banner564

Yaptıklarımızla tükeniyoruz

Yaşadığımız coğrafyada kişiye ve/veya kişilere özel uygulamalar hiç bitmedi. 1974 sonrası Kıbrıs Türkü’nün yaşadığı coğrafyada kişilere özel yasalar, adam kayırmacılık hep süregelmiştir. Kim ki bu düzene karşı çıkmaya kalktıysa ya adayı terk eyledi ya da faili meçhul cinayete kurban edildi. Ama ne tuhaftır ki tüm bu olumsuz yaşanmışlıklarla ilgili birçok yazı yazılmış, gösteriler de yapılmış, sözler de söylenmiştir ancak geldiğimiz nokta hepinizim malumudur; bir bozuk düzendir kurulmuş gidiyor.
Kimseye suç bulmayalım! Bu düzeni bizler yarattık ve ne acıdır ki; vatan, millet, bayrak diye diye yarattık bu düzeni! Hep kendimize dünü gösterdik ve dünün yaşanmış acıları ile yoğrulduk. Yarınları hiç göstermedik, işaret etmedik. Toplumumuzun tüm sorunlarına hep toplum üzerine yüklenen külfetlerle çözüm ürettik. Aynen bugün yaşadığımız sosyal ve ekonomik sorunlara çözüm üretirken toplumun yaşam kalitesinden çalındığı gibi…
Siyasiler bizlere hep dünyadan örnekler vererek yaşadığımız sosyal ve ekonomik krizleri küresel olgulara bağlamaktadırlar. Ancak bizim bir dünya devleti olmadığımızı herkes bilmektedir. Bizim küresel ekonomik düzen içinde bir yerimiz olmamıştır. En yakın coğrafyamız ve gönül bağımız olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik katkıları ile kurulu düzen içerisinde kendimizi idame ediyoruz. Dahası bu kurulu düzen içinde dahi üzerimize düşen görevleri de yapmıyoruz. İşte sizlere yakın zamandan iki örnek:
Lefkoşa Merkezi Cezaevi, zamanında 175 mahkûm kapasiteli olarak yapılmış. Bugün ise merkezi cezaevindeki mahkûm sayısı 500 kişiyi geçmiş durumdadır. Türkiye’nin katkıları ile yeni yapılan cezaevi binasını ise işlevsel hale getiremiyoruz. Ancak her hükümet değişiminde cezaevi müdürünü değişebiliyoruz…
Pandemi döneminde, pandemi koşullarına göre yetersiz olan mevcut hastanelerimiz nedeniyle yeni bir hastane ihtiyacı doğmuştu. Yine yardıma Türkiye yetişmiş ve yeni hastane inşaatını coğrafyamızda daha önceleri görülmemiş bir şekilde çok kısa sürede tamamlayarak bizlerin kullanımına sunmuştur. Ancak bizler yepyeni bir hastaneyi hizmete açmakta çok zorlandık. Bugün oldu hala daha yeni açılan hastanenin personel eksikliğini gideremedik…
Daha birçok konuda hep sınıfta kaldık. En son cep telefonlarını kullanıyoruz ama telefon altyapımız çok eskimiş. En son model bilgisayar ve tabletleri kullanıyoruz ama internet altyapımız çok çok zayıf. Dünyanın en pahalı arabalarını yollarımızda görüyoruz fakat doğru dürüst karayolumuz yok. Alternatif enerjide dünyanın en şanslı coğrafyasında yaşıyoruz ancak hala fosil yakıtla elektrik üretiyoruz. Dahası elektrik ücretlerini ödememize rağmen doğru dürüst hizmet alamıyoruz…
Hükümet olarak belirlediğimiz siyasiler toplumun yaşam kalitesini artıracak önlemler almıyorsa bunun bir nedeni de muhalefettir. Muhalefet de zamana oynayarak hükümetin yıpranmasından medet umarak kendince iktidar için fırsatı yaratmaya çalışmaktadır. Fakat toplumun yaşam kalitesi düştükçe, iktidar olmanın da bir kıymeti olmayacağı gerçeği gün gibi ortadadır. İçinde bulunduğumuz durum; yüzümüz hep düne dönük, bugünü yaşayamıyoruz, yarından ise hiç umut yok. Yaptıklarımızla tükeniyoruz…
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar. 

YORUM EKLE

banner471

banner474