Kıbrıs’ta Coronavirüs paniğinin başlamasından sonra güneydeki yönetim ilk adımda ‘karantina bölgesini’ belirledi…
   Ortaya çıkan vaka karşısında mevcut hastaneleri ‘riske sokmak yerine’ Trodos’taki devlet konuklarını ‘karantina merkezi’ ilan etti…
   Gerekmesi halinde Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in kış aylarında ikamet ettiği evin de kullanılabileceğini açıkladı…
   Nitekim; önceki akşam İngiltere’den Easyjet uçağı ile Larnaka ve Baf Havaalanları’na getirilen öğrencilerin tümü Trodos’ta karantinaya alındı…
   Peki bizim taraf ne yaptı?..
   Bizim taraf ilk 2 hastayı doğrudan Devlet Hastanesi’ne gönderdi…
   Daha sonra vaka sayısı 20’ye çıktı…
   Diğer hastaların psikolojisini ve ortaya çıkabilecek riskleri hiç dikkate almadan karar üretildi…
   Ardından çelişkili açıklamalar geldi…
   Önce Gazimağusa Hastanesinin tümüyle ‘karantina merkezi’ olacağı duyuruldu…
   Sonra Lefkoşa’daki eski tren yolu hastanesinin devreye konulacağı bildirildi…
   Dün ise, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu’nda ‘Göğüs Hastalıkları’ Hastanesinin boşaltılacağı ve burasının karantina merkezi olacağı yönünde haberler yayıldı…
   Hastane çalışanları her tarafı toparlamaya çalışırken, mevcut hastalar ve aileleri inanılmaz bir stres yaşadı…
   “Peki, bizi nereye göndereceksiniz?” diye soranların bir kısmına ‘Gazimağusa’, bir kısmına da ‘Girne Hastanesi’ dendi…  
   Girne Hastanesi’nde aylardan beri tek dahiliye uzmanının görev yaptığı ve psikolojik bunalıma girdiği tartışılırken; yani doktor ve personel eksiklikleri sürekli gündeme getirilirken siz oraya yeni hasta gönderecek ve onların hayatını da riske atacaksınız…
   Bu nasıl bir kriz yönetimi?..
   Bir günde 3 ayrı ‘karantina adresi’ veren bir ülke örneği gösterilebilir mi?..

Uzmanlara ihtiyaç var

   Bir başka önemli konu, enfeksiyon hastalıkları konusunda uzman doktor ve personel eksikliğidir…
   Coronavirüs alarmının verildiği ilk günden itibaren, KKTC hükümetinin Türkiye’den acilen uzman doktor ve sağlık ekibi talep etmesi yönünde uyarılar yapıyoruz…
   Ancak hükümet bu konuda ileri adım atmıyor…
   Vaka sayısının 20 ile sınırlı kalmasını diliyoruz…
   Ne var ki sayının artması ve daha yüksek rakamlara ulaşması halinde ne yapacağımızı düşünmek zorundayız…
   Bir de mevcut hastaların psikolojisini düşünmeliyiz…
   Halen tedavi gören hastaları rahatsız etmeyelim…
   Huzurlarını kaçırmayalım…
   Yanlış kararlarla onları riske sokmayalım…
   Sokan olursa, bunun sorumluluğu elbette çok ağır olur…
   Bilinmesinde fayda vardır…