Geçtiğimiz günlere yansıyan en önemli iki gelişmeden biri Avrupa Parlamento Seçimleri, diğer ise henüz çok ses getirmemiş ABD başkanı Barack Obama’nın, West Point Askeri Okulu’nda yaptığı konuşmadır. Haber kaynaklarına çok yansımamış olabilir. Ama bu hafta itibari ile gün yeni bir Dünya’ya uyandık. Ya da umarım uyanmışızdır.

Obama, bahsi geçen bu konuşmasında, bir gün önceden açıkladığı Afganistan’dan çekilme planlarını (2016 da bitmek üzere), daha büyük bir projenin parçası olarak sundu. Ve böylece, son olarak Soğuk Savaşın bir retoriği olarak gördüğümüz, “Amerikan Dış Politikası’nda ki yeni bakış” bir kez daha hayatımızın bir gündemi oldu.

Evet, doğru okudunuz, Amerikan dış politikası yeni bir döneme giriyor. Bu tarz konuşmalar, aslıdan basit görünse bile, birkaç yıl içinde etkileri daha belirgin olarak hepimizi etkilemişlerdir. Örneğin F.D Roosevelt in ardından H.S Truman’ın uyguladığı “Truman Doktrin” ve onun getirileri ki bunlar hem konvansiyonel ve nükleer silahlara büyük miktarlarda yatırım yapılması ve dünyanın her yerinde sahip olunan pozisyonun bu güçle korunmasını hedefliyordu. Truman’ın ardından ise göreve gelen D.D Eisenhower in “Yeni Bakışı”, bu kez Amerika’nın, bu kadar ekonomik yükün altında zarar gördüğünü öne sürmüş, ve dünyanın her yerinden konvansiyonel ordular yerine, gerekirse kullanmakla tehdit edeceği nükleer silahların, üretimine ağırlık vermiş, yani tüm Dünyayı, herkesi “ses edersen yersin kafana nükleeri” diye tehdit ettiği bir döneme sürüklemişti. Tüm bu değişiklikler, öncelikle Amerikan Ekonomisinin temelini değiştirmiş, eksenini kaydırmış, bu bağlam da ise ABD ye bağlı dünya ekonomisi ve sosyal hayatı da şekillenmiştir.

**

 Bu değişimler çoğu zaman bazı kısımlar tarafından olumlu karşılansa bile, ekonomik sınıflar tarafından her seferinde eleştirilmiş ve bazen bazı başkanların hayatlarına bile mal olabilmiştir. İşte Obama’nın konuşması bu yüzden önemlidir. Yani dünyanın çehresi değişmek üzeredir.

Nedir peki bu değişim. Obama, ya da Amerikan medyası henüz albenisi olan bir isimle ortaya çıkmasa bile, Başkan’ın konuşmasının bazı noktalarından tekrarladığı “yeni bölüm” söylemini, bu değişimin adı olarak ben atfediyorum.

Dünya uluslararası ilişkilerinde “Obama ve Yeni Bölüm”. İsim tamam, ya anlamı nedir diye sorarsak da, yine satır aralarında şunu görebiliriz. Son yıllarda Amerika’nın özellikle Orta Doğu ya kayan odak ekseninin artık daha doğuya yani Asya’da olacağını, Amerika’nın Dünya liderliği ile ilgili teorisinin artık sosyolojik bir paralelde izleneceğinin ve askeri operasyonların önemli bir miktarda azalacağını görebiliriz.

Tabi, ABD de böyle bir değişim hiç de kolay kabul görmeyecektir. İkinci dönemini yaşayan başkan Obama, ciddi bir mücadele içine girmiştir. Daha ilk andan “Obama savaşları bitirmiyor, onları kaybediyor” diyen Cumhuriyetçi kesim önümüzdeki günlerde daha da sert çıkışlar yaparak, bu değişimi engellemeye çalışacaktır.

**

Evet, bu hafta içerisinde tarih yeniden yazılıyor. Umarım bu yeni sayfalar da Kıbrıs Halkı’nın geleceği de olumlu yönde etkilenir.