tamirci, pazarlamacı, restoran vardır… Bunları kayıt altına alırsanız devletin kasasını doldurursunuz… 
   Başbakan Tufan Erhürman, bu önerileri ciddiyetle dinlediği ve not aldığı halde, görev süresince herhangi bir adımın atılamaması, kabine içindeki isteksizliğin bir sonucu olsa gerek…
   Maliyenin gelirlerini ’istenilen düzeyde’  artırıcı adımlar atılamazken, eşel-mobil uygulaması ve fazla mesailer yüzünden giderlerde ciddi artışlar meydana geldi…
   Hal böyle olunca ölümlere neden olan çökmüş yollar tamir edilemedi, orta refüjlere koruyucu bariyerler yerleştirilemedi…
   Karanlık bölgeler aydınlatılmadı…
   Yıkılmaya yüz tutmuş mahkeme binaları tamir edilemedi…
   Polisin personel eksikliği giderilemedi…
   Cezaevi inşaatı geciktikçe gecikti…
   Piyasaya olan borçların ödenmesinde ciddi sıkıntılar yaşandı…
   Müteahhitler, devlete mal ve hizmet satanlar paralarını alamadı…

Bundan sonrası

   Hükümetin bozulması ve bir başka hükümetin kurulması halinde, ekonomik sorunlar aşılabilir mi?..
   Türkiye’den para gelmemesi halinde, piyasa canlanabilir mi?..
   Yanıt bekleyen sorular bunlardır…
   Kuşkusuz; bundan sonraki dönemde iktidarda kim olursa olsun dürüst ve hızlı icraat yapılması her şeyden önemlidir…
   “Şunu yaparsak bir sonraki seçimde oy kaybederiz… Bunu yaparsak Hasan’ı, Mehmet’i gücendiririz… Partiye zarar verici adımlar atamayız” gibi mazeretler artık bir kenara bırakılmalı ve sadece halkımızın geleceği düşünülmelidir…
   Hizmet konusunda ciddi adımlar atılmalıdır…
   Toplumun bir kesimi evine ekmek götüremez duruma gelirken, bir kesimin kayıtsız yaşaması kabul edilemez…
   Ciddi önlemler alarak, batmış kamu kuruluşlarının tümü kapatılmalı veya devredilmelidir…
   Bunların yapılmaması halinde değil 14 ay, 14 yıl iktidarda kalınsa dahi bu ülke bir adım ileri gidemez…
   Ülkesini seven insanlar olarak tarafsız bir gözle uyarılarımızı sürdüreceğiz…