banner564

Yargı ve Narin Ferdi Şefik'in değerlendirmeleri

 Adli Yılın açılışında Yüksek Mahkeme Başkanı Sayın Narin Ferdi Şefik önemli bir konuşma yaptı. Bu konuşmada Sayın Başkan, yalnız yargı ile ilgili konularda gördüğü, eksiklik ve yanlışları işaret etmedi.
Yüksek Mahkeme Başkanı konuşmasında,  Devlette ve Kamu yönetiminde var olan yanlışları da ele aldı. İşte öncelikle bu konuya işaret etmek isterim. 
Eğer Yargı;  devleti yöneten Yürütme organından ve Yasama çoğunluğundan ürkerek, kendince devlet ve Kamu yönetiminde gördüğü idarî ve yasal yanlışları işaret edemezse, orda Yargı Bağımsızlığından söz etmek mümkün değildir.
Bu bakımdan bu konuşma, Kuzey Kıbrıs’ ta Yargının Bağımsızlığı olgusunun, sözden öte bir anlamı olduğunun işaretidir. Ayrıca kimse de bu konuşma ve eleştiriler nedeni ile Yargıyı kınamadı.
Bunu gözümüz gibi gözetmemiz gerekir.
Bu bağlamda, YMB Sayın Narin Ferdi Şefik'in dile getirdiği önemli bir sorun olan kadro ve bina, araç eksikliklerini gidermek önemlidir.
Ancak bu konu, bazılarının gündeme getirmeye çalıştığı bir yolla da ele alınmamalıdır.
Çünkü bazıları, Sayın Başkanın,  işaret ettiği bu ciddi eksikliklerinin giderilmesi için, hemen 2019 Başını, yani Türkiye ile yapılacak olan Ekonomik ve Mali Protokol konusunu gündeme getirdiler. Bunlara göre, bunları gidermek kolay. 
“Türkiye’nin yargı düzenlemesi ile ilgili bazı talepleri var. Bunları kabul edelim ve Türkiye bize kaynak versin ve kadro, bina sorunlarını çözelim” diyorlar.
Peki, bu değişiklikler ne? Bu konuda tek kelam yok... Bunlar; özellikle Yargının bağımsızlığını ciddi ölçüde koruyan hakim tayini ve hakimlerin terfilerini düzenleyen ve siyasi ağırlıktan tamamen uzak olan bizdeki mekanizmayı, Türkiye’de olana uyumlaştırmak mı?
Ya da suç işlediği iddia edilen KKTC yurttaşlarının, Türkiye'ye yargılanmak amacı ile sevki mi? Ya da demokrasi söz ve anlatım özgürlüğü ile ilgili kimi kısıtlayıcı düzenlemelerin yapılması mı?
Bu konuları, yargının ihtiyaç duyduğu kaynakları elde edelim diyenler, gündeme getirmiyor.
Hatırlardadır.
 Geçtiğimiz dönemde Türkiye ile yapılacak olan Protokol görüşmeleri için Yargıda Uyum konusu da bir madde olarak yer almıştı. Buna Yüksek Mahkeme Başkanı haklı olarak, “bize bu konu sorulmadı, bu doğru değil” diyerek tepki göstermişti. Bu nedenle bu konuyu bu makalemde ele almak istedim. Çünkü yine Yargının kadro bina ve araç eksiklikleri gündeme geldi. Gündeme gelir gelmez de hemen, “tamam, işte bu konu var, bunu yapın ve kaynak alın “ denmeye başlandı.
Bakın, yargının sorunları var. Bunları tartışalım. Ele alalım. 
Ama tüm yargı binaları, araçları, gerekçeleri tamam ve kadroları da dolu olsa dahi, eğer Yargının Bağımsızlığı yoksa bunların tümünün değeri yoktur. Ben kendi hesabıma eksik olsun derim.
Esas olan Yargı Bağımsızlığıdır. Esas olan Hukuk Düzenidir. Bunu herkesin gözetmesi gerekir.
Sayın Narin Ferdi Şefik'in dile getirdiği bir başka gerçeğimiz daha var.
Diyor ki “2017 yılında 12.151 icra dosyaladı. 2016'da askıda olan 3.726 icra dosyası ile toplam, 15.877 icra dosyası var. Ayrıca Toplam 14 bin 165 de Mazbata var.” diyor
Evet, bir Yüksek Mahkeme Başkanı olarak, bu icra ve mazbata konularının çözülmemesi nedeni ile endişesini dile getiriyor ve eleştirisini yapıyor.
Ancak, siyasetin ve sivil toplumun ele alması gereken mesele buradadır.  Bir kere 2017 yılında 12 bin civarında icra dosyalanması, ekonomideki kötüleşmenin en büyük göstergesidir.
Şimdi döviz krizi ve TL faizlerinin fırlaması ile önümüzdeki aylarda ve gelecek yıl, icra için daha çok dava dosyalanacak ve daha çok mazbata da gündeme gelecek.
Bu yüzden mükellefiyetini ödememeyi huy edinen bazı insanlar hariç; bir çoğunluğunda, ekonomik krizler nedeni ile borcuna sadık olmayan insan durumuna girdiği açıktır. Bu rakamlar bize, ekonomik durumun iyi olmadığını gösteriyor.
Hele Sayın Narin Ferdi Şefik'in, icra ile ilgili olarak söylediği ; “9078 tanesinde ise menkul emvali bulunmadığı bildirilmiştir” sözü ise çok düşündürücüdür. 
Menkul, maddi değeri olan tüm mallar için kullanılır. Emval ise eski Türkçede taşınabilir mallar için kullanılır. “Emvali Menkule” ise eski Türkçede, değerli taşınabilir mallar için kullanılır. Kısacası 9 bin civarında icra dosyasının muhatabının, taşınabilir değerde malı da yok! Bu gerçekten ekonomik olarak mal ve hizmet satanlar içinde bir fiyaskodur. Bunun diğer anlamı ise, sonunda bol hapislik olacak! 
Bu bakımdan Sayın Narin Ferdi Şefik'in konuşması, her acıdan önemlidir. Ancak, Yargı Bağımsızlığı, tam da bu günler nedeni ile göz bebeğimiz gibi korumamız gereken değerdir.

YORUM EKLE

banner471

banner474