İki günlük şiddetli yağış sonrasında güzel ülkemizin birçok yerinde üzücü olaylar yaşandı…

   Özellikle bakımsız eski binalar yaşanmaz hale geldi…
   Çok sayıda insanın ev eşyaları da kullanılamaz halde…
   Toplumsal dayanışma ile bunları kısa sürede aşabiliriz…
   Fakat önemli olan bazı sorulara ikna edici yanıtlar verebilmektir…
   Ya bundan sonrası ne olacak?..
   Dört gencimizin sel sularına kapılarak uçuruma yuvarlandığı Girne Ciklos noktasında hala uyarıcı trafik levhaları yoktur…
   Turizm ülkesinde yaşadığımız ne zaman aklımıza gelecek?..
   Türkçe ve İngilizce yazılı uyarı levhaları Ciklos’a ve diğer keskin virajlara ne zaman konacak?..
   Ve bu hizmetleri hangi makam, hangi teknisyenler sağlayacak?..
   Eleman sayısı 140 civarında olan karayolları dairesinin sokağa çıkaracağı teknik elemanı yoktur…
   Araç-gereçleri ya kullanılamaz haldedir ya da araçları kullanabilecek eleman yoktur…
   Öyleyse bu daireyi niçin ayakta tutuyoruz?..
   Neden cesur adımlarla bir başka oluşuma gidemiyoruz?..
   Bu daireye ait değerli mülkler vardır…
   Onları satıp, çok sayıda yolun tamiratını yapamaz mıyız?..
   Keskin virajlarda uyarıcı levhaları bir an önce dikemez miyiz?..
   Artık öyle bir noktadayız ki; geçmişin hatalarına sarılarak sorumluluktan kurtulamayız…
   Mazeret üretme alışkanlıklarını bir kenara koymak zorundayız…
 
Denetim ve önlem

   Yıllardır ülkemizin asayiş konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını vurguluyor, hem polis gücünün, hem de teknolojinin artırılması gerektiğini önemle vurguluyoruz…
   Ancak bunlarla ilgili adımların atılması çok uzun zaman alıyor…
   Bürokratik işlemler arasında hareket edemez bir durumdayız…
   Bir de 4’lü koalisyonlarda karar alma sıkıntısı yaşanıyor…
   Her parti, en ufak konuları kendi MYK’sına götürmek ve oradan onay almak istiyor…
   Gelişmiş ülkeler böylesi icraat yöntemlerini yıllar öncesinden terk etmiş durumdadır…
   Bizler burada hala hangi siyasi mantıkla hareket ettiğimizi ne zaman sorgulayacak, ne zaman gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara yöneleceğiz?..
   Kimse kusura bakmasın…
   Ne bu halkın, ne de bizleri destekleyen Türkiye’nin bu tür geçersiz siyaset uygulamalarına tahammülü kalmadı…
   Artık icraat istiyoruz…
   Can ve mal güvenliği istiyoruz…
   Yola çıktığımız zaman tehlikeli virajlarda uyarıcı levhalar, ikaz işaretleri ve aydınlatma istiyoruz…
   Ayda bir değil, her gün denetim yapan polis gücü istiyoruz…
   Daha hızlı kararlar üreten bir yargı için önlem alınmasını talep ediyoruz…
   Eski masalların tekrarı artık uykumuzu kaçırıyor…
   İyi pazarlar…