Kuzey Kıbrıs’ta polislik olayların ve mahkemelere yansıyan suçların sayısı her geçen gün daha da artıyor…
   Kuşkusuz bunun bir nedeni nüfustaki artıştır…
   Ama en önemlisi suça meyilli kişilerin ülkeye sokulmasıdır…
   Suça meyilli kişilerin ülkeye ayak bastıktan sonra yerli işbirlikçi bulmaları nedeniyle uyuşturucu ticaretinde korkunç bir patlama yaşanıyor…
   Ve böylesi bir tehlikenin içine yaşları 18 ile 28 arasında olan gençleri de çekiyorlar…
   Gençlerin ağır psikolojik sorunlar yaşamasında, hemen her şeyde uyuşturucu kullanımının etkisi vardır...
   Buna karşın okullarda yeterli eğitim, medyada yol gösterici yayınlar yoktur...
   Dıştan ithal edilen uyuşturucunun önlenmesinde ağır sorumluluklar üstlenen polis teşkilatının da personel ve araç-gereç açısından eksikleri vardır...
   KKTC polisinin; uyuşturucu ile daha etkin bir şekilde mücadele edebilmesi için personel eksikliği ivedilikle giderilmelidir...
   Ayrıca ihtiyaç duyulan teknolojik aletler polisin emrine verilmelidir...
   Münhalsiz kamu görevlisi tayin eden hükümetin, polis teşkilatının sıkıntılarına öncelik vermesi şarttır...
   Polisin hem narkotik, hem de trafik şubelerini çok daha etkin bir duruma getirebilmesi için eğitilmiş elemanlara ihtiyacı vardır...
 
Denizlerimiz kontrol altında değil

   Küçük teknelerle insan kaçakçılığı yapabilen şebekeler, uyuşturucu ticaretini çok daha kolay bir şekilde yürütebilirler...
   Bu sorunun çözümü için yıllar önce ortaya atılan bir düşünce vardı...
   Buna göre; Beşparmak Dağları’na yerleştirilecek radarlarla, tüm denizler kontrol altına alınabilecekti...
   Peki bu projeye ne oldu?..
   Gelelim mahkemelerin durumuna...
   Ağır Ceza Mahkemesi geçtiğimiz hafta içinde ibret verici açıklamalarda bulundu...
   Mahkemelerin uyuşturucu davalarıyla işgal edildiği vurgulanırken ‘suç işleyen yabancı uyrukluların üniversiteleri kullandığına’ dikkat çekildi…   
   Mahkemelere yansıyan uyuşturucu miktarının, gerçeğin çok altında olduğunu herkes biliyor...
   Dolayısıyla gerek hükümetin, gerekse muhalefetteki partilerin, yargıdan gelen uyarılar karşısında ‘ortak bir strateji’ belirlemeleri gerekiyor...
   Hiç olmazsa uyuşturucuya karşı mücadelede birleşmelidirler...
   Meclisten daha etkin yasalar geçirmeli, sınır kapılarındaki denetimlerin ve polis gücünün artırılması için her türlü fedakarlığı ön plana çıkarmalıdırlar...
   Ayrıca; ileri yaşlarda ‘üniversite eğitimi’ gerekçesiyle bu ülkeye gelenlere de dikkat edilmelidir...
   Üniversitelerde eğitim görenlerin sayısını artıracağız diye; bu küçük ülkeyi beyaz tozla örtecek ve gençlerimizi zehirleyecek girişimlere kesinlikle izin verilmemelidir...
   Güvenlik güçleri, üniversite yönetimleriyle de anlaşarak, etkin denetimler yapmalı, suçla bağlantılı görülenleri ortaya çıkarmalı ve anında ihraç yöntemine başvurulmalıdır...
   Zamanın daraldığını artık görmek zorundayız...
   Ya hemen etkin önlemler alarak, uyuşturucu olaylarını asgariye indireceğiz...
   Ya da gençlerimizi böylesi bir tehlikeden koruyamaz duruma geleceğiz...