banner564

Yarım asırlık süreçte yarattığımız kötü düzenin bedelini ödüyoruz

   Barış Harekatı’nın üzerinden tam 50 yıl geçti…
   Bu süre zarfında yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı gözden geçirmekte fayda vardır…
   Yıllarca önümüze ne konduysa yedik…
   Çaresizlikten kuyu sularını afiyetle içtik…
   Hayvan hastalıklarıyla ilgilenmeyi ihmal ettik…
   Dairelerimiz, müdürlerimiz, personelimiz var ama; köylere düzenli bir şekilde veteriner gönderemedik…
   Hastalıklı hayvanları, hellim olmayan hellimleri, yoğurt olmayan yoğurtları da afiyetle yedik…
   Yemeye devam ediyoruz…
   Zamanında aşılanmayan hayvanları, hastalık sonrasında aşılıyor, insanlarımızı ürkütüyoruz…
   Nefes alabilecek orman bırakmadık…
   Memleketin her köşesini kirlettik…
   Dağları oyduk, elektrik üreteceğiz diye insanları zehirledik…
   Arada bir zehirsiz veya az zehirli yiyecek bulsak da, güven bunalımı yüzünden tedirginlik yaşıyoruz…
   “Acaba bu nasıl? Nasıl sulandı?. Ne kadar ilaçlandı?..” diye endişeleniyoruz…
  Yanan devlet laboratuvarını hala tamir edemediğimiz için kapsamlı tahlil yapamıyor, tüketiciye güven veremiyoruz…   
   Çöken yolları tamir edecek, hastalara ilaç alacak para bulamıyoruz ama diğer yandan yılda bir milyara aşkın ‘ek mesai’ ücreti ödüyoruz…
   Tek sandalyeli seçim için 35 milyon lira harcayabiliyoruz…
  
Tutar hiçbir yanımız kalmadı…

   Basit siyasi oyuncuklar yüzünden, kaliteli insanları erken emekliliğe göndermeyi marifet sandık…
   İş bilenlerin yerine, parti rozeti takanları yerleştirdik…
   Sonrasında hepsiyle top gibi oynamaya başladık…
   Kendi kendimize yalan bir dünya yarattık…
   Bazıları bunu büyük bir yalanla Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğüne bağlıyor…
   Ne var ki; bunun gerçek olmadığını hepimiz biliyoruz…
   Her şeyi batıran, berbat eden bizleriz…
   Kendi kendini yok etme becerisini gösterebilen başka bir toplum düşünebiliyor musunuz?..
   Mumla arasanız da bulamazsınız…
   Yola, suya, elektriğe, sağlığa, eğitime para bulamayan bu temelsiz, düzensiz devletçik; partilere, bazı makam sahiplerine, peşkeşlerin örtülmesini becerenlere, batmış belediyelere, ihale mafyalarına milyonlar dağıttı…
   Hala dağıtmaya devam ediyor…
   Ama kanser hastalıklarının patladığı bir ülkede sık sık ilaç eksikliği çekiyoruz…
   Yaşlılara ‘huzurlu’ bir bakım evi kuramıyoruz…
   Hayatının son döneminde insanları kendi kaderleriyle baş başa bırakıyoruz…
   Böylesi bir yaşamı hak etmiyoruz ama, yanlışları düzeltebilecek bir mekanizmayı da oluşturamıyoruz…
   Kısacası; yarattığımız kötü düzenin bedelini ödüyoruz…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 ay Önce

IMF verilerine göre 2030 Yılında Refah düzeyi yükselip Ekonomileri büyüyüp milli gelirleri artacak olan Ülker arasında olan bazı Ülkeler
İRLANDA 2030 Milli geliri 150,000 Dolar
TÜRKİYE 2030 Milli geliri. 19,000 Dolar
İNGİLTERE 2030. Milli geliri 72,000 Dolar
Her geçen gün Fakirleşip Yoksullaşan tutulacak tarafı kalmayan Yönetilemeyen KKTC’nin 2030 Yılında bu gidişle ne Hale gelecegini bilen var mı?
Yüce meclisimiz Beş Yıllık Planınız Nerde ??

