banner564

Yazık bu millete

  Türkiye ve KKTC’de gündemin ilk sırasında TL’nin değer kaybı var…

   İnsanların bir anda fakirleşmesine, işletmesinde kriz yaşamasına, gelecekle ilgili karamsarlıklara yol açan bir süreçten geçiliyor…
   Türkiye’deki iktidarın bazı üyeleri, yaşanan bu gelişmeleri, yabancıların Türkiye’ye karşı oynamakta oldukları oyunlara bağlıyor…
   Muhalefet ise bunun tersini savunuyor…
   Yaşananları bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirelim…
   Son 3 yılda neler oldu?..
   Kıbrıs’ta Cunta Darbesi 15 Temmuz 1974’de gerçekleşmişti…
   Türkiye’de FETÖ darbesi de 15 Temmuz 2016’da gerçekleşti…
   O günkü gibi bugün de 15 Temmuz’un ‘bir tesadüf sonucu mu seçildiğini’ aradan 25 yıl geçtikten sonra İngiliz gizli belgelerinden öğrenebileceğimizi belirterek devam edelim…
   FETÖ darbesi sonrasında Türk ordusundan önemli generaller, binlerce subay ve asker tutuklanarak cezaevine gönderildi…
   Tutuklamalar, mahkumiyet kararları gündemden hiç düşmedi…
   Bu arada Suriye meselesi alevlendi, ardından Afrin Harekatı gerçekleşti…
   Vatandaşlar “Neler oluyor?” sorusuna yanıt ararken, Türkiye’deki seçimler 18 ay öne alındı…
   Ardından dövizde şok artışlar, işletmelerde krizler, hatta iflaslar başladı…
   Türkiye böylesi kritik bir süreçten geçerken, KKTC’de belirli çevreler okları hükümete yöneltti…
   Ekonomik uzmanlara göre hükümetin TL’den Euro’ya geçme şansı sıfırdır…
   Döviz kurlarını tüm işlemlerde sabitleme şansı da yoktur…
   Sadece ve sadece belirli konularda önlem alma şansları vardır…
   Mesela eğitim ücretleri ve kiralarda kur sabitlemesi gibi…
   Zaten bu iki konuda adım atılmaması halinde, çok daha ciddi sıkıntıların ortaya çıkacağını tahmin etmek zor değildir…
   Kira kurları sabitlenmezse, kiracılar Sterlinin gerçek kuruna göre mal sahibine ödeme yapamayacak…
   Aynı şekilde veliler, çocuğun okul parasını ödeyemez duruma gelecek…
   Bu gerçekler ışığında hükümet acilen eğitim kurumları ile toplantı düzenlemeli ve gerekli adımları atmalıdır…

Gerçek niyetleri öğrenelim

   Kuşkusuz içinden geçtiğimiz bu süreçte, Rum-Yunan tarafının Kıbrıslı Türklere ve Türkiye’ye yönelik duygularını ve ne tür hazırlıkların yaptıklarını öğrenme şansını da buluyoruz…
  Öncelikle Türkiye’de seçime katılan ve katılmayan tüm siyasilerin, ulusal çıkarlar ve olası tehlikelere karşı tek yumruk olması en büyük dileğimizdir…
   Ayrıca KKTC’deki siyasilerden beklenen de budur…
   Bakınız, Rum Subaylar Derneği Başkanı Albay Hristos Psaras, Rum Savunma Bakanı Savvas Angelidis’e hitaben ne diyor:
   “Bizim için hedef Girne’dir ve mülk takasından değil işgal altındaki toprakların kurtarılmasından söz ediyoruz. ‘Unutmuyorum’u unutmama sebebimiz budur. Savunma ve saldırı harekatları var, birazcık savunma yoktur. Bizim ne Kıbrıslı Türkleri Türklerden ayırma, ne de onlara vatandaşlarımız deme seçeneğimiz veya olanağımız var.”
   “Bütün halklar kardeştir” diyenler bu sözleri 2-3 kez okusunlar…
   Türkiye’yi karıştırıp, zayıflatmak isteyenler, kendi insanlarını ne tür tehlikelerin beklediğini kafalarına iyice yerleştirsinler…
   İnsanımızın geleceğini, can ve mal güvencesini, hatta namus ve şerefini tehlikeye atmamak için, asgari müştereklerde birleşmelerini ve toparlanma seferberliğini başlatmalarını diliyoruz…
   Bir de son günlerde Rum ve Yunan radyoları ile TV’lerinde sık sık tekrarlanan utanmaz, ahlaksız Yunanlı şarkıcı Tus’un Türk kadınlarına yönelik ahlaksız bestesini kulaklara küpe yapsınlar…
   Dinledikçe Tus’a öfkelenerek uyanırız belki… 

YORUM EKLE

banner471

banner474