Kıbrıs’ta yaşayanlardan daha fazla Kıbrıs doğumlu insanımız İngiltere’de yaşıyor...
Ezici bir çoğunluğunun İngiliz vatandaşı olduğunu biliyoruz...
İngiltere’de vatandaşlık nasıl elde edilir?..
Beş yıl aralıksız ikamet eden ve adli bir suçu olmayan, özellikle de vergisini ödeyenler ‘hak sahibi’ sayılırlar...
Vatandaşlık başvurusu yaptıklarında Kraliçe’ye bağlılık yemini ederler...
Son yıllarda İngilizceyi bilme zorunluluğunun da getirildiği belirtiliyor...
Vatandaşlık başvurusu yapmayan veya alamayanlar da, 5 yıldan sonra ‘Sürekli Oturma Hakkı’ elde ederler...
Geçelim Güney Kıbrıs’a...
Yaklaşık 100 bin insanımızda Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği veya pasaportu vardır...
Türk vatandaşı ile evlenip çocuk sahibi olanlar da ‘Kıbrıs Cumhuriyeti Vatandaşlığı’ için büyük bir mücadele veriyor...
Hatta bu konuyla hiç ilgisi olmadığı halde KKTC’deki öğretmen sendikaları onlar adına girişim yapıyor...
Tam 30 bin kişi için vatandaşlık isteniyor...
Peki niçin?..
AB ülkelerine serbest giriş-çıkış, sağlık ve eğitim hakkı için!..
Buraya kadar her şey gayet güzel...
Parayı veren düdüğü çalıyor
Rum liderliği ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahipliğini ele geçirdiği için son yıllarda ‘para karşılığında’ vatandaşlık dağıtıyor...
Zengin Ruslar, Çinli işadamları, Mısır’ın para babaları dalga dalga adanın güneyine akın ediyor...
Parayı bastıran pasaportu alıyor...
Şimdi sizlere bir Pazar bulmacası:
Rum hükümetinin kararıyla Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan Çinlilerin, Rusların ve Arapların isimleri herhangi bir yerde yayınlanabiliyor mu?..
Veya Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığına geçen insanlar, hükümet değişikliği olması halinde bu hakkın ellerinden alınacağı korkusunu yaşıyor mu?..
Evet; doğru cevap verenlere Karpaz’dan iki litre zeytinyağı, Kazafana’dan da iki litre Pekmez hediyemiz olsun...
Gelelim bizim city’ye...
Tanınmamış KKTC’de 35 yıldan beri vatandaşlık tartışmaları bir türlü sonlanmıyor...
Hükümetin biri vatandaşlık veriyor, diğeri iptal ediyor...
Aradan geçen süre içinde insanların isimleri ‘ideolojik amaçlı’ deşifre ediliyor...
Kimlik bilgileri elden ele dolaşıyor...
Bunca yıl içinde bir tanesi de çıkıp bu konuyu ‘kalıcı kurallara’ bağlayamadığı için insanlık açısından üzücü tartışmalar sürdürülüyor...
Vergi ödemediğimiz, ilişki içinde olmadığımız, birlikte yaşamaktan korktuğumuz Rum hükümetinden ‘Kıbrıs Cumhuriyeti Vatandaşlığı’ talep ediyoruz...
Bizden KKTC vatandaşlığı talep edilince inanılmaz bir tepki içine giriyoruz...
Aman ha!!!
KKTC vatandaşlığını alan adam ne yapacak?..
Altınlarımıza ortak mı olacak?..
Petrolümüzü mü paylaşacak?..
Ne yapacak?..
Hepimiz de biliyoruz ki; bu vatandaşlıklar bir gün çözüm olursa belki o zaman Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu alma şansı verecek...
O da kesin değildir...
Ama oldu diyelim...
Bunda Kıbrıs’ta doğma, büyüme bizlerin kaybı ne olacak?..
İngilizden pasaport almaya bayılıyoruz...
Kıbrıs Cumhuriyeti’nden pasaport almak için sıraya giriyoruz...
Ama KKTC vatandaşlığını da tekelimizde tutmak istiyoruz...
Seçimlerimize müdahale mi ediyorlar?..
On veya yirmi yıl KKTC’de yaşayan bir adamın seçimlerde oy kullanmasını mı istemiyoruz?..
O zaman ‘Beyaz Kart’ uygulamasını neden getirmiyoruz?..
Bundan böyle 5 yıl ve üzerinde mühürü olanlara Beyaz Kart verelim...
Seçme ve seçilme hakkı olmazsa, ‘Kıbrıslı Türk İradesi’ korunmuş olmaz mı?..
Evet bu konu çok önemli!..
Bunu başarmalıyız...
Beyaz Kart’a “evet” diyenler bir adım öne çıkmalı...
Vatandaşlıklara karşı olanlar ise, KC kimliğini kullanarak Anastasiadis’i de dava etmeli...
Vatandaş yapılan Çinlilerin, Arapların ve Rusların isimlerini bir şekilde ele geçirip deşifre etmeli!..
Gün gele çözüm olursa o kadar Rus’u, Çinliyi, Mısırlıyı ne yapacağız?..
Olmaz değil mi?..
Hem KKTC, hem KC vatandaşlığı mutlak bizim hakimiyetimizde olmalı...
Ve bu siyaset oyuncuklarıyla çocuklarımızı daha güzel avutmalı; hatta Kıbrıs ninnileriyle uyutmalı...
“Hella, Bulla...
Hella, Bulla…”
