İstatistik Kurumu KKTC'de Kasım ayı HP’sini %-0.47 olarak ilan etti. Bu çalışma, krizin yol açtığı yıkımın bir başka göstergesidir. Çünkü enflasyon, yalnızca ekonomik kaynakların erozyonuna yol açmaz. Aynı zamanda ahlak, dayanışma ve değerlerin tümünde de çürümeye yol açar. 
Ağır enflasyon koşullarında halk ezilir. Ama fırsatçı kesimlere de gün doğar. Yolsuzluk, hile, spekülasyon alır başını gider. Günümüzde Şili, Irak, Kolombiya, Fransa’da gelişen halk hareketlerinin temeli budur. Yani kriz, güven bunalımı ve toplumsal kaos haline yol açar.
Ciddi bir döviz krizi ile yüz yüze geldik. Evet, dövizin TL karşısında değer kazanma hızı, geçen seneki gibi değil. Ancak döviz krizinin yol açtığı maliyet enflasyonunda, pahalılıkta gerileme yok. 
Ancak geçmişten farklı, bazı başka fırsatlarda krizle gelişti. Döviz krizi ile TL kur farkından ötürü, geliri, Euro olan Güneydeki insanlar için Kuzey daha ucuz bir hale geldi. Bu nedenle Güneyden Kuzeye, bir talep yoğunlaşması var. Bu nedenle kriz, bize tam anlamı ile bir çöküş getirmedi. Çarşı, Pazar hareketli. Ancak esnafın, iş insanının size söylediği; “Eğer Güneyden bu hareket olmasaydı, işimiz zordu” sözüdür. Hepsinin ifade ettiği de insanımızın çarşıya çok çıkmadığıdır.
Bu hal, enflasyon ortamının getirdiği ahlaki erozyonun başka bir türünü de bize yaşatıyor. Ülkeyi yöneten, UBP-HP Hükümeti; ekonomik çöküşe bu nedenle girmememize karşın; oy için, aşırı milliyetçi söyleme giriyor. Tam ikiyüzlü bir hali, kriz içinde yaşıyoruz. 
Kasım ayı HP’nin, %-0.47 ilân edilmesi ikiyüzlü halin, bir diğer göstergesidir.  HP'yi düşük gösterme oyununa, kağıt üstünde bütçe dengesini tutturmak; ücretler ile asgari ücreti baskılamak için yaptılar.
Elbette bu oyun, ücretli kesimleri ve asgari ücretlileri pahalılık karşısında daha da korunmasız bırakacak. Bu HP ilanına göre; KKTC, Türkiye’den de ucuz! Tam iki yüzlü bir oyun...
Gelin, Türkiye ile KKTC arasında bazı temel gıda ürünlerindeki fiyatlara bir kilo bazında bakalım.
Patates KKTC'de 4.90 TL, Türkiye’de 2.50 TL; T. Fasulye KKTC'de 10.40 TL, Türkiye’de 8 TL.
D. Kuşbaşı KKTC'de 65 TL, Türkiye’de 43 TL; K. Kuşbaşı KKTC'de 90 TL, Türkiye’de 58 TL.
Tavuk KKTC'de 16.25 TL, Türkiye’de 10.50 TL.
Bu listeyi daha da uzatabilirim. Bu fiyat farkına karşın Türkiye’de insanlar, hayat çok zor diyor. Peki, bu fiyatlarla onların çok zor dediği hayat, bizde insanlar indinde nasıl olur? 
Üstelik siz, KKTC üniversiteler adasıdır diyorsunuz. Turizm, öncü sektörümüz diyorsunuz. Kendi insanınız yanı sıra, öncü sektör dediğiniz üniversitelere okumaya gelen, Türkiye’nin orta ve alt gelir gurubuna mensup ailelerinin evlatları, bu pahalılık karşısında kendi insanınız gibi bundan yanıp yakınmaz mı? Bu nedenle kendi insanınız gibi buradan soğumaz mı? Peki turistler. Hadi yabancılar için kur farkı cazibe. Peki, Türkiye’den gelecek olanlar için? Bindiği dalı kesen, insan gibiyiz. 
Evet, bu krizle, Güneyden gelen akış, bazı kesimlere avantaj sağladı. Ama bu akan dereden testisini dolduranlar ile bu fırsattan ötürü ekonomik çöküş girdabına girmeyen hükümet; gerçeklere yabancılaşırsa ve HP gibi, veri sunmakta dahi, hayatın gerçeği ile ters işler yaparsa ne olur? Toplumsal güven daha da sarsılır. Bu ise büyük toplumsal kaoslara yol açar. Bu yüzden aklı; veri çarpıtmaya değil, el ve akıl birliği ile bu hali çözüme kavuşturmak devinimine sokmak gerekir.