banner564

Yağmur değil, taş gibi dolu

Günlerdir, haftalardır, aylardır yazıp söylüyoruz. En nihayet Yüksek Mahkeme Başkanı Sayın Narin Ferdi Şefik’in; Nisan ayına kadar Meclis bir seçim tarihi ve buna bağlı bir karar almazsa, Haziran ayında Sayın Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeni ile boşalan bir milletvekilliği için yasal ve Anayasal olarak KKTC çapında Ara Seçim yapılacak açıklaması gündeme top gibi girdi. 
Bunu engellemenin yolu, Haziran ile Ekim ayları arasında bir erken genel seçim kararı almaktır. Bunun da gerekli olduğunu şeklen kabul etmeyen yok. 
Ancak şimdilerde Ekim ayındaki erken seçimden de caymaya dönük ayak oyunları yapılıyor. Bunun nedeni UBP Kurultayıdır. Çünkü Kurultayı Ekim ayına kadar yapmak zorundadırlar. Eğer yapılmazsa Kayyum atanır. Ancak Ekim ayı için Erken seçim gündeme geldi. O zaman ne olacak? Kurultay ya Ekim öncesine çekilecek veya Ekim ayındaki erken seçim ötelenecek.
Nitekim bunun ilk işaretini, UBP Kurultayında yeniden Başkan adayı olacağını ifade eden Sayın Hasan Taçoy verdi. Erken Seçimi 2022 Şubat veya Nisan olarak işaret etti. Ama UBP Kurultayının Haziran ayında olması ihtimalinden de söz etti. Yani mesele ülke değil UBP Kurultayı haline geldi. Olur mu? Bir parti Kurultayı memleketin önüne geçer mi? Ama iş maalesef bu noktaya geldi.
Bu arada memlekette bozulan ekonomi ve sağlık endişesi için sağduyu sahibi pek çok kesim, “seçim değil geçim” diyerek olaya yaklaşma eğilimi içindedir. Ama bu gerçekçi değildir. Çünkü Sayın Narin Ferdi Şefik’in Yüksek Seçim Kurulu Başkanı olarak ifade ettiği gerçek var. Haziran 2021’de tek milletvekilliği için Ara Seçim yapmak zorunluluğu var. Böyle olunca Haziran’da tüm ada çapında bir ara seçim, arkasından da 6 ay sonra bir genel erken seçim. Böylece aman “seçim değil, geçim” derken “yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” gerçekleşecek. Üstelik bu sürede iktidarın büyük ortağının içinde, Kurultay yarışından doğan sayısız gerilim ve siyasi karmaşa da her şeyin önüne geçecek.
Bunun için Meclis içindeki tüm siyasi partiler bir araya gelip Seçim Yasası için YSK’nın talep ettiği kısmi değişimleri yapmalıdır. Ya da eğer uzlaşırlarsa, hep birlikte Seçim Yasası genel değişikliği de yapabilirler. Ancak bu noktada şunu ifade etmek gerekir. Evet koalisyonların ömrü uzun olmuyor. Bunun nedeninin ne olduğunu konuşalım. Ama istikrarsızlığın en önemli nedenlerinden birinin de tek başına iktidar dönemlerinde UBP içinden olduğunu da göz ardı etmeyelim. 1985 öncesi TAP, DHP UBP’nin Cumhurbaşkanlığı ve Meclis’te Tek Başına iktidar dönemde doğdu. Yine 1990’da ise Cumhurbaşkanlığında ve Meclis’te UBP’nin ezici çoğunluk döneminde, UBP’den DP doğdu. Yine 2009 ve 2010’dan sonra Cumhurbaşkanlığı ve Meclis’te tek başına iktidar olduğu dönemde Kurultay maceraları sonrası, UBP’den UG doğdu ve DP-UG olunduğu için siyasi kriz ve erken seçim gündeme geldi. UBP adayı Sayın Tatar’ın 2021’de Cumhurbaşkanı seçilmesi. Arkasından UBP Kurultayında yaşananlar ve sonrasında Meclis Başkanlığı seçiminde olan etik olmayan tutumlar nedeni ile siyasi kriz yaşanıyor. Bundan ötürü bunların hiçbirinin çaresi, seçim sistemindeki değişimle bulunamaz. Yani bu krizleri kimse seçim sistemine ve muhalefet olgusuna bağlamasın.
Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’a büyük görev düşüyor. Hem seçim tarihi hem de Seçim Yasası ile ilgili olarak siyasi güçlerin erken zamanda diyalog içine girmesine yönelik yapıcı rol üstlenmelidir. 5’li Konferansın kapı eşiğinde olduğu bu dönemde içte böylesi başıboşluk iyi değildir. Ekonominin, sağlığın alarm verdiği koşullarda bu hiç iyi değildir. Bir an evvel Erken Seçim zamanı en geç Ekim olarak ilan edilmeli. Seçim Yasası ele alınıp bir konsensüs sağlanmalıdır. UBP ise Kurultay tarihini netleştirmelidir. Başkalarını iplemeseniz bile, Yüksek Mahkeme Başkanına kulak verin. 

YORUM EKLE

banner608

banner474