Turkish Power
Turkish Power - 2 ay Önce

Mr Oz ve Mr Hasan beyler 3 aylik bebek gibisiniz ab nin sizi elinizden tutup cise goturmesini bekliyorsunuz once calismayi uretmeyi ter dokmeyi kendi ayaklarinizin uzerinde durmayi ogreniniz kafa yapinizi degistiriniz ozelestiri emek kendine durust olma ama nerde hala bos laflar bos muhabbetler ab sizi ne yapsin sadece kibrisa cokmek icin piyon yapar

Öz
Öz - 2 ay Önce

Bu ülkede umut olacak bir dönem hiç mi olmadı? Mesela Asil Nadir’in İngiltere’nin en saygın ve en genç zenginleri arasında olduğu zaman, ülkede büyük bir umut vardı. Sonra Rumlar bir taraftan, Türkiye’deki medya diğer taraftan Asil Nadir’i batırıp, umutları yok ettiler. Bunda Asil Nadir’in de payı yok değil. Eğer söylendiği gibi, Vasiliu ile birlikte çözümde iş yapmış olsaydı, belki de ne onun, ne de Kıbrıslı Türklerin geldiği nokta böyle olmazdı. Sonra Annan Planına evet diyerek K/Türklerde yine bir umut doğdu. Ülkede büyüme yüzde 10 ların üstüne çıktı. İngiltere’den yurttaşlarımızın bir kısmı dönmeye başladı. Öz kaynaklarla, Mağusa’ya hastane yapıldı. Elektrik için yeni bir santral satın alınıp, Rumlardan elektrik alımına son verildi. Hatta üretilen elektrik Rumlara satıldı. Sosyal Sigortalar artıya geçti. Güneyden gelen Rumlar, Türklerin yaşantılarına, hayretler içinde baka kaldılar. Sonra eski politikalara, ‘Vatan Millet Sakarya.’ geri dönüldü. AB ile aynı dili konuşmaktan vaz geçildi.Bir adım önde olma yerine, Çözümsüzlük ve Mr. No liderinin kötü taklidine seçim kazandırıldı. Partisi de yeniden dizayn edildi. Netice olarak, ülke sahtekarlığın, dolandırıcılığın, kaçakçılığın, suistimal ve yolsuzluğun ülkesi haline getirildi. Biz yapmadık. Bu ülkeyi bu hale biz getirmedik. Bu ülkede partili dostlarımız yok. İş dahi bulamadık. Bunları kimlerin yaptığı ortada. Belki ‘Siz yaptınız.’ denilebilir ama kesinlikle biz yapmadık. Kötülerin yaptığından, iyiler sorumlu olamaz.

Turkish Power
Turkish Power - 2 ay Önce

Yani ozelestiri olay yoneten ab abd degil halk olarak mirasyedilik talan yarim gun mesai tembellik vurdumduymazlik aynaya bakiniz

Turkish Power
Turkish Power - 2 ay Önce

Mr Oz asil nadire senin ingilizin coktu annan planini rum reddetti crans montanada masadan kacti ingiliz kibristaki usleri ortadoguya demokrasi goturmek icin kullaniyor 60 yildir TC kapida bekletirilken ittiri boktan balkan baltik ulkeleri ab ye tam uye yapildi pkk/pyd yi isidi abd ab desteklemiyor mu arap bahari diye cografyanin a..na kim koydu o bu antidemokratik de misir tunus vs darbeleri demokratik mi rusyayi yok etmek icin ukraynayi provake etmek normal mi sonuc ne oldu gocmen akini ab deki ekonomik cokus asiri sagcilarin oy patlamasi beter olun

Hasan Nury
Hasan Nury - 2 ay Önce

Sayın Powerless bey , Daha beter olan ne ABD ve ne de AB’dir Daha beter olan Kırk Yılda Yönetilemeyip batmış ve batırılmış Kktc’dir .
KKTC’yi batıranlar ise ne ABD ve ne de AB’dir KKTC’yi batıran KKTCnin ta kendisidir !

banner471

banner474